_Sık ve çok gülmek, zeki insanların saygısını ve çocukların sevgisini kazanmak, dürüst eleştirilerin takdirine layık olmak ve yanlış arkadaşların ihanetlerine katlanabilmek, güzelliği takdir edebilmek, başkalarındaki en iyiyi bulabilmek, sağlıklı bir çocuk, bahçelik bir arazi ya da daha iyi duruma getirilmiş bir sosyal durum yoluyla bu dünyayı
_Anlamak, sevmenin başlangıcıdır. _Üzülme, kızma, sadece anla. İnsanlara kahkahalarla gülmek ya da nefret duymak yerine onları anlamak için çaba sarf ettim. _Tutkulardan kurtulup özgürleşmek için, eylemlerimizin gerçek nedenlerini anlamalıyız. Anlamak, onları dönüştürür. _Aklın kılavuzluğunda yaşayan insan başkasının kendisine olan nefretine,
Reklam
_Hayat öylesine sürprizlerle doludur ki, sırtındaki küfeyi alır kiminden, elmasları yükler taş yerine. _Onların zırvalara inanmalarının sebebi, cahillikleri. _Sefil egolarının değer ölçüleriyle ölçüp, gerçeğe, güzele ve iyiye ağızlarından salyalar saçarak nutuk çekiyorlar. _Köle tiplerden oluşmuş hiçbir devlet yasayamaz. Köleden doğan yine köle
Shakespeare, Moliere
_İnsan nasıl canını kurtarmak için kaçarsa bir ayıdan, ben de öyle kaçıyorum karım olduğunu iddia eden o karıdan. Ben artık kendimin değilim. Ben bir eşeğim. Bir kadının kocasıyım. Üstümde hak iddia eden kadına aitim. Siz nasıl atınız üstünde hak iddia ediyorsanız o da benim üstümde öyle. Bir hayvana sahip çıkar gibi istiyor beni. Hani beni bir
Ah!
Büyük Nutuk'ta diyor ki: "Esas olan Türk milletinin şeref ile yaşamasıydı. Bu ancak tam bir bağımsızlık ile mümkündür. . . Ne kadar zengin ve refah olursa olsun bağımsızlıktan mahrum bir millet, medeni milletler nazarında köleden başka bir muameleye layık değildir.. . ve Türk, vakur, haysiyet ve şerefi yüksek bir millettir. Bõyle bir millet için kõle olarak yaşamaktansa yok olmak daha iyidir. Onun için ya istiklâl ya õlüm."
Sayfa 45 - KronikKitabı okudu
Ama bir ulus niçin satar kendini? Bir kral uyruklarının geçimini sağlamak şöyle dursun, kendi geçimini onlardan çıkarır asıl. Rabelais'ye göre de, kral az buz şeyle yaşayamaz. Öyleyse uyruklar, malları birlikte alınmak koşuluyla kendilerini mi veriyorlar dersiniz? O zaman kendilerine ne kalıyor anlamıyorum. Denecek ki; zorba, uyruklarına toplum içinde dirlik sağlıyor. Diyelim ki öyledir: Ama zorbanın şan şeref hırsının başlarına bela ettiği savaşlar, doymazlığı ve bakanlarının kırıcılığı, uyrukları kendi aralarındaki anlaşmazlıklardan daha büyük üzüntülere sokarsa, bu dirlikten ne kazançları olur ki? Hele bu dirlik onların yoksullaşmasına yol açarsa, ne kazanmış olurlar bundan? İnsan zindanda da sessizlik içinde yaşar ama bu kadarı orayı özlenir bir yer yapmaya yeter mi?
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.