Verdiğin emeklerin boşa gitmesi koyuyor adam olana.. Her şeyi içine atmaktan yavaş yavaş tükendiğini hissediyorsun.. Seni çok iyi anlıyorum diyen herkesin, seni anlamadığını görüyorsun.. Yıkılıyorsun.. En yakınından dahi uzaklaşmak istiyosun.. Kullandığın alkolerin ve maddelerin bile seni artık sarhoş etmediğini görüyosun.. Onlarıda boşveriyosun.. Yapabildiğin en iyi şeyin, kalemini tekrar alıp yazmak olduğunu görüyorsun.. Yazıyorsun, yazıyorsun, yazıyorsun.. Yazdıkça dertlerinin çoğaldığını fakat içini döktüğün içinde rahatladığını görüyosun.. Herkesten saklasan da, gizlesen de tükeniyorsun.. Hani o dışarıya verdiğin mutluyum imajı varya, içini yiyip bitiriyor aslında.. O kadar çok yenilgiye uğradın ki sevmede, değer vermede, bir yanın hep kimseye güvenme diyor.. Kader le girdiğin aşk savaşında yenilmeye başladığın zaman, asıl acıları tatmaya da başlıyorsun.. İşte o anlar kalbinin, aklını yendiği anlar oluyor.. Mantıklı düşünemiyosun.. Değer vermekte bir sorun yokta, aynı önemi, ilgiyi, sevgiyi, değeri göremeyince başlıyor asıl sorun.. Asıl canını yakan yitirdiklerin var, kaybettiklerin.. Dönülmez yolda bıraktıkların, geri dönmeyeceğini ezberlediklerin.. Hani her şeyde derler ya ''Hayat Devam Ediyor'' aynen öyle.. Ne giden geri geliyor, ne kalanlar değerini biliyor, ne yerin, nede kıymetin değişiyor.. Sen sadece günden güne eriyorsun, tükeniyorsun, hissizleşiyosun..
Ama Gerçektende Bir Gün Aklım Bu Savaştan Üstün Çıkarsa, İşte O Zaman Boş Yere Değer Verdiğim ve Sevdiğim İnsanlar, Tam Anlamıyla Soğukluğu Tadacaklar..!
Türkiye'de en çok önerilen kitaplardan biri.
Makamına hak ettiğini düşünüyorum.
İlk başta "Abartmayın, ne yükselttiniz kitabı?" demiştim. En sonunda "Tamam, kesinlikle okuyorum artık." dedirttiler.
Evet, minik Martin'imiz.
Bir bilgi birikimi olmayan Martin'imiz.
Ama sorun bakalım, Martin o zaman mutlu muydu?
"Şu an hissettiklerimin yanında tüm kelimeler kifayetsiz kalıyor. Sanki bambaşka bir ışık keşfetmiş gibiyim. Bu kısa zaman zarfında öylesine çok şey öğrendim ki! Ferhat'la Şirin'ın hikayesini bilir misin? Seni gördüğüm an sanki daha önce bir yerlerde karşılaşmışız gibi hissetmiştim. Şimdi bunun nedenini anlıyorum. Şirin'i hayalimde senin gibi hayal etmişim meğer. Tabii şu an karşımda ete, kana bürünmüş duran varlık hayalimdekinden bile muhteşem. Sakın gülme bana, Meryem. Allah şahidim olsun şimdi zavallı Ferhat'ı daha iyi anladım. Böylesi bir güzelliği her gün görüp sonra da ondan sonsuza dek ayrılmak zorunda kalmak! Bu cehennem azabı değil de nedir? Ferhat'ın aklını kaçırmaması mümkün değildi. Kendini sevgilisinin resmini kayalara oymaktan alıkoyamamıştı. Allahım! Acısı ne kadar büyük olmalı. Kaybedilen o büyük mutluluğun bir daha asla geri gelmeyeceğini bilerek yaşamak ne kadar da korkunç!"
"Küçükken üzerime örttüğüm yorganın beni her kötülükten koruyacağını sanırdım."
7/10
Bazen eğlenerek bazen kriz geçirerek okuduğum bir kitap ile geldim. Kısaca konusu Hatay'ın en tanınan adamı, torunu Mihrinazı varisi ilan ediyor ve bu paranın peşine bir çok kişi düşüyor. Dedesi onu korumaya çalışırken erkek karakterimiz işin içine dahil oluyor ve o da kızı korumaya başlıyor.
Mihrinaz'ın şımarıklığı bazen o kadar sinir bozucuydu ki. Tamam anlıyorum bazı yerleri ama yaptığı bazı şeyler kötüydü. Zamiri görmek için Cihanı kullandığı yerde onu anlamak benim için daha zordu. Genel olarak çabalaması ve sevdikleri için savaşmasını sevdim. Bazı yerlerde Zamir ile beraber çocuklaşıyordu ve o yerleri çok sevdim( gerçek hayatta görsem bu ne be derim).
Zamir karakteri aşırı tatlı ve korumacıydı. Bu abi benim favorim. Bir diğer favorim Baran. Bal olsa da yesem.
Kitabın konusunu çok sevdim. İkinci kitabını da okurum ama yazarın kalemi burda diğer kitaplarına nazaran daha güçsüzdü gibi. Bazı betimlemeleri hoşuma gitmedi ve olayla ilişkilendiremedim. Bir kaç betimleme eksik olsaydı daha iyi olurdu Birde kitabın sonu... Çok çok yanlış yerde bitmiş gibi hissediyorum. Mesela o kaza sahnesinde bitebilirdi. İkinci kitaba dair bir merakımız olurdu. Böyle biraz sönük kalmış.
