Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kendi başlangıçlarımızı öğrenmemizin gereği yok. Torunlarımızın da bizim kendi yaşamımızı bilmelerine gerek yok. Bu dünyada herkes kendine ayrılmış zamanı tüketiyor, sonra da gidip mezarında uyuyor. Onlar için bir şey ifade etmeyeceğimize göre, bizden sonra gelenler için kafa patlatmamızın ne gereği var? İyi ama her şey unutulmaya yazgılıysa, neden bir şeyler kurmaya çabalıyoruz ve atalarımız neden bir şeyler kurdu? Neden yazıyoruz ve atalarımız neden yazdı? Evet, durum böyleyse neden ağaç dikelim ve neden çoluk çocuğa karışalım? Bir dava için savaşmak neye yarar, ilerlemeden, gelişmeden, insanlıktan, gelecekten söz etmek neye yarar? İçinde yaşanan ana gereğinden çok ayrıcalık tanımakla, bir ölüler okyanusunun bizi kuşatmasına göz yummuş oluruz. Bunun tersine, geçip gitmiş zamanı yeniden canlandırırsak, yaşam alanımızı genişletmiş oluruz.
Türkiye'de Merkezi Olan "Lightworker" ve "OSHO" Tarikatı İnternetten lightworker.com adresine girerseniz Türkçe dahil 17 dilde (Şimdilerde 30 dilde - GG -) hizmet veren bir siteyle karşılaşacaksınız. * Prisma Grubu, Sirus, Işık İşçileri de denilen bu derneğin felsefesi nedir? (Bunu da Sayın Ramazan Kurtoğlu'nun " Evanjelizm " kitabında detaylı bulacaksınız.) * Türkiye'de, mensupları arasında çok sayıda iyi eğitimli "BEYAZ TÜRKLER" varmış. Çoğu medyatik tipler ve kaymak tabaka. * Gelelim OSHO denen tartışmalı tarikata. Osho'nun resmi öğretisini yayan OWO meditasyon merkezi İstanbul'da olup, sahibi Fulya Eyilik. Eyilik Hanım'ın "Kişisel Gelişim Öğretisi" , Doğan Uluç'a göre (Hürriyet Gazetesi New York Temsilcisi) Pasifik kıyılarındaki Portland şehrinin Antelope kasabası merkezli on bin dolayında müridi olan ve herkesin herkesle seviştiği bir" ÖZGÜR SEKS KOMÜNÜ". * ARKASINDA GİZLİ ÖRGÜTLERİN OLDUĞU SÖYLENEN BU TARİKAT TÜRKİYE'DE KİME VE NEYE HİZMET ETMEKTEDİR? * Fulya Eyilik Hanım'ın OWO'sunda CEMALNUR SARGUT adlı bir hanım İslam ve Mevlevilik diye adeta KABALA öğretisini anlatıyor.
Sayfa 274Kitabı okudu
Reklam
132 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
Tam 16 Hikayesi Sabahhattin Ali nin saklanmış bu kitabın içine. 6 Özgün hikaye, "ben buradayım " diyor diğer on hikayeye bakarak.. "Ya sizler ne arıyorsunuz burada?" sorgusu ile yargılamak da o "on" u.... Cevapları ben vereyim masum hikayeler adına isterseniz. Bu on hikaye; Sabahhattin Ali nin diğer kitaplarında mevcut olanlardan. onlar kendiliğin den gelemiyeçeklerine göre demek ki devşirilmişler. onlar masum,, onlar sesiz... Bazen, sözkonusu yazarımızın hikayeleri,bitmemişcesine derin bir enginlik içersin de ,okuyucunun hayal dünyasının geniş ufukları içerisine bırakılarak sonlandırılması bende hayranlık uyandırıyor, Bazen, yine yazarımızın mükemmel anlatımı içerisinde kesin bir çizgi ile kısa ve öz anlatımla sonuçlanıyor. hoşta oluyor, Ama bazen de güzelim hikayeyi nasıl ve neye bağlanarak biteçek diye düşünürken çok basit bir sonuçla bitmesi bende hayal kırıklığı yaratıyor. Bu kitapta da da bu tür örnekler sergilenmiş.... Her şeye rağmen herkese güzel okumalar dilerim...
Kamyon
KamyonSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 20082,743 okunma
Nevruz Türklerin Ergenekon'dan Çıkış Bayramıdır. Bu yazıyı okumaya başladığınızda Bölücüler yine o tehdit dolu Nevruz kutlamalarından birini gerçekleştirmiş olacaklar. Bu yılı "çözüm Nevruzu" ilan ettiler. Muhtemelen yaktıkları nefret ateşinin üzerinden "Öcalan'a özgürlük" sloganlarıyla atlayarak "ayaklanma"
Popüler kültür kitaplarını neye göre alıyorsunuz? Kurgu mu yoksa edebi yönü mü sizin için daha önemli?
