Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
334 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Dinin Kısa Tarihi İncelemesi
Sonunda aradığım kitabı buldum diyebilirim. Dinler tarihi konusunda kendini geliştirmek isteyen okurlar için biçilmiş kaftan bu kitap. Öncelikle
Richard Holloway
Richard Holloway
’in nesnelliğine hayran olmamak elde değil. Hangi dini hangi akımı incelerse incelesin ne kendini o dine yakın görüyor ne de büsbütün kendini o dinden soyutluyor. Kitabın kapağında yazdığı gibi
Dinin Kısa Tarihi
Dinin Kısa TarihiRichard Holloway · Alfa Yayınları · 2019245 okunma
516 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Marquis De Sade, kimine göre deli, kimine göre dahi; kimine göre sapık, kimine göre gerçekçi, ama bence en çok bir filozof. Tıpkı diğer filozoflar gibi bir öncü. Bir fark yaratmanın bedelini de ödemiş elbette. Kapatılarak. Her türlü haneye konuk olmuş. Konuklukları bir ölümle sonuçlanmama sebebi elbette zengin nüfuslu aristokrat bir aileye mensup
Aline ve Valcour: Felsefi Roman (1. Cilt)
Aline ve Valcour: Felsefi Roman (1. Cilt)Marquis de Sade · İthaki Yayınları · 202312 okunma
Reklam
122 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
32 saatte okudu
DÖRT ANLAŞMA- DON MİGUEL RUİZ
KENDİNİZLE GÜNCELLEYİN! Genellikle bilinç düzeyi yüksek fertler olarak, yaşam kalitemizi arttırmak ve milyarlarca yıllık evrendeki kısacık ömrümüzde daha verimli bir zaman geçirmek için kişisel gelişimimize önem veriyoruz. Bize günlük hayatımızda faydası olabilecek, olay ve olgulara daha mantıklı tepkiler verebilmemizi sağlayacak düşünce, inanç,
Dört Anlaşma
Dört AnlaşmaDon Miguel Ruiz · Ötesi Yayıncılık · 202311bin okunma
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Ben; mümin hanımlara rahmet olmak ve Allah katındaki derecelerini yükseltmek için gönderildim. Ben; tüm dünyaya karşı Müslümanlıklarıyla övünebilmeleri ve hayalarıyla insanlara hidayet rehberi olabilmeleri için Allah’ın mümin hanımları, kendisiyle süslemiş olduğu bir tâcım. Fakat hanımların birçoğu benim rolümü ve mesajımı anlayamadı. Bilakis farkında olmadan bana çok kötülük ettiler. Bu sebeple artık sessiz kalamam, konuşmam icap etmiştir. Eğer bu kadar canım yanmasaydı gerçekten konuşmazdım. Değil insan, benim gördüklerimi bir taş dahi görse, o bile dile gelirdi. Bu gördüklerim, bana en büyük zararı veren şeylerdi. Fakat sen, mümin hanım… Benim için çok kıymetlisin. Bu mektubu sana göndermem üzerimdeki hakkındır. Tüm arzum bu mektubumu; kelime kelime, gözlerinle, aklınla ve kalbinle okumandır. Bu sayfalardaki sözlerim sanadır… İmza: Özlenen Tesettür
Ve Tesettür Dile Geldi…
Ve Tesettür Dile Geldi…Halid Ebu Şadi · Nida Yayıncılık · 202023 okunma
·
Puan vermedi
Bir kedi hikayesi: Tanizaki’nin “Bir Kedi, Bir Adam, İki Kadın” öyküsü... Öykü, insan ilişkileri, sevgi ve kayıp gibi derin konuları ele alırken aynı zamanda insan psikolojisinin karmaşıklığını da yansıtıyor. Öyküde, insanların kendi iç dünyalarında ve ilişkilerinde yaşadıkları çatışmalar ve karmaşıklıklar işlenirken, bir kedinin hayatlarına getirdiği değişim ve sembolizm üzerinden derin bir felsefi anlam da sunuluyor. Öykünün başında Sinako, eski kocası Sozo’nun yeni karısı Fukuko’dan kedi Lili’yi ister. Kedinin Sinako’ya gitmesinin ardından, Sozo çok şiddetli bir kayıp duygusu yaşar. Eski karısının evine gidip, gizlice Lili’yi görmeye karar verir. Kitapta Sozo’nun insan ilişkilerinde kimseyi Lili kadar sevmediği anlatılır. Lili ise Sozo’nun sevgisine kayıtsızdır. Sozo, Lili’yi görmeye gittiğinde “Sinako kediyi çok seviyor olmalı.” diye düşünür. Çünkü o artık yoksul bir kadındır ama yine de Lili’yi iyi beslemektedir. Lili’nin yastıkları, Sinako’nun kendi yastıklarından bile kalındır. Lili, hayatındaki insanlar tarafından birbirlerine karşı bir silah olarak kullanılmış olabilir; ama dördünün içinde gerçek anlamda sevilmis olan sadece odur. #nihanhocanınkitapları #felsefecininkitapları #okuyarakyasa #okuyorum #okudumbitti #kitapkurdu #kitapyorum #kitapbenim #bookstagram #booklover #books #instabooks #kitapsevgisi #kitapokuyorum #kitapyorumu #kitapalışverişi #kitapokumak #kitapkolik #kitapevi #kitaptansözler #kitapdelisi
