Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İnanılmaz şey bir kez daha gerçekleşmişti. Laide yanındaydı. Onunla konuşuyor, soyunuyor.okşamasına izin veriyor, öpüşüyor ve vücuduna sahip olmasına ses çıkarmıyordu. Bir buçuk saat onunla birlikte olacaktı. Kendilerinin sayılan bu şirin evin dört duvarı arasında onlarakimsecikler karışamazdı. Her şey ne kadar basitleşip kolaylaşmıştı. Karamsarlık saplantısı şimdi kendisine bile anlamsız geliyordu. Hem Laide onu neden istemesindi ki? Kibar, temiz pak, terbiyeli bir erkekti. Laide'ye karşı tutumu, onu her zaman el üstünde tutması, prensesleri bile imrendirecek nitelikte bir davranış biçimiydi. Sonra Laide gibi bir kızın iki on binlik banknotu elinin tersiyle iteceğini düşünmek bile çılgınlıktı. Durum o kadar açık ve seçikti ki, bundan böyle kendisine işkence yapma olasılığını kafasından silip atabilirdi. Dorigo ansızın kendine güvenen güçlü biri oluverdi
Sayfa 51
"İnsan belli bir yaşa gelince sadece uykusu bittiği için uyanıyor güne" dedi kederle adam. "Abartma! O kadar da yaşlı değilsin sen" dedi yanına gelerek. Adam gayrı ihtiyari gülümsedi: "Yaşlılık sadece yaşla ilgili bir şey değil ki... Yolun büyük kısmını yürümüş gibi hisseden biri yaşlıdır bence. Yaşı kaç olursa olsun!" Kadının pes etmeye niyeti yoktu: "İstemeyi bırakırsan bu kendini elbette yaşlı hissettirir, adımlar atmaya devam edenler için gidecekleri bir yol her zaman var." Adam bu defa daha acı gülümsedi: "Yürüyüş bandına da uyuyor bu tarifin. Bir yere gitmeyen bir yolda efor harcayıp duruyorsun!" Kadın ufaktan sinirleniyordu: "Seni hiç anlamıyorum, bu kadar karamsarlık neden? İsteyen için yapılabilecek birçok şey var dünyada! Belki küçük küçük şeyler ama var nihayetinde" "Haklısın belki" diye bir adım geri çekildi adam, "küçük şeylerin peşine düşmek için biraz fazla büyüdüm belki de ben!"
Reklam
"İnsan belli bir yaşa gelince sadece uykusu bittiği için uyanıyor güne" dedi kederle adam. "Abartmal O kadar da yaşlı değilsin sen" dedi yanına gelerek. Adam gayrı ihtiyari gülümsedi: "Yaşlılık sadece yaşla ilgili bir şey değil ki... Yolun büyük kısmını yürümüş gibi hisseden biri yaşlıdır bence. Yaşı kaç olursa olsun!" Kadının pes etmeye niyeti yoktu: "İstemeyi bırakırsan bu kendini elbette yaşlı hissettirir, adımlar atmaya devam edenler için gidecekleri bir yol her zaman var." Adam bu defa daha acı gülümsedi: "Yürüyüş bandına da uyuyor bu tarifin. Bir yere gitmeyen bir yolda efor harcayıp duruyorsun!" Kadın ufaktan sinirleniyordu: "Seni hiç anlamıyorum, bu kadar karamsarlık neden? İsteyen için yapılabilecek birçok şey var dünyada! Belki küçük küçük şeyler ama var nihayetinde" "Haklısın belki" diye bir adım geri çekildi adam, "küçük şeylerin peşine düşmek İçin biraz fazla büyüdüm belki de ben!"
Aktörlük Sanatı, Sanat Kuramları, Görme Biçimleri
_Medeniyet, insanların ne kadar para kazandığıyla ya da kaç tane lüks arabaları olduğuyla ölçülmez. Medeniyetin para birimi Sanat’tır. Sanat aristokrattır ve sanatla uğraşan kimseler de yükselerek seçkinleşirler. Müzelerimizde ve kütüphanelerimizde korunan da sanatın ta kendisidir. Sanat Müzesi'ni ziyaret ettiğinizde göreceğiniz, insanların
Lotte neden Werther 'e yine şarkı çalmadın ki
Ne zaman beynime bir kurşun sıkmak istesen, o bu şarkıyı çalıyor! Ruhumdaki kargaşa ve karamsarlık dağılıyor ve ben yine özgürce nefes almaya başlıyorum
Nietzsche’ye hayran olduğunuz dönem… Simon de Beauvoir ve Sartre… O dönemi anlatabilir misiniz? Neden sonra Nietzsche ilham kaynağınız olmaktan uzaklaştı? Bütün felsefecileri kendi bilgimle inceledim. Ben fen bölümünde okuduğum için felsefe okumadım. Ama hayatımda hep felsefenin yeri vardı. Sosyoloji ve mantık hocalarım her zaman benim bakış açımın biraz farklı olduğunu söylerlerdi. Sınıf içerisinde beni konuştururlardı. Ben de kendimi bir şey zannetmeye başlamıştım. Dolayısıyla kendi başıma felsefeyi anlarım sanmıştım. Doğrusu Sartre ile başladım çünkü benim için bir devdi. Simon de Beauvoir feminizmin bayrağını taşıyordu. Ben de hiç feminist olmadım ama nasıl bir anlamdır bu diye inceledim. Sartre kalıp yıkan bir insandır ama kalıp yıkarken yerine negatif enerji koyar. O negatif enerji insanı karamsar yapar. Yani existansiyalizmin maddi boyutları insana hakikaten kötümser (pesimist) bir görüş gösterir. Doğrusu Nietzsche’de o kadar karamsarlık hissetmedim. Onda anlayamadığım nokta bu kadar zeki bu kadar mükemmel düşüncelere sahipken niye hiç mutlu olamadığıydı. Sonra hepsinin mutlu olmadığını gördüm.
