Hayal gücümüz bizi ne kadar ileriye götürebilir
Bilimsel olarak ışık hızı diyebiliriz,
Bilimi bir köşeye bırakalım hayal gücü nedir
Delilik bir mertebemidir hayalda. Yazarımız çok güzel bir şekilde çocukların gözünde yetişkinleri, ya da daha açık söylemek gerekirse yetişkinlerin aptallıklarını, hırslarını, zulmlerini tiye alarak çok güzel enjekte etmiş okurken zevk aldım. Burada çevirmenin hakkını teslim etmek lazım çok teşekkür ederim
Allah yorgun olduğunu biliyor..
Kalbinin ne kadar ağırlaştığını,
düşüncelerini, kaygılarını..
Aynı soruyu sürekli soruyorsun
kendine" benim derdim ne zaman
bitecek ya Rab..? Ne zaman
kolaylık olacak? " ve O'nun sözü
geliyor akla. " Her zorluktan sonra.. "
O zaman tutun o güzel umuduna.
Kalbindeki duaları O'na iletmeye
devam et. Çünkü sen O'nu hatırladığın,
sürece O seni bırakmayacak.
Sen O'nu bıraksan dahi O seni
bırakmaz ve unutma sana şah
damarından daha yakın...
Bir defasında ben de mutlu olmak, tasasız insanların dünyasının ne kadar güzel
olabileceğini duyumsamak istedim... Ben
de bir defa birkaç güzel gün geçirmek istedim, bir defa, ölmeden önce bir defa...
Serin bahar yeli gibi
Sanki ilk yaz gülü gibi
Bir güzele deli gibi
Sevdalandım, sevdalandım
Dünya dursun, kalbim dursun
Sevincimi herkes duysun
Canım benim canın olsun
Sevdalandım, sevdalandım
Sevginin insana iyi gelmesi, ve sonunda mutlaka karşılığını almasını anlatan güzel bir kitap.
Akıcı ve betimlemeleri ile bir çırpıda okunacak kısa bir kitap okuyun, okutturun.
“Eğer beni seviyorsan fakirliğe karşı hazırlıklı ve zırhlı ol. Çünkü fakirlik, beni sevene yüksekten inen bir selden daha çabuk ulaşır.”
Hz. Muhammed (s.a.v)
Sadece maddi fakirlik değil burda söylenen. Bu öyle bir insana beslenen bir duygu ki dünya sahnesinde çoğu zaman mücadele içinde tutar iddia sahibini.
Sevgi iddiası varsa ispatı da gerekir değil mi?
Bu iddia havada kalmamalı, ömre yaymalı.
Başa gelecek her türlü belaya sabır gerektirir.
"..bunu öğrenmek adına, sevginin kahramanları olan sahâbe neslinden yani bu işin ehli olan o yiğitlerden peygamber sevgisini öğrenmeye çalışacağız."
Bu eser sevgi ahlakını, Efendimiz'i neden ve nasıl sevmemiz gerektiğini, Efendimiz'i sahabenin nasıl sevdiğini, Efendimiz'in sahabeyi ve ümmetini nasıl sevdiğini konu alan bir eser.
"Sevginin sadece insani boyutunu değil aynı zamanda ilahi boyutunun da, mesela; gerçek manada Allah (cc) nasıl sevilir, bunu bile bize Efendimiz öğretmedi mi?"
Seviyoruz diyoruz. Bu iddiamızda ne kadar samimiyiz bunu tartabiliriz.
Burda sevgi konuşulacak, sevgi öğrenilecek.
O'nu sevmek demek adımının önüne adım, sesinin üzerine ses yükseltmemek demek..
O'nu sevmek hayatın her anında O'nu rehber edinmek demek.
Güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim diyen Efendimiz'in hayatına yayılan ahlak örneğine de şahit tutacak bizleri aynı zamanda.
O'nun elinde yoğrulmuş, en güzel kıvama gelmiş sahabelerin nurlu izleriyle bizde önümüzü daha net görür hale geleceğiz. Ümidimiz, tesellimiz, dualarımız bu yönde...
"Buyrun sevginin kahramanlarından peygamber nasıl sevilirmiş beraberce öğrenelim."
incelemelere baktığımda bu kitabın erkeklerin hassas özgüvenlerine ne kadar hasar verdiğini gördüm. güzel. amaç zaten buydu. hayatı boyunca -diğer pek çok kadın gibi- erkeklerden çok zarar görmüş öfkeli bir radikal feministin kalemi tabiki de canınızı yakacaktır. daha çok ağlatacağız. yazarımızın psikopatlığını ön plana atarak verilen mesajı göremeyecek kadar sığ kafalı erkekler, doğranacaksınız
Merhaba arkadaşlar. Mutlu geceler ve nasılsınız? Uzun yıllar sonra yeniden Oscar Wilde ve onun özlediğimiz kalemine geri dönüş yaptık. Birkaç eserini okuyarak bu seriyi tamamlayacağız. Hiç yumruk yediniz mi diye başlamak istiyorum bu kitaba da. Çünkü Wilde’nin bu kitabı tam olarak bu etkiyi yapıyor hatta yeri geliyor daha fazlasını da yapıyor. Ben
Telefonda kısa bir sessizlik oldu. Ne o bir şey söyleyebildi, ne ben. Tam o sırada gözüme masada duran mavi bilye çarpıverdi. Hüzünle gülümsedim. Ayağa kalktım ve mavi
bilyeyi elime aldım.
