Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Said Nursi'nin her suale cevabı varmış(mış).
HER SUALE CEVAP VERMEK, HİÇ KİMSEYE SORU SORMAMAK Sormaz ki bilsin, sorsa bilirdi. Bilmez ki sorsun, bilse sorardı. Atasözü "Herhangi ilme sorulan suale bila-tereddüd derhal cevap verirdi."(1) "Sorulacak suallere cevap vermeye hazır bulunduğu gibi kimseye sual sormayacağını da beyan ederek bu kararda yirmi sene sebat
Sayfa 56 - Süleymaniye vakfıKitabı okuyor
18 MART ÇANAKKALE DESTANI
18 MART ÇANAKKALE DESTANI Şair Mesut Kılıçoğlu Çanakkale’yi yazıyorum size, Selâm olsun tüm şehidlerimize. Anlatacağım yiğit Mehmetleri,
Reklam
Ve işte,
İmam-ı Rabbânî
İmam-ı Rabbânî
Hazretlerinde, tam ifadesini bulan "Vahdet-i vücut"... Yine o "Vahdet-i vücut" ki, sadece zevken ve vicdanen sezilen, kelâma girmeyen hadise... Kendi muazzam ölçüsünü de şöyle koyar: "Hiçbir şey O'na muttasıl (bitişik) değildir! Ve hiçbir şey ondan munfasıl (kopuk) değil!.. Bu ne azim ölçüdür! Ayrı olmak elinde mi kulun?.. Nasıl ayrı olunabilirmiş Allah'tan? Buradaki inceliğe dikkat edin! Ayrı nasıl olur? Bitişik nasıl?.. Demek ki, kurtarıcı düstur budur. Yani "Hiçbir şey O'na muttasıl değil ve hiçbir şey O'ndan munfasıl değil..." Hakiki "Vahdet-i vücut" da bu... Ve "Lâ mevcûde İllallah'ın sırrı burada... Hiçbir şey mutlak olarak ne gayr'dır, ne ayn'dır. Birçok incelik var... Bunun da üzerinde fazla duramayacağım. Evet; ve işte, sırası gelmişken bildireyim; Yunus Emre'nin o çok büyük insanın, büyük ârifin: Beni bende demen, bende değilim; Bir ben vardır bende benden içeru. Dediği o muazzam şey, işte bu hakikate bağlı...
Sayfa 166 - Büyük Doğu YayınlarıKitabı okudu
Necip'in dilinden
Esseyyid Abdülhakim Arvasi
Esseyyid Abdülhakim Arvasi
... Şimdi, bakın büyük dâva ve incelik nerede?.. Daha önce söylemiştim. Lüzumsuz sualin mânasız cevabını vermemek... Ömrümde böyle bir insan görmedim. Hiç telâşı yok... Ne kadar icap ederse o kadar veriyor cevabını... Bir insan gördüm ki, karşımda, göz lâzımdı görebilmek için... Bir insan gördüm ki, hayatımda, bir ân bile İlâhî huzuru kaybetmediği bir bakışta belli. Bir ân bile görülmeyen, bir nebatî işle meşgül olduğu... Çay geliyor, diğerleri gibi içiyor. "Ben çay içmem," demiyor. Aksi, zaten velîlik değil deliliktir. O herkes gibi... En basit insan gibi... Fakat, yerken, içerken, sizinle konuşurken, cevabını verirken daima, gözleri ufukların ufkunda bir yere bakıyor. Orayı görüyor ve emrini oradan alıyor. Fakat sizinle de görüşürken, kendini tamamıyle size verebiliyor. İşte bütün incelik... Velî budur ve keramet budur!..
Sayfa 151 - Büyük Doğu YayınlarıKitabı okudu
●●● Ne yazsam eksik kalacaktı. Ne yazsam burada eğreti duracaktı.. birşeyler yazmadım, yazamadım. Ruhum kaç zamandır yerinde değil. Bu adeta yok gibi yaşamak,hayatı yeniden etraflıca sorgulamak. Ne hissediyorum diye içime dönünce gördüğüm yalnızca derin bir sızı... Ruhum titrek eli ayağı birbirine dolanmış. Kalleşçe, ahlakı olmayan bir savaşın
Notlardan..
Modern sistem; zamanlarımızı ezbere düzen şekilde bizden çalıyor. Hepimiz istemediğimiz hayatlar yaşıyoruz.Farkındayız bunun yaptığımız ise sadece bu düzene uymakla yetinmek. Bu düzen ; çalıştığımız yerlerde geçen boş vakitleri kendimize ayırmamıza izin vermiyor.Bu sistemin kurbanı hepimiziz. Ama kabul etmek gerekir ki en çok da kadınlar. Hz.
Reklam
(5816) KEMALİZM, SİYONİZM ve TÜRKÇÜLÜĞÜN TEMELLERİ...