Bir Kedi, Bir Adam, İki Kadın
Bir Kedi, Bir Adam, İki KadınCuniçiro Tanizaki · İthaki Yayınları · 20223,388 okunma
156 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
ATLARI DA VURURLAR romanını okumaya niyetiniz varsa, buradan sonrasını okumayın! Anlatıcı, romanda konu edilen yarışmaya katılmıştır. Bir erkek ve bir kızdan oluşan gruplar, birinci olmak için bedensel güçlerini sonuna kadar kullanmak zorunda kalmaktadırlar zira en arkada kalan çift yarışmadan atılır. Elenen çiftler, o vakitler büyük miktar sayılan 500 dolar paraya da veda ederler. İnsan haysiyetine yakışmayan bu yarışma çeşitleri, tiksindirici anonslarla duyurulur pist dışındaki izleyicilere. Anlatıcının "Yarışma Ortağı" olan kız yaşamaktan bıkmıştır. Her fırsatta ölmek istediğini dile getirir; isyankâr ruhlu, anarşist tavırlıdır. Romanın sonlarına doğru, her onur kırıcı teklife ispirto misali parlayan bu genç kızın, evvelce intihara teşebbüs etmiş olduğunu fakat ölmeyi beceremediğini duyarız kendi ağzından. Anlatıcı, Kız'a:"Yahu sen ne meraklısın ölmeye!" der elimizde artık romanın okumadığımız bir-iki sayfası kaldığında... Okyanus'un kıyısında yan yana oturmakta, yarışmadan bahsetmektedirler şimdi. Kız, çantasında bir tabanca taşıyor olduğunu, kendisine bir iyilik yapıp yapamayacağını sorar Anlatıcı'ya. Kendi yaşamına kendi elleriyle son vermeyi beceremeyecek kadar korkak olduğundan şikâyet eder. Anlatıcı nasıl olduğunu anlayamaz, birden, elinde patlamış olan tabanca ve kumlara serilmiş yatan kanlar içerisindeki Kız'ı görür. Polis otosunda karakola götürülüyor Anlatıcı ve polislerden birinin sorusuna muhatap oluyor: -Niçin vurdun 'lan kızı? Anlatıcının verdiği cevap okumuş olduğumuz romanın başlığıdır: "ATLARI DA VURURLAR"
Atları da Vururlar
Atları da VururlarHorace McCoy · E Yayınları · 0199 okunma
Reklam
148 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
Kitabı okurken aklımdan çıkmayan düşünceler
Öncelikle bu kitapta Sabahattin Ali'nin yaşarken yayınlanmayan eserleri ve sandığındaki bazı resimleri var, açıkçası ben en çok sonundaki makalaleri sevdim, Sabahattin Ali'nin siyasi ve politik görüşlerini barındırmakla beraber aynı zamanda onun Türkiye'deki kadınların durumu hakkında içinde bulunduğu dönemden çok daha modern düşüncelere sahip olduğunu görüyoruz. Milliyetçilik üzerine yazdığı makalesinde milliyetçiliğin nasıl gerçek anlamından saptarılarak mevki sahiplerinin yararına olacak bir şekilde kullanıldığını bizlere gösteriyor, milliyetçi kelimesinin Sabahattin Ali'ye göre tanımlarını okurken milliyetçi bir insanın aynı Sabahattin Ali gibi ülkesinin geleceği için canla başla çalışan bir insan olması gerektiğini okuyoruz. 41 yaşına bunca eser, çalışma sığdırıp bunları Türk edebiyatına armağan eden Sabahattin Ali, o faili senelerdir meçhul kazada kurban gitmeseydi, kim bilir daha nasıl eserleri olurdu... Sabahattin Ali, Türkiye'nin milliyetçilik rolünü oynadığı davada mı kurban gitti, Ali Ertekin'in milliyetçilik rolünü mü oynadığı davada kurban gitti bunu hiçbir zaman bilemeyecek olsakta, maalesef Türkiye'nin bu konuda sicilinin dolu olduğunu hepimiz biliyoruz.
