Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Biryudumkitap
Mutlu ve mutsuz anlarda ortak bir sabırsızlık vardır, bilirsiniz. Beklemeye tahammülümüz yoktur, ne olacaksa olsundur iyi veya kötü. Hâlbuki belki yıllarca bir dert çekmişizdir ya da bu mutlu son için ne mutlu günleri geride bırakmışızdır. Belki de ertelemişizdir hep; dur bakalım demişizdir, yarın olsun, bayram olsun, bir uyuyalım, uyanalım... Appelfeld'in bir kitabında geçer: "'Daha fazla bekleyemem, vaktim yok,'' dedi. 'İnsanlar sonsuza dek zamanları varmış gibi uyuyorlar.'" Hiçbir şey sonsuz değil. Bu bakıma sabırsızlanmakta haklıyız.
Günaydın
Mutlu ve mutsuz anlarda ortak bir sabırsızlık vardır, bilirsiniz. Beklemeye tahammülümüz yoktur, ne olacaksa olsundur iyi veya kötü. Hâlbuki belki yıllarca bir dert çekmişizdir ya da bu mutlu son için ne mutlu günleri geride bırakmışızdır. Belki de ertelemişizdir hep; dur bakalım demişizdir, yarın olsun, bayram olsun, bir uyuyalım, uyanalım... "'Daha fazla bekleyemem, vaktim yok. İnsanlar sonsuza dek zamanları varmış gibi uyuyorlar.'"
Aharon Appelfeld
Aharon Appelfeld
Hiçbir şey sonsuz değil sevgili okur. Bu bakıma sabırsızlanmakta haklıyız. Var olun. 🌺💫
Reklam
"Alçakgönüllülükle her şeyin geçip gittiğini bilen kişi, bahçesini cennete dönüştürebilen her insanın ne kadar mutlu olduğunu, mutsuz olanın da yorulmadan sırtındaki yükle nefes nefese yolunda ilerlediğini, bu güneş ışığını bir dakika daha fazla görmenin herkesi aynı şekilde ilgilendirdiğini anlayan kişi - evet, o kişi de huzurludur, hem kendisinden bir dünya kurar, hem de bir insan olduğu için mutludur. Ayrıca ne kadar sınırlanırsa sınırlansın, bu zindanı ne zaman isterse o zaman terk edeceğini bildiği için yüreğinde her zaman tatlı bir özgürlük duygusu barındırır."
444 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
13 günde okudu
“Düzenim Bozulur, Hayatımın Altı Üstüne Gelir, Diye Endişe Etme. Nereden Biliyorsun Hayatın Altının Üstünden Daha İyi Olmayacağını?” Şems Tebrizi. kitabı bitirdiğimde kulağıma fısıldanan o söz. Merhaba, yazarımız önsöz bölümünde;”Sarmaşık’ı yazmaya başladığımda henüz 17 yaşındaydım.Evimden uzakta,son derece mutsuz ve hayattan ümidimi kesmiş
Sarmaşık
SarmaşıkSibel Gündüz · Oleska Yayınevi · 20246 okunma
Günaydın. Her geçen günün bir öncekinin tekrarı gibi hissettirdiği olur. Buradaki karmaşa da biraz budur: Ya böyle hissetmesek? "İnsanlığımı Yitirirken"i anımsayın: "Şu an ne mutluyum ne de mutsuz. Sadece her şey geçip gidiyor." Bu böyle olmamalı sevgili okur. Mutlu olacağımız yerde, mutlu olacağımız kimselerle, mutlu olacağımız günlere bir adım atmalı. Var olun.
Günaydın. Her geçen günün bir öncekinin tekrarı gibi hissettirdiği olur. Buradaki karmaşa da biraz budur: Ya böyle hissetmesek? "İnsanlığımı Yitirirken"i anımsayın: "Şu an ne mutluyum ne de mutsuz. Sadece her şey geçip gidiyor." Bu böyle olmamalı sevgili okur. Mutlu olacağımız yerde, mutlu olacağımız kimselerle, mutlu olacağımız günlere bir adım atmalı. Var olun.
Reklam
384 syf.
