Şimdi, bakın büyük dâva ve incelik nerede?.. Daha önce söylemiştim. Lüzumsuz sualin mânasız cevabını vermemek... Ömrümde böyle bir insan görmedim. Hiç telâşı yok... Ne kadar icap ederse o kadar veriyor cevabını... Bir insan gördüm ki, karşımda, göz lâzımdı görebilmek için... Bir insan gördüm ki, hayatımda, bir ân bile İlâhî huzuru kaybetmediği bir bakışta belli. Bir ân bile görülmeyen, bir nebatî işle meşgûl olduğu... Çay geliyor, diğerleri gibi içiyor. "Ben çay içmem," demiyor. Aksi, zaten velîlik değil deliliktir. O herkes gibi... En basit insan gibi... Fakat, yerken, içerken, sizinle konuşurken, cevabını verirken daima, gözleri ufukların ufkunda bir yere bakı- yor. Orayı görüyor ve emrini oradan alıyor. Fakat sizinle de görüşürken, kendini tamamıyle size verebiliyor. İşte bütün incelik... Veli budur ve keramet budur!..