Çakıcı'nın İlk Kurşunu
Çakıcı'nın İlk KurşunuSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 20198bin okunma
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Nereden Nereye
Kitaba başladığımda ve kitabı bitirdiğimde aynı duygu var idi.. Bu ülke bu halden günümüze nasıl böyle değişebilmiş.. O kadar kötü şartlar diyemeyeceğim.. Zira ortada şart dahi yok.. Sefalet desen değil.. Başka bir şey yaşanmış 19.yy'da bu topraklarda.. İntihar etmeye bile parası yetmeyen insanlar tanıyacaksınız.. Parasızlıktan eşini ve çocuğunu öldürenleri okuyunca, bunlara inanamayacaksınız.. Haşereler arasında yaşarken açlıktan öleni dahi görünce bir kere daha yamulacaksınız.. Öyle bir sefalet yani.. Ama işte bu durumdan günümüze gelinen nokta.. Ben bu kısma odaklanmak istiyorum.. Neden bizim ülkemiz de diyorum.. İnsan haklarında.. İşçi haklarında.. Kadın haklarında.. Diyorum ve sıkışıyorum bu düşünceler arasında..
Uçurum İnsanları
Uçurum İnsanlarıJack London · İletişim Yayınları · 20213,533 okunma
168 syf.
8/10 puan verdi
Bu adam kitaplarının içine ne katıyor böyle?!
Şuanda hiç bir psikoloğun, psikiyatristin kitabını, makalesini okumadan tüm Dostoyevski eserlerini okuyarak insan bilinci ve zihniyle ilgili çok daha fazla şey öğrenilebileceği ve duyumsanabileceğini düşünüyorum o derece . Dostoyevski'nin bu eserinde de 'Görünmez' bir karakterin hikayesini okuyoruz. Görünmez ne demek peki ? Eh, adı üstünde kimsenin ona karşı herhangi bir duygu bile besleyeceği kadar umursamadığı bir karakter ve bu karakterin kendini" görünür" hale getirmek için ne gibi saçma sapan durumlara soktuğunu, bi tokat yemeği bile öylesine geliştirilmeye görmezden gelinmeye yeğlediğini, bir kişinin bile ki bunlar onun hasımları da olsa onu dinlemesi, duyması için neler yapıp feda edebileceğini görüyoruz. Bi yandan anlaşılmayı, duyulmayı istiyor; bi yandan da tüm ömrünü "kendi yeraltında"geçirmeye dünden razı. Yine de karakterin kompleks yapısındansa beni etkileyen özellikle kitabın başındaki düşünceleri ve bazı cümleler oldu yine kitap altını,üstünü çizmekten boyama kitabına döndü anlayacağınız. Çok güzel akıcı ve belki köşesine ,kenarına notlar alabileceğiniz bi kitap kesinlikle tavsiye ediyorum.
Yeraltından Notlar
Yeraltından NotlarFyodor Dostoyevski · Koridor Yayıncılık · 2019127,7bin okunma
260 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
"Hayat aslında hepimizin bildiği bir çocuk oyunundan ibarettir. Taş - k/ağıt - makas... Yenilgi veyahut zafer, kendi avucumuzda değil; hayatınıza dâhil olan başka avuçların hamlelerinde gizlidir..." "Ne zordur, insan olabilmek. Ne zordur, geldiğin gibi kalabilmek, kaldığın yeri koruyabilmek. Ayakları sabit tutabilmek ne zordur.
İçimdeki Kenan Ülkesi
İçimdeki Kenan ÜlkesiYusef Masadow · Karina Yayınevi · 202415 okunma
Reklam
147 syf.
