Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İngiliz gençleri, Nero and the Gladiators veya B. Bumble and the Stingers gibi müzisyenleri de radyodan dinleyebilmek istiyorlardı ve BBC'nin bu konuda- ki isteksizliği onları öfkelendiriyordu. Tam bu noktada girişim- ci zekaya sahip gemi sahipleri devreye girdiler. Gemilerini radyo İstasyonuna dönüştürerek Britanya'nın karasularının tam dışı- na demirlediler ve Birleşik Krallık'a pop müzik yayını yapmaya başladılar. Bu deniz radyocularına çoğunlukla korsanlar deniyordu ama onlara takılan bir isim daha vardı: offshore. Korsanlar kadar eğ- lenceli bir tınısı olmasa da, duruma daha uygun bir tanımdı. Bri- tanya ka rasularının hemen dışından yayın yaptıkları için Britanya yasalarını ihlal etmiş sayılmıyorlardı. Bu offshore radyo İstasyon- ları, en az yasal radyo İstasyonları kadar somut ve gerçektiler; radyonuzun kanalları arasında dolaşırken onları kolaylıkla bula- biliyordunuz ama yasal olarak var olmadıkları için onlarla başa çıkmak da çok zordu. Yasal olarak yokken fiziksel olarak var olmayı tanımlayan "offshore" terimi, farklı bağlamlarda da kendine kullanım alanı buldu ve kısa sürede finans çevrelerinde de. duyulmaya başladı.
Bir ışık parıltısı dikkatimi Nero'ya çekiyor . Bu adamın cidden elmas kaplı muştaları mı var ?
Reklam
Vücut, ruh, zihin: Vücudun hisleri, ruhun arzuları, zihnin kanıları vardır. İmgelerden etkilenmemiz hayvanlara benzer. Başkasının elindeki işlerle hareket ettirilen kuklalar misali arzularla hareket etmek vahşi hayvanların, çift cinsiyetlilerin, Phalaris'in ve Nero'nun özelliğidir.
Sayfa 28 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Kötü ilişkilerden çekip gitmek gibi bir lüks bahşedilmiş bize. Çok şükür, Sporus değiliz. Ayrıca ne kadar kötü davranmış olursanız olun, kesinlikle Nero da değilsiniz..
Roma imparatorluğu'nun en psikopat lideri Nero dahi Roma'yı ateşe vermeden önce insanların evlerinden ayrılmaları için onlara süre tanımıştı. Yunanlılar Türklere bunu bile çok göreceklerdi.
Sayfa 281Kitabı okudu
Kolezyum
Antik Roma'nın en ikonik mekânı, elli bin kişilik kalabalığın deniz savaşı gösterileri ve gladyatörlerin ölümüne dövüşmeleri de dahil olmak üzere savaş karşılaşmalarını coşkuyla izlediği, tek başına duran, devasa bir amfitiyatro olan Kolezyum'dur. Tarihçiler bir zamanlar ilk Hıristiyanların kana susamış kalabalıkların önünde vahşi hayvanlarla dövüşmeye zorlandıklarını ve birçoğunun şehit olduğunu ileri sürmüşlerdir ancak uzmanlar bunun yaşanıp yaşanmadığı konusunda şüphelidirler. Kolezyumun yapımına İmparator Nero'nun sarayının bir parçası olan yapay bir gölün bulunduğu yerde başlandı. 80 yılında Titus tarafından yüz günlük bir oyun festivaliyle kamuya tahsis edildi. İki yıl sonra Domitianus bir kat daha ekledi. 189x156 metre ölçülerinde, üç katlı ve beton Kolezyum, şimdiye kadar yapılmış en büyük amfi tiyatrodur Kudüs Kuşatması'ndan sonra Roma'ya getirilen yüz bin Yahudi mahkûmun bir kısmı savaş ganimetleriyle finanse edilen bu inşaatta çalıştırıldı. Uzun süre ihmal edilen yapıyı koruma girişimleri ancak on dokuzuncu yüzyılda başladı.
Reklam
kisisel gelisimi saka mi
yukarıdaki kraliyet profiline bakarken nero'yu görmedim. kendimi gördüm. kendi kibrim için dikilmiş bir heykel. nero'nun gururu benimkinin yansımasından daha fazla değildi. ben daha büyük aptaldım. tam olarak ön bahçeme otuz metrelik kocaman, çıplak heykelimi yaptıracak türde biriydim.
Sayfa 364 - apollonKitabı okudu
"Kendi değerinin ne olduğunu, kendine ne değer biçeceğini yine kendin bilirsin. Çünkü insanlar kendi değerlerini kendilerine göre biçerler. İşte Florus bu yüzden Nero'nun oyunlarında yer almazdı. Agrippinus 'Neden oyunlarda yer almıyorsun?' diye sorduğunda 'Çünkü bu soruyu kayda değer bile bulmuyorum' diye cevap vermişti. Çünkü bu soruyu düşünen ve bunların değerini düşünmeye başlayan biri ne tür bir adam olduğunu unutmaya da yakındır."
Sayfa 29 - Destek Yayınları, 56.baskı-Kasım 2020Kitabı okudu
" Nero'nun yangını Roma'yı böyle yakmadı."
"Eğer zevk sırf kendisi için aranırsa o artık sefahattir, diye söylendi Senatör Zosimus. Nero'ya tahammül eden Seneca sanki pek çok cümlesini bu doymaz güruh için söylemişti. İyi ki bugünleri görmemişti. Lüksün getirdiği hastalıkları vardı şimdi Roma'nın, sindirim sistemine yayılan yaraları ve bunlar diğer organlara da sıçramıştı. Ziyafetteki unutkan filozofun kadeh tutarken istemsizce kalkan serçe parmağı Roma'nın resmiydi aslında ve onda cesur erkek ruhundan eser kalmamıştı. Mücevher artık sadece kadınların kullandığı bir şey değildi. Şimdikiler rengarenk tunikleri kızlarınkini aratmıyordu doğrusu. "
Sayfa 155 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
295 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.