4/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Yazarın başka kitaplarını okudum. Diline aşinayım fakat seneler boyunca ya kendini gerçekten iyi geliştirmiş ya da çevirisi çok kötü. Kitaba başlamadan kendimi üzülmeye hazırlamıştım ama maalesef ki bana bazı hisleri verse de okurken içimde bir rahatsızlık vardı. Elsie Ben ile tanıştığı an ona aşık olur ve altı ay sonra evlenirler. Evlilikten
Sonsuza Dek, Ayrı
Sonsuza Dek, AyrıTaylor Jenkins Reid · Yabancı Yayınları · 2015217 okunma
Seni en iyi Allah bilir, gerisi ya yanlıs ya eksik bilir. Seni mutsuz edenler yüzünden umutsuz olma, mutu olacagın zaman da gelir. Seni mutsuz edenleri görüp herkesi öyle sanma, seni mutlu edecek olan da gelir, Bugün cok derdim var deme. o derdi sana veren Allah'in dermani verdigi gün de gelir. Sen Rabbine dua et. Dua etsem ne olacak deme, duann kabul oldugu gün de gelir.
272 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
10 günde okudu
Cesur Yeni Dünya
Kendisi de aynı zamanda bir filozof olan İngiliz yazar
Aldous Huxley
Aldous Huxley
'in distopik romanı. Felsefik cümleler içeriyor kitap. Evlilik, anne baba, insan yetiştirmek yok. Kuluçka makinasında insan yetişiyor, bebekler şişeden sosyalleşmiş olarak çıkıyorlar. Klasik koşullanma yöntemiyle onlara nasıl bir insan olmaları gerektiği anlatılıyor şişeden
Cesur Yeni Dünya
Cesur Yeni DünyaAldous Huxley · İthaki Yayınları · 202160,1bin okunma
256 syf.
8/10 puan verdi
·
22 günde okudu
Birçok kişi; Sabahattin Ali'nin kitapları mutlu sonla bitmiyor diye yakınıyor, oysa biten bir şey mutluluk verir mi? Hele bu bir aşksa... Bu kitapta da öyle; Ömer Macide'yi seviyor, sevgisiyle onu doyuracağını düşünüyor, Macide Ömer'in düzgün bir insan olmadığını bildiği halde seviyor ya da ikisi de sevdiğini sanıyor. İçlerindeki şeytan onları ayırıyor ama birbirlerini her şeye rağmen sevip düzeleceklerini sanmalarını da bu şeytan sağlamadı mı? Ömer yaptığı kötülükleri bu şeytanın üstüne attı hep. Macide Ömer'e karşı duygularını kaybetmeye başlayınca da bu şeytanı suçladı. Aslında ikisininde yaptığı yanlış bir şey yok sadece sevdiler.( bu sevgi aşkta olabilir. Arzu ya da çıkarda...) O zaman hayatımızdaki mutsuz sonlar şeytanın suçu mu? Hayır. Şeytanı yöneten yine biziz o sadece irademizin izin verdiği kadar kötülük yapabiliyor ve irademize izin veren yine bizleriz. Kısacası o şeytanı eğitmek lazım. Ee sevmek için, kendimize ya da başkalarına suç atmamak için, şeytanı eğitip beklemek mi lazım? Diyelim ki eğittik bunu öğrenmek için ne yapacağız? Orasını bilmiyorum işte "Fakat beklemek lazım... Uzun zaman..."
İçimizdeki Şeytan
İçimizdeki ŞeytanSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2019171,3bin okunma
Reklam
Romantikleştirmeye gerek yok, ben mutlu olmak isterdim
Lev Tolstoy, Anna Karenina romanının ilk cümlesini şöyle kurar: "Mutlu aileler birbirlerine benzerler. Her mutsuz aileninse kendine özgü bir mutsuzluğu vardır. "Fransız düşünür ve romancı Simone de Beauvoir da "Mutlu insanların öyküsü yoktur" der. Bu söz İngilizcede daha meşhurdur: "Happy people have no stories" olarak. Hayalen ömrümüzün sona erdiği, cenazemizin kaldırıldığı günü düşünelim. Nasıl bir hayat yaşamış, ne tür imtihanları tamamlamış olmayı isterdik? Hiçbir engel ve zorluğun olmadığı bir ömür mü, yoksa amansız şartların üstesinden gelinmiş bir ömür mü? Bütün şartların lehimizde olduğu bir imtihanı kazanmak mı yoksa ortamın müsait olmamasına, çıkış yollarının kalmamasına, türlü zorlukların karşımıza dikilmesine rağmen kazandığımız bir imtihan mı daha değerli? 'Zor şartların üstesinden gelindiği bir ömür daha kıymetli' diye düşünenler için, hayattaki zorluk ve musibetler sabrın ve hatta şükrün vesileleridir.