Reklam
Bilişsel Terapinin 3 Savı
Bilişsel terapinin ilk savı, tüm duygularımızın bilişlerinizle ya da düşüncelerinizle yaratıldığıdır. Biliş; olaylara bakışınız, algılarınız, zihinsel tutumlarınız ve inançlarınız demektir. Buna, yorumlarınız bir kişi ya da bir şey hakkındaki düşünceleriniz de dahildir. Şu anda böyle hissetmenizin nedeni, şimdi düşünmekte olduğunuz şeylerdir. Bunu
Sayfa 34
Türk Gönüllü Birliklerinin Müttefiklere Teslim Olması 1944 senesi Eylül ve Ekim aylarında İtalya yarım adasına alınan gönüllüler Rus tehlikesinden kurtulmuşlardı. Artık karşılarındaki düşman, Ruslar değil, Ruslarla müttefik olan İngiliz ve Amerikalılardı. Esir düştükleri zaman hemen kurşuna dizilmeyeceklerini biliyorlardı. Hatta çok ihtimal
KAFKASLILAR DERNEĞİ ÇEÇEN CUMHURİYETİ'NİN SİYASAL DEVLET YAPISI SORUNU ÜZERİNE Bu makale, Çeçen Cumhurbaşkanı DUDAYEV tarafından, Çeçen kamuoyunda Çeçen Cumhuriyeti'nin yönetimi ve devlet yapısına ilişkin sert tartışmaların yapıldığı dönemde yazılmıştır. (Tercüme: Prof. Dr. Ö. Aydın SÜER, GROZNİ, 1993) Tanrı bana, Vaynah’ların
Kesik Kol
Gelin tanış olalım İsi kolay kılalım Sevelim sevilelim Dünya kimseye kalmaz Yunus Emre "dam zengindi. Dünyayı versen doymuyordu. Ver Allah'ım, ver Allah'ım, kulun helal haram demez, yer Allah'ım, diyordu. İstiyordu, her gün daha çok istiyordu. Malına mal, zenginliğine zenginlik katıyordu sürekli. Kimseye bir şey koklatmıyordu. Biriktiriyordu
Reklam
"Hz.Adem'den beri bütün yaşantının özü aynıdır, sadece zuhur değişir" Mesela modernitenin zamanüstü bir yenilik ideolojisi olmadığını,benzer asırların tarihte çokça yaşandığını, bugün modern denilen şeylerin öncekilerden baskın hiçbir özelliği olmadığını anlatmıştır. Biz hep modern zamanlarda olmaktan dolayı karamsarlık duyuyoruz. Bu karamsarlıkta pek çok şeyin sebebini suçunu ona atmamıza neden oluyor. İşte zaman o kadar kötü ki biz mazuruz filan gibi...
Sayfa 151Kitabı okudu
— Vahit Bey, anladığım kadarıyla ağır bir depresyonunuz var. Zor ve ıstıraplı bir hastalıktır bu. Önce insanların umutlarını kırar, yaşama sevincini yok eder. Sonra yavaş yavaş ruhsal çöküntü baş­ lar. Ağır bir karamsarlık, olumsuz duygu ve düşünceler egemen olur. Kişi her konuda pişmanlık ve suçluluk hisseder. Kendine olan saygı­ sı biter.
...modernitenin vazgeçilmez ve zamanüstü bir yenilik ideolojisi olmadığını, benzer asırların tarihte çokça yaşandığını, bugün modern denilen şeylerin de öncekilerden baskın hiçbir özelliği olmadığını anlatmıştır. Bu büyük bir sadeleşme çünkü biz hep modern zamanlarda olmaktan dolayı karamsarlık duyuyoruz. Bu karamsarlık da pek çok şeyden kaytarmamıza neden oluyor; umutsuzluk veriyor. Zaman o kadar kötü ki biz mazuruz falan gibi... "Hz. Adem'den beri bütün yaşantının özü aynıdır, sadece zuhur değişir. Habil ve Kabil'in cinayetiyle başlıyor zaten tarih..."
Sayfa 151Kitabı okudu
21 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.