Bir gün bütün değer yargıları değişecek ve yargılananlar yargıç, eziyet edenler de suçlu sandalyesine oturacaklardır ve onlar o kadar utanacaklar, o kadar utanacaklardır ki utançlarının ve suçlarının ağırlığı yüzünden ayağa kalkamayacaklardır. O zaman, akıllı ya da akılsız bütün ezilenler, yani bizim caddedeki insanların çoğu, yani öcü geliyor
Sayfa 222 - İletişim Yayınları
Sümer gibi tek bir ekosisteme dayanan, yüksek düzlükleri olmayan küçük bir medeniyet sellere ve kıtlıklara karşı son derece savunmasızdı. Bu gibi felaketler bugün olduğu gibi o gün de "Tanrı'nın işi" (ya da tanrıların işi) olarak görülüyordu. Sümerler de bizim gibi, olup bitenlerden insan etkinliklerinin de sorumlu olduğunun pek az bilincindeydi.
Aylak Kitap
Reklam
''Kitaplarım,'' dedim. ''Onlar öldüler, dün gece. Ben de arka bahçeye gömmeye gidiyorum.'' Kitapların yası tutulur mu diye sormayın hiç bayım, bazen en çok kitapların yası tutulur. Hele bir de benim gibi gerçeklikten bu kadar uzak diyarlarda yaşayan insanlar, sıkı sıkıya tutundukları o kitap karakterlerine ve onlara bunu bahşeden yazarlara bazen
Sayfa 304 - Ephesus YayınlarıKitabı okudu
Yaşamımdan geçmiş herhangi bir dakikayı düşlediğim ve onu her an bitirmek durumunda olan o balta darbesini anımsadığım zaman, sanki yepyeni bir şey görmüşüm gibi titriyorum. Güzel çocukluğum! güzel gençliğim! Ucu kanlı yıldızlı kumaş. O zaman ile bugün arasında bir kan ırmağı, başkasının kanı ve benim kanım var. Bir gün insanlar benim bu öykümü okurlarsa nice masumiyet ve mutluluk dolu yıllardan sonra, bir cinayet ile başlayan ve bir idamla sona eren bu korkunç yılın varlığına inanmak istemeyeceklerdir; eksik bir yanı, eksik bir havası olacak. Ve yine de, ey sefil yasalar, ey sefil insanlar ben kötü biri değildim!
Sayfa 129 - Can Yayınları, 33. basım.Kitabı okudu
Moliére'le Scarron... iki asırdan fazla bir zamandan beri durmadan hararetle tartışılan şu dikkate değer Tartuffe komedisi olduğu için, bizde uyandırdığı kararsızlıkları takip ederek büyük komedi yazarının üçüncü perde altıncı sahneye aldığı fikrin gerçek kaynaklarına kadar geriye gideceğiz. Pek kuvvetli olan bu sahnedeki sahtekâr [Moliére'nin
Osmanlı Padişahları
Ali Canip Yöntem'in, liselerin dokuzuncu sınıflarında okutulan "Edebiyat" adlı kitabında bir kayıt, "... O aralık Abdülmecid tahta geçmişti. Bu, her Osmanlı pâdişâhı gibi gafil ve bîçâre bir adamdı..." Ali Canip Yöntem, câhil zamane dalkavuklarından birisi bulunsaydı, bu sözün belki o kadar ehemmiyeti olmazdı.
Reklam
1.000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.