"Ama bilyen yanımda.." diyerek sırt çantamın fermuarını açtım, bilyeyi en ön göze koyup fermuarı kapattım,
"Belki bana şans getirir oralarda.''
"Umarım." dedi Aziz Ata. Sesi artık daha ciddiydi.
Sanki sesinin tınısından bir şeyler eksilip gitmiş gibiydi, bir şeyler kaybolmuştu..
"Her şey için teşekkür ederim Aziz Ata." dedim,
"Kısaydı ama güzel bir arkadaşlıktı. Kendine çok iyi bak. Belki bir gün kaldığımız yerden devam ederiz. Döndüğümde bir şeyler değişmemiş olursa tabi... Kim bilir."
Aziz derin bir nefes aldı.
"Rica ederim," dedi, ismimi bile söylemedi,
''Sen de. Sen de kendine çok iyi bak..."
Chaos Fuel adlı Rock grubu serisinin ilk kitabı dil akıcılık iyi olmasına rağmen çiftin arasında olan aşk net hissedilmiyordu bence .
Chaos Fuel grubu tam çıkış yapmak üzere yani tanınıyor ama tam patlayacak turne yaklaşıyor . Fakat grubun pr sıkıntısı büyük devamlı basçıları değişiyor ve her bir elemanın basında çıkan hoş olmayan halleri var . PR sorumlusu olarak Tess işe alınıyor güzel işinde iyi 31 yaşında bir hatun . Şimdi hatunun sıkıntısı istenmiyorum herkes beni terk ediyor tarzı babalar gibi travmaya sahip olması . Grubun solisti Brad ile bunlar ilk karşılaşmada aralarında bir elektrifikasyon oldu yazar tam veremese bile anladık yani :D Brad otuz küsur yaşında gayet yakışıklı bir abimiz aslında düzgün adam konumu yüzünden son derece hızlı yaşamış ama artık daha sakin . Birde sekiz yaşında kızı olduğu için mecburen sakinlemiş adamın sevgililerinden yediği ayrı kazıklar onda ayrı travmalara sebep olmuş . Şimdi bunlar karın ağrısı gibi başladılar ilişkiye dakika bir gol bir hemen olay ardından başka olay ama aldatma vs yok bakın .
Kadın daimi vesvese halinde ya kazık kadar kadınsın git ne canını sıkıyorsa konuş dimi sor anlamaya bak durumu . Yok abi bu bok böceği gibi kapanıyor kurmaya başlıyor .
Brad devamlı ayrı stres halinde bu ilişki yine patlar mı kızım üzülür mü Tess üzülür ben alışamazsam ilişkiye . Dedim salın artık abi bu nasıl kıl ağlak sorunlu ikili :D Yemin ederim adamın 8 yaşında ki kızı bu ikisinden akıllıydı son durumu o kurtardı zaten :D
2 günde bitti tek günde bile biterdi. Hikaye kendini netflix de bir dizi gibi okutturuyor. Beyah gibi bir karakter okumak uzun süredir pick me kızlarından sonra iyi geldi.Samson'un da klasik bir karakter yerine sıradan ve toksik olmayan ve sonunda kendi yerine merkeze bayeh'in kendisini düşünmesi gerektiğini söylemesi o kadar güzeldi ki. Bazen yaşamak için istemediğimiz şeyler yaparız bu kötü olduğumuzu göstermez sadece hayatta kalmak için yapmak zorundayız ve bunu sadece o yoldan geçenler anlar. Ve bu hikayenin güzel tarafı hayatta başımaza kötü şeyler gelse de doğuştan sanşsız da olsak kötü olmak yaptığımız seçimlerdir.
insan insanlığını unutursa geriye ne kalır ki....
Her Kalp KırılırColleen Hoover · Ephesus Yayınları · 20213,083 okunma
Kendimiz yaşayamıyorken bu hayatı, bir başkası ile yaşanacak hayaller kuruyoruz, ardından bu hayalleri gerçekleştirmek için çabalıyoruz. Bir şekilde gerçekleştiriyoruz tabii, lakin hayal ettiğimiz gibi gerçekleşmiyorlar. Biz ise, gerçekleşiyor ya yeter sanıyoruz. Hayaller gerçekleşsin diye altına girdiğimiz borçların bedelini, birbirimizle yirmi dört saatin yarısını bile beraber geçiremeyerek ödüyoruz. Tüm bunların üzerine bir hayal daha kuruyoruz. İki kişi eksik yaşadığımız hayata, yaşayamayacağını bile bile yeni bir insan getirmek istiyoruz. Ardından ne kendimize yetişebiliyoruz, ne hayatımızdaki insana, ne de çocuğa… Hayaller aslında hep hayal olarak kalıyor, biz ise hayallerimizi gerçekleştirdik sanısı ile kendimizi avutuyoruz fakat hiçbir zaman avunamıyoruz... Avunmak için başka hayallerin peşinden gidiyoruz oysa sadece çemberi genişletiyoruz. Mutlu insan portreleri çizmeye çalışıyoruz ama beceremiyoruz. "Belki bir gün güzel günler görürüz." diyerek farkında olmadan ömrümüzün son gününü bekliyoruz…
Özetle, mutlu olacağız derken sorumlulukların yükü altında mutsuzluk elde ediyoruz...
Şenay Aydemir