Öyle biri var mı?
Acı ile göz göze bile gelmemiş bir insanın acıdan bahsetmesi ne kadar acınası bir durum değil mi?
Ah... Mecnun, Leyla'yı bekliyormuş. O sırada bir bülbül de, güle şarkılar söylemekteymiş. Mecnun hüzünlü gözlerle onları seyredip bülbülün acı şarkılarını dinlemiş. Leyla geldiği vakit, bülbül ondan korkarak uçup bir ağacın dalına konmuş. Bu durum Mecnun'un çok zoruna gitmiş ve bülbüle 'Be hey şaşkın sen kimi seviyor ve kimden kaçıyorsun?' demiş. 'Leyla'nın zülüflerinde olmasa gülün ne kıymeti kalır?' Bülbül cevap vermiş. 'Be hey şaşkın asıl sen kimi seviyor ve kimden kaçıyorsun? O gülün zülüflerinde olmasa Leyla'nın ne kıymeti kalır?'
Sayfa 345Kitabı okuyor
Bir akşam Kontesi düşünceler içinde zirveleri kırmızıya boyayan günbatımını izlerken buldum, tabiatın tüm canlıları kendine hayran bırakan Ezgiler Ezgisi'ni söyleyen sesine kayıtsız kalamazdım. Genç kızlık hayallerimi canlanmıştı acaba? İçten içe acı çeken bir kadın mıydı? Halinde ilk itiraflara elverişli bir kendini bırakış var gibi gelmişti bana
Sayfa 80 - martı yayınlarıKitabı okudu
Mesele sizin acı çekmiş olmanız ve benim çekmemiş olmam değil. Acılar ve sevinçler gelip geçicidir. Bunları bir kenara bırakalım, boş verin gitsin. Mesele bizim düşünebiliyor olmamız, birbirimizi düşünmeye ve tartışmaya yetkin insanlar olarak görmemiz. Görüşlerimiz her ne kadar farklı olsa da bu durum bizi hemfikir kılıyor.
"İçimde söylemek istediğim o kadar çok şey var ki.. Fakat gerçekten onları söylemenin yolunu bulamıyorum. Bazen öyle geliyor ki tüm dünya, tüm hayat, her şey içime yerleşmiş ve sözcüleri olmam için haykırıyor. Öyle hissediyorum ki ah, bunu tarif bile edemiyorum ne acı bir durum bu.."
Tatsız kelimesi yetersiz kalır...
Bir çocuğun acı çektiğini görmek, hem de öz çocuğunun acı çektiğini görmek ama yardım edememek ne kadar tatsız bir durum!
