‼️Zulmün rengi yoktur. Zulüm Van’da, Konya’da, İstanbul’da olması renklerinden ötürü sessiz kalacağınız anlamına gelmez. Bir hukuk düzeninde insanlık dışı, anti demokratik her müdahale ve eylem ses çıkarılması ve bastırılması gereken toplumsal vazifedir. Polis jopuna ve gazına en çok tapanların dün karşılaşmış oldukları şey 20 senedir kendilerinden uzak durmuş faşizan mekanizmaydı. Şiddet ile yaşayan hiçbir rejim kabul göremez, jop kendi kafasına inmeden polis şiddetini ve faşizan baskılara kucak açanlar: öncesinde direnip bu şiddeti tadanların, hukuk önünde mağdur olanların aslında kendileri içinde direndiğini bilmeyenlerdir. Sığ beyinler ve kıt akıllılar; demokrasiyi yalnızca kendileri için isterler. Akp dindar bir parti değildir. Ak parti sermayeye hizmet eden, sermayeye hizmet etmek uğruna savunduğu tüm değerleri elinin tersiyle kenara itebilecek, İsrail zulmüne yurtiçinde karşı bir tavır sergileyip ticaret filolarını limanlardan çekmeyen tüm politikasını sermaye düzenine endeksleyen, kendisi gibi görünmeyen tüm kesimlere kan kusturan bir ideolojiye sahiptir.
Dün sustuklarınız, bugününüzü oluşturdu. Dün kardeşlerinizi yaka paça evlerinden alıp anayasayı ihlal eden yaptırımlar uyguladılar, yolsuzluklara ve hırsızlıklara ses çıkaranın ayağını kaydırdılar, hukuksuzluk gördüğünde meydanlarda direnenleri jopladılar. Bu sırada siz ne yaptınız ? Bu zulmü oluşturanları alkışlayıp baştacı ettiniz. Şimdi kendinizi savunacak muhalif kesim arıyorsunuz !Acıyarak söylüyorum; Hepiniz bu sisteme entegre olmuş, fişleri çoktan kesilmiş, sarı öküzü vermiş ve aklı yeni başına gelmiş insanlarsınız !
"Bu para oyunu, memleketin en büyük politik oyunudur. Eğer, vatandaşımız bu oyunları hesaba katarak siyasete el koymazsa, yani bu oyundan zarar gören vatandaşlarımız, artık bu oyuna son vermek için, siyasette söz ve tesir sahibi olmazsa bu gidişin sonu gelmez." "Çalışan vatandaşlarımızdan hiçbiri, elindeki paranın her sene yarı yarıya düşmesine taraftar değildir. Çünkü, evindeki çocuğunun rızkı da yarı yarıya düşecektir. "Bu gökten inme bir afet değildir. Pahalılık, paranın düşmesi: yine bizim meselemizdir.
Ama, sizin, bizim değil. Çalışan, alın teri ile emeğini çıkaran fakir fukaranın eseri değildir. Maalesef, memleket idaresini elinde tutan ve bezirganca pahalılık ve vurgunculuk ile uğraşan
bir zümre vardır. Bunlara bezirgan derler. Onların işine gelir pahalılık. Çünkü, paranın kıymeti düştü mü, geçen sene bir kilo fasulye aldığım bir lira, bu sene yarım kilo fasulye alınca: işçinin ücreti de yarı yarıya düşmüş demektir. Halbuki, işçiyi kullanan işveren, bu sene aynı ücreti verdi mi, geçen yıla nazaran yarım ücret veriyor demektir..
Öz ilişki iş ilişkisidir. Toplum gerçek bir kümedir çünkü insanlar arasında devamlı+karşılıklı ilişki vardır. fakat bu ilişkiler nedir ?
Yukarıda da söylediğimiz gibi insan ilişkileri iki türlüdür:
1) Maddi, iş ilişkileri; 2) Manevi, düşünce ilişkileri.
Acaba bu iki çeşit ilişkiden hangisi ana ve öz ilişkidir de ötekisini doğurur ? Şüphesiz iş
Düşünceler:
A)Maddi İlişki: İş(üretim, yani nesnelerin faydalı olacak surette biçimini değiştirme) ilişkileri;
B)Manevi İlişki:Duygu+düşünce+dilek ile olur. Bu çeşit ilişkilere bir kelime ile "düşünce ilişkileri" denir. İşte bu manevi ilişkilere yarayan şey düşüncedir.
Toplum:
Toplum bir gerçek kümedir, iki türlü küme tanıyoruz:
a)
Her türlü zorbalığın toplum tarafından makul ve yerinde bir gereklilik olarak karşılandığı, beraat kararı gibi her türlü merhamet göstergesinin toplumda tatminsizlik ve intikam duyguları uyandırdığı bir dünyada adaleti düşünmek gülünç değil mi?
Mutlu insan: doğanın ve toplumun gidiş kanunlarını bilince çıkarıp, o kanunların dengesini içinde kurabilen insandır. Ve bu ancak tüm insanlığın topyekün, o dengeyi her kişide ve toplumda bilinçle kurabilmesine sıkı sıkıya bağlıdır.