Noktaların,boşlukların esirine kısmet yaşamak.. aslında olabildiğince derin anlamlar taşıyan biz ve bizden öte benliklerimiz. Varoluşlarımızı anlamaya ramak kalması, sessizliğimizin ne zaman sükuta ulaşacağı ise müptela.. öyle ya yağmurdan sonraki kokuya hasret yaşıyorken çok mu arzulandı yerli yersiz ya da ne zaman istenildi eski zamanlara aidiyet. Var mı gerçeklikler, varsa bilinsin ki zapt edilebilmeye sahip olsun,mana taşısın.. neye göre kime göre, eminsizliğin selamı olsun üzerimize..
Reklam
Bu dünyada iyiler ve kötüler vardı. Kimin neye göre iyi ya da kötü olduğunu bilmiyordum ama açıktı işte. . .
Sayfa 107Kitabı okudu
Eşimizi Neye Göre Seçeriz? Tesadüf gibi görünen eş seçimleri gerçekte tesadüf müdür? Eş seçimi aslında tahmin edilenden daha karışık bir süreçtir. Aşık olma süreci tamamen tesadüfler üzerine kurulu gibi görünse de gerçekte olan aslında beynimizin alt katmanları yani en temel beden fonksiyonlarını yerine getiren kısmı, eşimizi ebeveynlerimizle
Zaman neye göre geçer? Kuralı nedir? Güneş, ay, yıldızlar, bu kadar mı? Hayır. Hepsini zihin üretir.
“İnsanlar ikiye ayrılırlar: Başkalar için yaşayanlar, başkaları sayesinde yaşayanlar. Sorun olanlar, çözüm olanlar... Ümit kıranlar, ümit verenler... Dert üretenler, deva üretenler... Şikayet edenler, çare bulanlar... Aynı havayı soluyan, aynı sıkıntıyı yaşayan, aynı sevince ortak olan iki insandan biri dert küpü olur çıkar, diğeri deva küpü. Biri şikayet üretir, öbürü çare. Biri yük olur, öbürü yük taşır. İç dünyalarında düğümlenir bütün iş.. Afâki âlemden kopup gelen her mâlûmat, her olay, her keyifiyet, bizim ruh dünyamızı, zihniyet dünyamızı, gönül iklimimizi nasıl ve neye göre biçimlendirip işlettiğimize göre dönüşür, değişir. Ağaç olmalı her insan... Ağaç gibi olabilmeli her mü’min. Müslüman müslümana kötülük etmemeli... Kötü ortamı mazeret belleyip dönüşmemeli... Bilakis, dönüştürmeli. Ağaçlardan ders almalı. Karbondioksit aldığı ortamlardan bile oksijen üretmeli... Ve ağaçlar misali, birbirine bakmalı, birbirine destek olmalı... Orman olmalı...”
Reklam
Ouagadougou ya giriyordu. Yollar kalabalıklaştı. Binaların boyları uzadı. Pantolonluların sayısı çoğaldı. Hiçbir şey modernleşmenin önünde duramıyordu. İlkellik yakında hepimiz için güzel bir anı olacak. Çok özleyeceğiz onu. Basitlikten tekrar doğacaktık oysa ve o kapıyı da kapatıyoruz. Üstüne de bütün insanlık oturuyor... Elmas tüccarları, köle tacirleri, uyuşturucu pazarlayan hep olacak ama modern hayatın gerektirdiği şekilde. Bütün dünyada tek bir para birimi hüküm surecek. Tek bir dil. Avrupa da yapmak istedikleri bu değil mi zaten? Elli yıl öncesine kadar birbirilerini boğazlayanları aynı dilde konuşturmak! Hiçbir şey değişmeyecek. Sadece eskiden birbirlerine ettikleri küfürleri anlamıyorlardı. Artık son derece iyi anlaşacaklar bu konuda. Ve yine birbirlerinden çaldıkları paranın kendi paralarına göre ne kadar ettiğini hesaplamalarına gerek kalmayacak. Hepsi bu. Gece ile gündüzü değiştiremedikten sonra neye yarar alfabeyi her yerde aynı yapmak?
Biraz erken ya da biraz geç ölmenin bir anlamı olmadığına göre yaşamanın amacı neydi? Zaten yok olacak kumdan şatolar yapmak neye yarıyordu?
Bir "başarı" saplantısıdır gidiyor... "Başarı" sözcüğü ortalıkta Deli Dumrul dolanıyor. Okulda başarı, yatakta başarı, evlilikte başarı, yaşamda başarı... Kim belirliyor başarının kriterlerini? Neye göre, kime göre başarı?.. Tanımlamalardan kaçtıkça önüme çıkıyor tanımlamalar. Başarı da onlardan biri...
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.