- Türkiye'nin İsrail'i kabul etme hususunda "sıraya girmesi" mecburî miydi? - Türkiye'nin kabul etme hususunu ayrı değerlendiriyorum. Türkiye çok daha eski tarihlerden itibaren Cumhuriyetin kuruluşunu takip eden dönemde Siyonizm davasına o dönemin uluslararası siyasî dengeleri icabı çok fazla belli etmemeye çalışarak can-u
Sayfa 9 - 10, 11, M.Taha İnci, Tarihçi Said Alpsoy ile mülakat, Kemalizmle Siyonizm Arasındaki Karşılıklı Sevgi, Ontolojik Kökenlere dayanıyor!Kitabı okudu
Sahtesiyle hakikisini ayırmak şu inceliğe bağlı:
Şimdi, bakın büyük dâva ve incelik nerede?.. Daha önce söylemiştim. Lüzumsuz sualin mânasız cevabını vermemek... Ömrümde böyle bir insan görmedim. Hiç telâşı yok... Ne kadar icap ederse o kadar veriyor cevabını... Bir insan gördüm ki, karşımda, göz lâzımdı görebilmek için... Bir insan gördüm ki, hayatımda, bir ân bile İlâhî huzuru kaybetmediği bir bakışta belli. Bir ân bile görülmeyen, bir nebatî işle meşgûl olduğu... Çay geliyor, diğerleri gibi içiyor. "Ben çay içmem," demiyor. Aksi, zaten velîlik değil deliliktir. O herkes gibi... En basit insan gibi... Fakat, yerken, içerken, sizinle konuşurken, cevabını verirken daima, gözleri ufukların ufkunda bir yere bakı- yor. Orayı görüyor ve emrini oradan alıyor. Fakat sizinle de görüşürken, kendini tamamıyle size verebiliyor. İşte bütün incelik... Veli budur ve keramet budur!..
Sayfa 153
_Türkler, hür ve bağımsızdırlar. Gururları çok yüksektir. Gururludurlar fakat asilzadelik taslamazlar. Türklerin karakterinde büyük tezatlara rastlanır. Hem sert ve dik başlı hem de yumuşak ve sabırlıdır. Yırtıcılığı İskitlerden, yumuşaklığı da Yunan'dan almışlardır. Fetihçi ve cahil olduklarından bütün uluslara tepeden bakarlar. Aralarında
Ruh yangını…
Türk dili evvelâ müşahede altına alınamamış, ecdadımızın ne yapmak isteyip de tam beceremediği incelik noktaları görülememiş, aksine ve sadece İslâm nefretiyle ulvî mefhumların âziz eşyası süprüntülüğe atılmış, bunların yerine Frenklerin de güldüğü Frenk şapkalı barbar eşyası yığmak modası alıp yürümüş, bütün idrak melekelerini kavurucu bir ruh yangını mânevî vatanı silip süpürmüş ve neticede bugünkü kısırlaştırıcı, iğdiş edici, her türlü büyük kafa yetiştirmeye engel ve eser vermeye mâni felâket iklimi doğmuştur...
Sayfa 388 - 10 Hâl ve Manzara, Uydurma Dil Felâketi, 6.Baskı, Büyük Doğu YayınlarıKitabı okudu
Reklam
304 syf.
·
Puan vermedi
·
12 günde okudu
Bilgi Sosyolojisi inceleme
sosyoloji okuayan herkese kesinlikle tavsiyem Kitabın Amacı Ve Motivasyonu Değerli Mustafa Aydın hocamızın yazdığı Bilgi Sosyolojisi kitabının en büyük motivasyonu; Bilgi sosyolojisi herkesin konusu ancak sosyolojinin özel bir konusudur. Türkiye'de Bilgi Sosyolojisi ve bilgi sorunlarına dolayı veya kısmen değinen pek az sayıda kitap ve
Bilgi Sosyolojisi
Bilgi SosyolojisiMustafa Aydın · Açılım Kitap · 201327 okunma
168 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Hay b. Yakzan
"Hay b. Yakzan'ın bizdeki etkilerinden söz etmek mümkün değil. Çünkü biz ne İbn Tufeyl'i, ne de eserini tanıyoruz." Hay b. Yakzan, utanmamız gereken bir konu ile başlamak istiyorum. Bu nadide eser, batıda 14. yüzyıldan başlayarak Avrupa dillerine çevrildi. Biz de ise 1923 yılında çevirisi yapıldı, bakın sadece çevirisi
Hay bin Yakzan
Hay bin Yakzanİbn-i Sina · Yapı Kredi Yayınları · 20214,645 okunma
''..zamanımızdan 31 binyıl kadar gerilere gidiyordu..''
Yukarı Paleolitik ''sanat'' yorumları: * ''Mağara sanatı'' buluntularının, en güzellerinin en son yapılanlar olacağı (evrimci bakışla) düşünülmüştü. Bu görüşün ışığında, bu görüşü destekleyen tarihlemeler yapılmıştı. Resimle buna göre kronolojik bir sıraya sokulmuştu. Buna uygun yorumlar geliştirilmişti.
87 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.