Bunca zaman bunca gün bunca karanlık bunca yağmur bunca güneş geldi, geçti her şey bir bir yaşandı. Dizimi izlerken şarkısı çaldı derin düşüncelere sürükledi beni. Durdurdum ve burda yine içimi dökerken buluyorum kendimi. Bunca kalabalığa rağmen insan kendini nasıl oluyorda yalnız hissediyor? Nasıl içinde hep bir eksik parçası olabiliyor? Her gün bunu soruyorum kendime. Gerçekten mutlu muyum? gerçekten olmam gerek biri miyim? geçrektne hayatım böyle daha mı iyi? çok mu ön yargılı biriyim? diye defalarca sorgulraken de buluyorum. Bilmiyorum yönüm neresi, pusulam mı bozuk ben mi dilinden anlamıyorum rüzgarın etkisine bırakıp devam mı etmeliyim yoksa çabalayıp yeni yöneler bulup kurtulmalı mıyım? İşte öyle sevgli günlük saat 22:03 kafam karışık, elimde bir meyve tabağı karşımda dizim, diziden duyduğum şarkı açık sonradan değişti bitti çünkü The winter diye bir fon açık düşüncem derin düşüncelerim yorgun. Uzun süredir yoktum ortalıkta. İçimde kendimde değiştirmem gerken çok şey var bazı küpe yaptığım sözleri alıp karşıma bir bir ekledim ne doğru ne yanlış diye bakıyorum, düşünüyorum hala bulmuş değilim yönümü. Bir gün doğru zamanda doğru yerde oluruz. Olduğum konumdan memnuniyetsiz değilim fakat daha iyi biri olabilirim kendimle daha barışık olabilirim her günümüz aynı olmamamlı her günümüzü daha iyi değerlendirmeli bir gününün son günümüz olduğunu bilmeden geçiriceğiz ve o son günü neden keşkelerle geçirelim ki kaybedecek çok şeyimiz varken değerini neden bilmeyelim ki bugün buradayız ve bunlar yaşanıyor. İyi yada kötü her şey anını bekler umarım hayat ışığınız hep parlar…