21. yüzyıl!
İnsan psikolojilerinin alt üst olduğu, antidepresanların aspirinlerden fazla sattığı, intihar olaylarının arttığı, adeta "Dünyaya gelecek en yanlış zamanı bulmuşuz." denen bir dönemde yaşıyoruz.
Geçtiğimiz günlerde İlber Ortaylı'nın bir kitabını okumuştum. Her insanın kendi dönemi için dünyanın en zor dönemi
Oğuz Atay'a AİT DEĞİLDİR...
#Biliyor musun Olric
Neyi efendimiz?
Onunla ne zaman lades oynasak hep o kazandı.
Neden efendimiz?
Kalbimdeyken nasıl aklımda derdim?
Bir zamanlar bir öğrencinin Ustasına sorduğu soru buydu.
Usta o anda cevap vermedi. Ancak birkaç gün sonra, o ve genç öğrenci bir nehrin yanında otururken, susadığını söyledi ve çocuktan oradaki eski bir kirli elekle ona biraz su getirmesini istedi.
Öğrenci başladı, çünkü bunun mantıksız bir istek olduğunu biliyordu.
Ancak, Efendisine karşı çıkamadı ve eleği alarak bu saçma görevi yerine getirmeye başladı. Efendisine götürmek için süzgeci nehre her daldırdığında, ona bir adım bile atamadı, süzgeçte bir damla bile kalmadı.
Onlarca kez denedi, ama kıyıdan Efendisine daha hızlı koşmaya çalıştığı kadar, su elekteki tüm deliklerden geçmeye devam etti ve yol boyunca kayboldu.
Yorgun bir halde Usta'nın yanına oturdu ve "Ben o elekle su alamam. Affet beni usta bu imkansız ve ben işimde başarısız oldum" dedi.
“Hayır yaşlı adam gülümseyerek cevap verdi; başarısız olmadın. Elek bak, şimdi yeni gibi. Deliklerinden süzülen su onu temizledi"
"Kitap okuduğunda devam etti yaşlı usta ; bir elek gibisin ve onlar nehir suyu gibi"
"İçinde akıttıkları tüm suyu hafızanda tutamasan da önemli değil, çünkü kitaplar ancak fikirleriyle, duygularıyla, hisleriyle, bilgileriyle, sayfalar arasında bulacağın gerçekle, zihninizi ve ruhunuzu arındıracak, sizi daha iyi ve yenilenmiş bir insan yapacaktır. Okumanın amacı budur”.
1. Kitap
Doğu’dan Batı’dan 99 Teselli
Kederli günlerden geçen derviş, rüya âleminde bir adaya uğrar. Gördüğü şey mucizevidir. Peygamberler, veliler, âlimler ve filozoflar bir halka şeklinde oturmakta ve anlaşıldığı kadarıyla birini beklemektedirler. Derviş de onlarla birlikte beklemeye durur ancak asıl misafirin kendisi olduğunu anlaması uzun
İnsanın kendisini bildiği bir yoldaşa ihtiyacı vardır bazen. Mutlu olmak için değil mutsuz kalmamayı öğrenmek için gerek duyar bu yoldaşa. İnsanlar tarafından canı yandığı için ister bunu. Ama en çok da aynı noktadan tekrar hançerlenmemek için hayatı tekrardan tanıması gerekir. İşte ben de bu kitapta en çok kendimiz olmayı, kendimize bile kapatmayı yegledigimiz o iklimi ortaya çıkarmaya çalıştım. Bazen fırtınayla bazen masmavi bir gökyüzüyle. Kim ne derse desin bizim en çok kendimizi tanımamıza ihtiyacımız var.
İnsan PortresiRıdvan Karadöngel · Kitapyurdu Doğrudan Yayıncılık · 202282 okunma
Sohbette sırlı bir iksir, gizemli bir etki vardır. Öyle ki ona dâhil olan birisi, başka yöntemlerle ancak yıllarca katederek alabileceği manevi mesafeyi dakikalar içerisinde alabilir.
Sohbet boyutuna girmek, uzun yolları kısaltmaya başlamak demektir.