8/10 puan verdi
·
21 saatte okudu
Güzel bir kitaptı. Yaşanmış bir hikaye anlatılıyor. //DİKKAT Kitabın konusu hakkında bilgi içerir.// Atalarının yaşadığı yerleri görmek için Ürgüp’e gelen Yunanistanlı bir gazetecinin Mustafa Bey ve ailesi ile tanışması ve Mustafa Beyin anılarını anlatması konu alınıyor. Mustafa Güzelgöz kitap sevgisini o yörenin insanlarına öğretmeye çalışıyor. Ancak kitap yok. Yurtiçi ve yurtdışında yaşayan insanlara mektuplar yazıyor. Kitap istiyor. Bunda da başarılı oluyor. Eşeklerle yolu olmayan köylere kitap götürüyor. Kooperatifler kuruyor, müzeler yaptırıyor, yöre halkı için kaymakam, vali, belediye başkanı, üst düzey yöneticilerle görüşüyor hatta Ankara’ya kadar gidiyor. Kredi çıkarttırıyor. Çocukların, gençlerin kadınların cahil kalmaması için elinden ne geliyorsa yapmaya çalışıyor. Mustafa Güzelgöz bu kadar çabalamasının tek bir nedeni var insan sevgisi. Kitap sevgisi ayrı bir şey ama asıl insan sevgisi olmazsa bunların hiçbirini yapamazdı. Kitap okumak dünyaya açılmaktır. Bir sürü insan, çevre tanımaktır. Kitaplar hayatı öğretir. Acıyı, güzeli çirkini öğretir. Zulmü gösterir. Hiç kitap okumayan biri iyiyi ya da kötüyü sadece gördüğü yaşadığı kadarıyla bilir. Kitap okumak öğrenmektir, ders çıkarmaktır. Herkes kitap okumaz. Zahmetli iştir kitap okumak. Pineklemek varken neden kitap okuyalım ki dimi. Kitap okumak boş insan işi değildir. Zaman ayırmak gerekir. Çaba sarf etmek gerekir. Kitap okumak güzeldir. Ama okuyup da anlamak ve de iyi insan olmak en güzelidir.
Eşekli Kütüphaneci
Eşekli KütüphaneciFakir Baykurt · Literatür Yayınları · 20109,5bin okunma
256 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Damon Galgut 'dan okuduğum ilk kitap idi.
Hülya Açılan
Hülya Açılan
önderliğinde sayfalarcakitap kulübünün Nisan ayında okunacak kitabımızdı. Galgut,Güney Afrikalı bir yazar.Yazar yaşadığı bölgede ki siyasi ve toplumsal sıkıntıları kitabında işlemiş. Güney Afrika 'da yaşanan Apartheid rejimi neticesinde siyahı insanların yaşadığı sıkıntılar İyi Doktor 'da işleniyor. Güney Afrika'daki yurtluklar ,apartheid hükumetinin çeşitli siyah "ulusların ""kendi kaderlerini belirlemeleri" için ayırdığı fakir ve geri kalmış bölgelerdir. Böyle bir bölgede kaderine terk edilmiş bir hastane , 4 doktor 1 hemşire olmayan ama hemşirelik işinden anlayan biri ve iki aşçısı olan bir hastaneye kamu hizmetini tamamlamak için gelen Laurence Waters o bölgedeki ve hastanede ki insanların hayatına değişik bir renk katar.Dr.Frank Eloff 'un hayatı ise Laurence gelince daha karmaşık bir hale gelir.Geçmişindeki karanlıklar ile mücadele etmesi gerekiyor. O kırsal bölgede siyasi rejime göre hastaneyi hasta olmasa bile ayakta tutmaya çalışmak orada kalmak için mücadele vermek bana birazcık Tatar Çölü adlı kitabı hatırlattı. Bazı şeyler kader mıdır yoksa insan kaderini kendi mi belirler. Bir hastane ve doktorluk gibi mesele gibi görünse bile kitap Güney Afrika 'daki siyasi rejim hakkında bilgi veriyor. İyi okumalar dilerim.
İyi Doktor
İyi DoktorDamon Galgut · Yapı Kredi Yayınları · 2022108 okunma
424 syf.