Benim hastalarıma en şık önerim hep şu olmustur; iyi insan olun, eşinizden, çevrenizden, yakınlarınızdan, hele anne babanızdan, arkadaşlarınızdan, çoluk çocuğunuzdan ilgiyi, sevgiyi, şevkati ve merhameti hiç esirgemeyin. Ancak hayatınızdaki önceliği asla kimseye vermeyin. Önceliğiniz hep siz olun. Yetişkin bireyler olduğumuzda bizim sahibimiz hep biz olmalıyız. Doğa, bizleri çocukken anne babalarımıza, sonrada kendimize emanet eder. Bu emanete hıyanet edenleri de affetmez. Mutsuz birini siz ne yaparsanız yapın mutlu edemezsiniz. Sadece onun mutsuzluğuna ortak olursunuz. Bütün mutsuz insanlarda durum hep böyledir.
Sayfa 83 - Doğan kitapKitabı okuyor
Schiller'in dediği gibi, elbette hepimiz Arkadia'da doğduk: Yani dünyaya mutluluk ve haz istemleriyle dolu olarak geliriz ve bunları gerçekleştirme yolundaki budalaca umudu besleriz. Oysa, aslında çok geçmeden yazgı gelir, bizi haşince yakalar ve hiçbir şeyin bizim olmadığını, salt tüm malımız ve mülkümüz, çoluğumuz çocuğumuz üzerinde değil, hatta kolumuz ve bacağımız, gözümüz ve kulağımız ve hatta yüzümüzün ortasındaki burnumuz üzerinde bile tartışılmaz bir hakka sahip olduğu için her şeyin kendisine ait olduğunu öğretir bize. Ama yine de, bir süre sonra deneyim gelir ve mutluluğun ve hazzın, yalnızca uzaktan görünen, yanına yaklaşıldığında yitip giden bir serap olduğu, buna karşılık dertlerin ve acıların gerçeklikleri olduğu, kendilerini dolaysızca temsil ettikleri ve ne yanılsamaya ne de beklentiye gerek duydukları kavrayışını getirir. Bu ders yararlı olursa, mutluluğun ve hazzın peşinden koşmayı bırakırız ve daha çok, acının ve dertlerin giriş yolunu olabildiğince daraltmayı düşünürüz. Ondan sonra, dünyanın sunabileceği en iyi şeyin, acısız, dingin, katlanılır bir yaşam olduğunu öğreniriz ve bu yaşamı, daha güvenli bir biçimde gerçekleştirebilmek için istemlerimizi bunlarla sınırlarız. Çünkü çok mutsuz olmamanın en güvenilir yolu, çok mutlu olmayı istememektir.
Sayfa 118Kitabı okudu
Sabah uyandım, bir şeyler dinleyerek enerjimi yükseltmeyi amaçladım, öyle de hastaneye gittim. Gittiğimde kod vardı müdahaleye katıldım. İlk defa bir hasta sadece hasta olarak göründü gözüme. Fakültedeki hocamın hep böyle ağlamayacaksın beyin bir süre sonra psikolojik olarak kendi korumak için duygusal shot down yapıyor endişelenme dediği olmuş artık sanırım. Müdahaleden çıkıp hastalarımı gezdim, sadece yemek yerken oturabildiğim bir gün oldu. Yeni sorumlumuza da biraz sinir oluyorum. Yeni olduğu için otorite kurmaya çalışıyor, gıcıklık yapmasa iyi olur. Eve gelip elimi yüzümü yıkadıktan sonra yüzüstü yatağa bir yığılmışım akşam 10 da uyandım. Yalnız yaşamak da ne kötü ya başıma bir şey gelse kimsenin haberi yok. Neyse ki uyandım, sabaha kadar uyuyup işe geç de kalabilirdim. İşe mutlu gitmiyorum açıkçası. Staj yaptığım hastane buradan 10 kat iyiydi her açıdan. Hep orayı arıyorum. Ama kendimi mutlu olmaya zorluyorum çünkü mutsuzluğun hiçbir getirisi yok. Hem mutsuz olunca güçsüz hissediyorum ki onu da hiç sevmiyorum.
Her gün uyandığımda yaşadığımı, sadece yaşadığımı, varlığımdan başka hiçbir şeyi hissetmediğim o ne mutlu ne de mutsuz anın hemen arkasından başlardı hayat.
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.