Sohbette hesap edilmedik yansımalar olur ve ilahi bir boyanma gerçekleşir. Boya, Kur’ânî
Yıllar boyunca övünüp durduk insanın "düşünen" bir varlık olmasıyla. Öleceğini bilen, irade sahibi, özgür, kendini konuşarak ifade edebilen bir varlık. Tarif edilemeyecek ayrıcalıklar değil mi?
Kimi ayrıcalıklar aynı zamanda tarif edilemeyen acıları da getirir beraberinde.
Sevdiğiniz birini düşünün meselâ, hasta yatağında, belki ona
...Ve güz geldi Ömür hanım. Dünya aydınlık sabahlarını
yitiriyor usul usul. İnsanın içini karartan bulutların seferi var
göğün maviliğinde. Yağmur ha yağdı ha yağacak. İn-
cecik bir çisenti yokluyor boşluğunu insan yüreğinin.
Hüznün bütün koşulları hazır. Nedenini bilmediğim bir
keder akıyor damarlarımdan. Kalbimin üstünde binlerce
bıçak
-Güneş de sanıyor ki, bir tek o yanıyor.
Ay da sanıyor ki bir tek o tutuluyor.-
.
Gönül ocağı tütmeyen
Gönül toprağına aşk ekmesin…!-
Aşk Bir Erdemdir;
.
Serçe kadar kalbin aldığını akıl almaz.
Çünkü gerçek aşk;
ne zamana, ne gökyüzüne.
ne bir şarkıya,
ne bir şiire,
ne de bir ömüre sığmaz.
.
İnsan coğrafyasının en güçlü duygusudur.
Dünyanın en güçlü mıknatısı gibi çeker insanı.
Ya yıldırım çarpmışa,
ya da üstünden tren geçmişe döndürür.-
.
Okuduğunuz şiirin her mısrasında, sevdiğiniz size göz kırpar.
Görünce, çöl güneşinde kalmış dondurma gibi erirsiniz,
Nefesinizi tutsanız, taklacı güvercine dönen kalbiniz yanardağ gibi patlar,
Ne eve, ne sokağa, ne de koca kente sığamazsınız.
Kılcal damarlarınıza kadar mola vermeksizin onu düşünmekten, uyku girmez gözünüze, günlerce uyuyamazsınız. Kaldı ki uyku aşka ırak kalpler içindir.
(Zaten, -Aşıkken uyumak haramdır, uyuyan da haindir.-)
YouTube kitap kanalımda Kötü Çocuk kitabını yorumladım! : ytbe.one/q-_bzyWLIGI
Işıltılı hayatlar, bol bol ergenlik hormonu, mutasyonla üretilmiş domatesler ve en çok da kendisini dünyanın en bad boy’u zanneden ERRRKEKKKKler… İşte bunların hepsi Kötü Çocuk kitabı arkadaşlar.
İncelemeye başlamadan önce yine şunu söylemem gerek. Bu
Öncelikle merhaba arkadaşlar :)
Biliyorsunuz ki biz kadınlar olarak sosyal hayatımızda yeterince fazla tacize uğramıyormuşuz gibi bu uygulamada da mesaj yoluyla tacize uğruyoruz. Bu durumu başta ne kadar umursamasam da zaman geçtikçe sürekli ve düzenli olarak bu mesajları atmaları beni epey rahatsız etmeye başladı. Buna bir tepki oluşturmak amacıyla o arkadaşlardan her gün bir tanesini bu iletinin altında ifşa edeceğim. Özellikle beni takip eden kadın takipçilerimin o mesajlara bakmalarını istiyorum ki eğer kişiyle herhangi bir sohbeti varsa kessin. Zira maske takan çok insan var. Ve kendilerini çok iyi saklıyorlar.
Profil fotoğrafıma laf edicek ve “tacize uğramak istemiyorsan mesaj kutunu kapat." diyen dangalak arkadaşlar bu iletimden uzak durursa sevinirim. Teşekkürler.
Fakiri neden ezersin?
Müslümana neden saldırırsın?
Ateisti neden dışlarsın?
Yahudiyi neden öldürürsün?
Savaşı neden başlatırsın?
Hayvana neden eziyet edersin?
Neden insan olmazsın?
Öleceksin birgün... Yok olup gideceksin...
Ne bu iktidar mücadelesi? Güç gösterisi?
Çok değil yüz yıl sonra bütün varlığım yok olacak.
Ve bir yüz yıl sonra da mezarım