·
Puan vermedi
#gülserenbudayıcıoğlu nun gerçek yaşamdan yansıttıklarını diziler ile görüp, ilgimi çekmişti. İnsan sayısı kadar farklı yaşam biçimleri var şüphesiz. Duygular ortak ama var olma şekillerinin hikayesi her birimiz adına farklı oluyor. Her birinin dokunuşunu okurken eminim ki okuyucu kendi yaşamından da izler bulacak. Sorunlar bazen o kadar tanıdık ki, hikayelerdeki isimler farklı zaten. Bu tarz yaşam hikayeleri birçok konuda fikir veriyor diğer yandan. İkili ilişkilerdeki çok çeşitli haller ve bunlara vereceğimiz tepkiler her birimiz için farklı olsa gerek. Karşı taraftan gördüğümüz muamele ruh dünyamızı ne kadar sarsıyor düşününce. Bazen en ufak bir kelime ya da bir davranış bizi büyük bir boşluğa itiyor. Dolayısıyla o boşluğa düştükten sonra zemini biz kazmaya devam edip iyice derinlere bırakıyoruz kendimizi. Sonrasında da yüzeye çıkmakta zorlanıyoruz. Belki zamanında tedbir ya da yardım alıp, ışığı görmek için biraz daha öncesinde hareket etmiş oluruz. İçindeki her bir insanın yaşamı ve onlara dokunma şekilleri, insan ilişkileri boyutunda çok farklı bakış açıları sunuyor. Aslında çözümün çok uzakta olmadığını da hatırlatıyor. Bazılarının çaresizliği gerçekten çok üzücü. İnsan satır aralarından çekip yardımcı olmak istiyor. Sıkıca sarılıp "her şey geçecek" demek istiyor. Yaşamın ve ona dair her şeyin insana hep iyi gelmesi dileğiyle...
Madalyonun İçi
Madalyonun İçiGülseren Budayıcıoğlu · Doğan Kitap · 202418bin okunma
·
Puan vermedi
Kronik olarak mutsuz, dirimi hiç kalmamış bir adamın romanı İnsanlığımı Yitirirken. Topluma yabancılaşan ve roller icabı maskeler takınmayı tercih eden bir karamsarın romanı. Neden yaşıyoruz, yaşamanın ne manası var, iyilik, kötülük nedir gibi derin sorular sorup sonra cevaplarının peşine düşmektense, kendi yaşamını canlandırmaktan ziyade ölmeyi, uyuşmayı seçen bir adamın romanı. Dönüp çocukluğuna baktığımızda, orada görülmek, sevilmek isteyen çocuğu hemen görüyoruz, istismar edilen, ihmal edilen, yalnız bırakılan çocuğu. Çocukluk mühim, hepimiz biliyoruz, tamam. Ama yetişkin olan çocuğun da kendi çocukluğuna karşı bir sorumluluğu var gibi geliyor bana. Geçmiş travmaların içine saplanıp hep alacaklı gibi beklemenin ya da saplandığın yerde debelenip durmanın ötesine geçmeye de yetişkinin gönlü olmalı biraz. Orada sanırım en mühim şey; o isteği duyabilmekte. Yaşama gücü olmayınca insanın her şey inanılmaz anlamsız geliyor. Belki de yaşamın biricik anlamı ya da en birinci amacımız onu canlı tutmaktır. İçim sıkılıyor, hiç bunları düşünecek havamda değilim. Müzik falan açmalı, yürüyüşe çıkmalı, iki dost görmeli, kuşlar, bulutlar, deniz… İnsan gözünü doğadan, elini insanlardan çekmemeli. Yalnızlık Allah’a mahsus
İnsanlığımı Yitirirken
İnsanlığımı YitirirkenOsamu Dazai · İthaki Yayınları · 202333,2bin okunma
120 syf.
·
Puan vermedi
·
23 saatte okudu
İnsan yolunu kaybettiği zaman bütün dikkatini toplar ve daha keskin gözlerle bakar etrafına. O zaman, daha kaybolmamışken görmediği şeyleri bile görmeye başlar. Ya bir ülke yolunu kaybettiği zaman ne yapar Lisa.Lisa. sad Lisa. Lisa Vicdan Sızlar ~ Güray Süngü Merhaba kitapseverler, bazı kalemler vardır okuduğunuzda size çok şey kattığını
Vicdan Sızlar
Vicdan SızlarGüray Süngü · Ketebe Yayınları · 2023558 okunma
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.