Her yaş grubuna uygun.
Halef 1: DüşLeman Veli · Ephesus Yayınları · 20211,320 okunma
Sevgili Peşkov Horoşeye'nin yalanlarını yakalamasından hoşlanması beni şaşırttı ve dilimde söylenmeyi bekleyen sayısız yalan cümlenin vakti gelince anlaşılacağını bilmek hüzün verdi içime. Muhakkak ki Peşkov gibi çocuk olsaydım yalan söylemek de yakalanmak da hoşuma giderdi çünkü söylenip söylenmemesi hiçbir şeyi değiştirmeyecek yalanların
"Seçebilmek bir ayrıcalıktır," dedi. "Durup düşünmek sihirden daha kıymetlidir. İnsanların neden bu kadar ikilem yaşadığını, karar vermekte neden zorlandıklarını ve sürekli yardıma ihtiyaç duyduklarım daha iyi anlıyorum artık. Korkunç bir kaos akışında yaşıyorlar. Yapması gerekenlere o kadar odaklanmışlar ki nasıl yapacaklarının kendi ellerinde olduğunun farkında değiller. "
Selam yıldızlarım! Bugün kapağıyla beni kendine çekmeye pek ala yeten “Uyumadan Önce Tuttuğum Dilek” kitabıyla geldim. Kitabın kalınlığı, puntolarım küçük olup sayfayı doldurması beni biraz korkutmadı diyemem. Ama inanın bana, soluksuz okunuyor. Ben bir oturdum bitirene kadar da başından kalkmadım
Kitabın dili beni biraz korkutuyordu, üçüncü kişi
İnsanlarla,iyi insanlarla karşılaşınca ne kadar da iyilikten uzak olduğumu anlıyorum. İnsanlar;iyilik yapıyor, iyilik istiyor ve mutlu oluyorlar. Ne kadar da uzağım ben samimiyet ve sâfiyane yapılanlara. Attığım hangi adımı sâfiyane duygular ile atabildim ki,bir hinlik olmadan hangi iyiliği yapabildim ki sâfiyane bir şekilde. O kadar uzağım ki iyiliğe,iyi olmayı isteyemiyorum bile. Hased olarak değil, gerçekten de iyiliğe rastladığında kötü oluyor ve utanıyorum,kendimi iyi telakki ettiğim anlar olduğundan ötürü. Gerçek iyiliğe denk gelmek,iyi birine denk gelmek; benim tosladığım duvardı. Kendi başıma kurduğum sözde iyiliğimin çeperlerini parçalayan hakikatti o. Gecenin karanlığında yol alan ben, iyiliğin ışığı ile kendime geliyor ve karanlığımı farkediyorum. Niçin iyi değilim sorusunu kendime soramayacak denli bir mahcubiyet. Çekilip gitsem, dünya daha güzel bir yer olacak gibi. Çekilsem , kimseye değmeden,kimseyi üzmeden.
Arkadaşlar insan gerçekten kimin sana değer verdiğini zor zamanlarında anlıyormuş. Ben bunu anladığım dönemlerdeyim ve bu beni o kadar iyi anlamda değiştirdi ki.. kafamda kesinleşmeyen her konuyu kesinleştirdim acaba ben mi yanlış anlıyorum dediğim her şeyi tam da doğru şekliyle anladığımı anladım ve aşırı rahatladım beni bambaşka boyutlara taşıdı artık kesinlikle eski ben değilim ve eskisinden daha iyi hissediyorum teşekkürler🥳🥳🥳🥳
Zaman o kadar cimri ki,hiçbir saniyesini vermiyor geri.Zamanın değerini daha iyi anlıyorum bu yanlızlık yolunda şimdi;ki beni zaten bu kalabalıklar yanlızlaştırdı sevgili.
Metroda koluma
doladı kolunu, bıraktı öylece, "anlıyorum" dereesine, "patavatsızlık ettin, düşüncesizce davrandın gene her zaman olduğu gibi". Eve dönerken en çok
sevdiği dondurmacıya uğradık yolda, deli olduğu o
Fransız dondurmasından bir tabak yuvarladıktan
sonra gevşedi, evle ilgili önemsiz bir şey üstünde
konuşmaya
İlk önce genel olarak seri hakkında konuşacağım, sonra da King's Men yorumumu yazacağım.
Uzun olacak çünkü KONUŞMAK İSTİYORUM HER ŞEYİ DÖKMEK İSTİYORUM
All For The Game üç(dördüncüsü yeni çıktı) kitaplık bir seri. Ve her bir kitap bir öncekinden de iyi olup daha da üstüne konularak çok başarılı bir şekilde kaleme alınmış bana göre. Ben
kitabı ilk bitirdiğimde ne okuduğumu anlamadan boşluğa bakakaldım. Kitabın yorumlarına ve editlerine bakarken yavaş yavaş bir şeyleri idrak ettim ve sanki göğsüme fil oturdu:') okuduğumuz 2.5 kitap gözümün önünden film şeridi gibi geçti resmen. Sanki hem çok şey okuduk ve çok şey öğrendik gibi geliyordu hem de sanki hiçbir şey okumadık ve