Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Mutluluğun formülünü mü arıyorsunuz? Mutluluğun formülü beş bin yıl önce, ölümden çok korkan ve bundan dolayı ölümsüzlüğü arayan Sümer kralı Gılgamış'a öğüt veren İçkicibaşı Siduri'nin şu sözlerinde saklı: Nereye koşuyorsun böyle Gılgamış? Eline geçmeyecek aradığın yaşam. Tanrılar insanoğlunu yarattıklarında Yalnız ölüm oldu ona verdikleri, Kendi ellerinde tuttular yaşamı. