Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
"Ahmet Şerif İzgören'in yaşadığı ve İngiliz profesörlerden haftalarca öğrenemediğim şeyi bir taksiciden 5 daikada öğrendim diye tarif ettiği bir hayat dersi... "Toplantıya gideceğim. Baktım geç kalma ihtimalim var, bindim bir taksiye, muhabbetçi bir arkadaş. O anlatıyor ben dinliyorum. Tam işyerinin önüne geldik. Ankara'da
264 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Usta yazardan son derece güzel bir bilim kurgu romanı daha. Bir açık artırma yapılır. Kuzey Kutbu topraklarının hangi devlete satılacağına dair ve bunu bir firma kazanır. Firmanın arkasında Gun Club vardır. Bu işteki amaç, o zamanlarda Kuzey Kutbu'na gidilemediği için dünyanın ekseninin değiştirilmesi ve buzun eritilerek altındaki karanın ortaya çıkmasıdır. İşi planlayan kulübün sekreteri J. T. Maston'dur ve arkasında ona hayran bir zengin kadın vardır. Ancak hesaplamalar sırasında bir yıldırım evine çarpar ve etkilenir. Bu arada bir top ile patlatma yaparak ekseni değiştirecek kulüp üyeleri ortadan kaybolmuştur. Dünya büyük bir tehlike altındadır. Acaba bu deney başarılı olabilecek midir? Maston bütün hesaplamaları doğru mu yapmıştır? Soluksuz okunan bir roman. Mutlaka okunması gerekenlerden.
Ne Altı Var Ne Üstü
Ne Altı Var Ne ÜstüJules Verne · İthaki Yayınları · 200286 okunma
Reklam
Sonra bir çocuk gelir, yüzü kapkara, ayağında pabucu yok bunun da, üstü başı yırtık, yamalı, yıkanmıyor, yaramazlık yapıyor, besbelli, babası anası amcası dayısı eniştesi teyzesi halası dayak atar buna, nineleri onu dayaktan korumak için uzun eteklerinin içine kollarının altına alırlar mı, çocuk geliyor geliyor duruyor önlerinde, Didile çantasını karıştırıyor uzun uzun, çıkarıp bir şey veriyor, çocuk gidiyor. ne verdin, para verdim, niye, parası yok, benim param var mı, yok, bana niye vermedin, ne yapacaksın parayı, o ne yapacak, ekmek alacak, niye, karnını doyuracak, evine gitmeyecek mi, şimdi babası yemeğe gelmeyecek mi, evinde de yemek yok belki, niye, belki babasının da parası yok babası yok belki de, ne olmuş, ölmüştür belki gitmiştir belki, ekmeği evine mi götürecek, evet, niye çalışmıyor, daha çok küçük, benim gibi mi, senden çok büyük görmedin mi, ne zaman çalışacak, şimdi de çalışıyor sayılır ya, ne yapıyor, dileniyor, çiçekçinin önündeki kocaman adam da dileniyor mu, hangi çiçekçi, hani annem arada bir çiçek alır, evet evet bildim adamı evet o da dilenci, ben de dilenci olayım mı, Allah korusun gülüm o nasıl söz öyle hem bırak artık bu lafları bak eve geldik
Büyük bir ansiklopedi olmalı: Yüzlerce ciltlik bir eser, uçsuz bucaksız bir kitap dizisi. Her şehirde, belirli merkezlerde bir bina, bu kitaplara ayrılmış sadece. O zaman kimse delirmezdi. Bir hareketi mi unuttun, ne kadar basit olursa olsun, kitabın bir yerinde var. Pijama: Pijama altı, pijama çıkarma, pijama katlama, pijama üstü... Böyle küçük bir konu için bile, insanın aklına bütün ayrıntılar gelmez. Böyle bir kitaplığın varlığını bilmek -kullanılmasa bile- insanın içini rahatlatır. Bütün zaman boşlukları, bütün takılmalar önlenir.
Sayfa 322Kitabı okudu
Düşün ki küçücük bir kız var sokakta, ya on yaşında ya da on iki. Jandarmanın biri geliyor, ırzına geçiyor kızın. Sokakta. Sabah sabah. Güneş ışığında, toz duman içinde. Herkes bir yere gizlenmiş, babası bile ahıra saklanmış. Kızcağız nasıl bağırıyor bir duysan. Kimsenin kılı kıpırdamıyor. 'Hay Allah!' deyip bir bıçak kapıyorum ambardan. Kızmamışım daha. İçimde öfke yok. Dosdoğru jandarmaya gidip kafasını biçiyorum. Öfkeli değilim ama. Kızcağız bağırmıyor artık, yalnız bedeni buz gibi, gözleri korkudan belermiş. Öğretmeniyim onun. Yerden kaldırıyorum. Yürüyemiyor. Bilinci yerinde, gözleri korkudan irileşmiş ama yürüyemiyor işte. Jandarmanın kanı, boynuna, saçlarına bulaşmış. Babasına götürüyorum. Babası azarlıyor beni. 'Neden karıştın bu işe?' diyor. 'Şimdi o jandarmanın arkadaşları gelir vurur beni.' 'İyi ama kızınız söz konusu!..' diyorum. 'Ne var yani?' diyor, 'Altı üstü bir kadın o. Nasıl olsa başına gelecek bir iş.'
Sayfa 106Kitabı okudu
“SOMAS’TAN AY IŞIĞINA” VE MEHMET KUVVET M.NİHAT MALKOÇ Mehmet Kuvvet Trabzonlu bir şiir işçisi… Daha düne kadar böyle anılıyordu; fakat artık ona bir de “öykü yazarı” sıfatını eklememiz gerekecek. Zira değerli şair ve yazar dostum Mehmet Kuvvet “Somas’tan Ay Işığına” adlı bir öykü kitabı çıkardı geçenlerde. Bugüne kadar şair olarak bildiğimiz
Reklam
GURBETÇİ ŞÂİR SERVET YÜKSEL'İN DUYGU SÜZGECİNDEN SÜZÜLEN ŞİİRLER M. NİHAT MALKOÇ “Aman ha, gönül kırıp; kırılmaya değer mi? Boş şeylerin peşinde yorulmaya değer mi? Ne kaldı elimizde baharından, yazından?... Bu dünya çiçek olsa derilmeye değer mi?” (“Değer mi?”- Servet YÜKSEL) Gönül telimizi
Lucas, ejderhaya karşı verdiği savaşımlar Yaşlandıkça anlıyor onu öldürmenin kolay olmadığını. Bir ejderha olmak kolay ama onu öldürmek kolay değil, çünkü çok sayıdaki kafasını (bu sayı danışılabilecek yazarlara ve hayvanat kitaplarına göre yediyle dokuz arasında değişiyor) keserek öldürmek gerekiyor, ancak en azından bir tane iyi kafayı
Divan Şiiri
Çerhe dayanma her ne kadar üstüvâr ise. Yerin efendi altı da var, üstü var ise. (Kirami) *Ne kadar sağlam olursa olsun dünyaya güvenme, bel bağlama. Unutma ki bugün üzerinde gezdiğin bu zeminin altı da var.
Şu erkeklerin hatun fotoğraflarına yorum yaparken ki kırılmalarına hastayım: ''Mükemmel'' ''Yorumsuz'' ''Tek kelimeyle şahane''. Altı üstü facebook fotoğrafına yorum yapıyorsun, Salvador Dali tablosu yorumlamıyorsun. Yoruma bak arkadaş: ''İnanılmaz'' Neye inanamadı bu gerizekalı diye düşünüyor insan. Bu kadar basit adamlar olmayın yahu, sonra vay efendim kızlar çok havalı. Kızlar havalı olmasında kim olsun arkadaş. Sevgili olmayı bir yana bırak metrobüsde kesişmeyeceğim kızın facebook fotoğrafında 169 beğeni var. Sonra gel de bu kızı güzel olmadığına inandır. Ateist'e 169 kişi gel seni müslüman yapalım dese adam 5 vakit namaza başlar. Yani bu yazıda verilmek istenen şeyi herkes anlamıştır. Konumuz ne kızlar ne de ateistler... Bir insanı neye inandırırsanız ona inanır ve iyi olan her şeye inanmak kolaydır.
Reklam
Bilinen Tarihin Bilinmeyen Yanları: Dünyayı Yöneten Rotschild Ailesi Gönderen: Aysal Bülent Ülkemizin neden bölünmesi isteniyor? Gazi Mustafa Kemal'in bildiği ve bizi uyardığı hitabenin ne anlama geldiği... Sağ-sol ayrımı, gerçekte de var mıdır? İşte bu soruların bir kısmının yanıtı; Bilinen Tarihin Bilinmeyen Yanları Hitler, dünya
Acı Hikaye
Kaçırılan bir çocuğa dair ... Genç kadınların ısrarı üzerine hâkim bey kibarca öksürüp sandalyesinde biraz doğruluyor. Herkes ağzına bakarken, “Sizleri meşgul etmekten çekiniyorum gerçekten” diyerek yan çizme eğilimini belli edince karısının, “Hadi ama uzatma, herkes dinlemek istiyor” demesi üzerine tane tane, güzel bir Türkçeyle
Sayfa 163 - Kaçırılan bir çocuğa dairKitabı okudu
İlgilenenlere; yazdığım bir öykü... İyidir, şaşırtıcı sonludur. Bu akşam saatleri sessizliği, kendi kabuğuma çekilmem için en uygun zaman dilimiydi aslında. Her akşam aynı sessizliğe gömülüyor olmamın nedenini anlatmayı istediğim zamanlar çok olmuştu. Ama bu durumu anlatacak ne bir kimsem vardı, nede dudaklarımda güç. Her zaman
1.095 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.