Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Tıpkı bu pervane gibiyim diye düşündü Nedim ,hiçbir yere ulaşamadan dönüp duruyorum olduğum yerde ;aynı tatsız sesi çıkararak ve hiçbir yere varamayarak....
İstanbul
Kentin harcına bir kadın gövdesi karıştığından iklimi yumuşak, suyu saydam, güneşi göz kamaştırıcı, denizi mavidir. İnsanları narin ve ince olur, taprağıysa bereketli. Özlemi ateşten daha yakıcıdır, vuslatı en derin uykudan daha tatlı. Ve yokluğu paslı bir hançer gibi saplanır gövdeye.
Reklam
"Bu ne hal Nedim Çelebi? Neredeyse ağlayacaksın." "Akşam vakitleri bana hep hüzün vermiştir Muhsin'im. Ne zaman batan güneşin seyrine dalsam, ömür ağacımdan bir dalın daha koptuğunu düşünür, acı çekerim."
Sayfa 361 - Martı YayınlarıKitabı okuyor
Öğretmen ,sırtında gül yaprağı taşıyan bir hamak gibidir.Vardığı yerlere gül kokusu yayar.
İnsanlar elbiseye bakarak içindekinin nasıl insan olduğunu bilmezler.Mektubun içinde ne olduğunu ancak yazan bilir.
Atatürk Nedim Paşa Oteli’ne geldiğinde yere Yunan bayrağı serildiğini görür. “Bu nedir?” diye sorar. “Çiğneyin Paşam, Kral Konstantin geldiğinde bizim bayrağımızı ezmişti” yanıtını alır. Fakat Atatürk, “Hata etmiş. Bayrak bir milletin şerefidir, kaldırın onu oradan.” der.
Sayfa 31 - MASAKitabı okuyor
Reklam
1954 yılı Haziranı'nda İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi Dekanlığı'na seçildiği zaman kırk üç yaşındaydı. Gündüzler resmi toplantılarda, geceler resmi davetlerde geçiyordu. Sevimli kişiliği her toplantıda aranıyordu. Tatlı sohbeti, her toplantının vazgeçilmez üyesi yapmıştı Mustafa İnan'ı. Özellikle üstün hafızası hayranlık uyandırıyordu. Yahya Kemal, düzenlediği her toplantıdan önce, "Aman Mustafa'ya da haber verilsin," diyordu. Kimse Yahya Kemal'in şiirlerini Mustafa Hoca gibi ezberleyemiyordu, kimse Yahya Kemal'in şiirlerini Mustafa Hoca gibi duyarak okuyamıyordu. Kimse Fuzuli'den, Baki'den, Nedim'den ve daha birçoklarından Mustafa Hoca gibi yerinde örnekler veremiyordu. Tasavvuftan da söz ediyordu Mustafa Hoca, İslâm'dan da söz ediyordu. Behçet Kemal, kendi yaptığı 'şeci' Kur'an çevirisini okurken, onun bir tercüme yanlışını Mustafa İnan düzeltmemiş miydi? Mustafa Hoca Arapça da mı biliyordu? O her şeyi biliyordu canım
Sayfa 145
Prof. Osman Nedim Tuna, 165 Sumer kelimesini, hem anlam hem de fonetik bakımından uyan Türkçe kelimelerle eşleştirmiş; o,bu tezini, Amerika'da Turkolog ve Sumerologların olduğu kongrede sunmuş ve hemen hiç tartışma olmadan bu tez kabul edilmiş. Tuna, Sumerliler ile Türkler arasında tarihsel bir ilişki bulunmasını, Türkleri az 3500-4000 yıl önce Anadolu'nun doğu bölgesinde yerleşmiş olmalarına bağlıyor. Ayrıca, Türk dilinin 5500 yıl önce bağımsız ve iki kollu bir dil olarak bulunduğunu,ana Türkçenin ise 10.000 yıl eskiye gittiğini belirtiyor.
Sayfa 32 - Kaynak YayınlarıKitabı okuyor
Here…
Here lê here Here ku ez te neşikênim Here ku ez te nedim girîne Dilê min pir tijî ye Ji derdê te Ji kerba te Here ku ez li ser te neteqim Here ku ez te neêşînim Çi dibe here Nebêjê çima Min bi tena serê xwe bihêle Min bi qehrên xwe bihêle Nebêje çima Here...
o akşam da lambamızı söndürmüştük nedim ile nedîm’den bile kıskandığım sevdiğim ile
Reklam
........ EY HABÎB
1 Nâzil olmuşdur Hudâdan sana fermân ey Habîb Bu yeter mahlûk içinde rif'at ü şân ey Habîb 2 Olalı der-gâh-ı bî-çûna mukarreb hem nedim Müftehirdür hizmetinle Peyk-i Yezdân ey Habîb 3 Senden istişfâ' içün zâr u recâda rûz u şeb Bende-i fermân-berindür cümle şahân ey Habîb 4 Zümre-i ehl-i dalâlin mûcib-i ilzâmına Kıssa-i şakku'l-kamer yetmez mi bürhân ey Habîb 5 Ümmet içre șer`iñe münkâd olup sâ'ir milel Dehșet-i emr-i lebinden cümle lerzân ey Habîb 6 Dili ebkem çeșm(i) a'mā guşları olsun âsam Kim getürmezse sana 'alemde îmân ey Habîb 7 Bu za'îf ü müflis ü bî-çâre Sıdkî n'eylesün Olmaz ise derdine bâbında dermân ey Habîb
Oh oh, derdi babam, aynı sizi kömür çualından çıkardığımız günkü gibi oldunuz! Nedense, bizim mahallenin yoksul çocuklarının hepsi kömür çuvalından çıkmıştı da, Yaşar'ı, Nedim'i, Rıfat'ı leylek getirmişti. Belki de, biz kışın dünyaya geldiğimizden leylekler burada değildi. Suç anamın, azıcık dişini sıkıp da bizi marttan sonra dünyaya getirseydi, leyleğe binme mutluluğuna biz de erişirdik...
Bilgi Yayınları
Aşk
İnsan seviyorsa karşılık görmese bile herşeyden vazgeçip onunla uğraşır, uğraşmıyorsa sevmekten vazgeçmiş demektir.
Fuzuli
Vücudum ney gibi surah surah olsa ah etmem Mahabbattan dem urduk incinmek olmaz cefalardan Vücudum ney gibi delik delik olsa ah etmem Sevgiden dem vurduk , sıkıntılardan incinmek olmaz.
Fuzuli
Felekte mihr zail yar gaafil ömr mücta'cil Nedir tedbir bilmen cana yettim bi-vefalardan Dünyada güneş yok olucudur, sevgilim gafildir, ömür de acelecidir Ne tedbir almalı bilmem, vefasızlar beni ölüme yaklaştırdı.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.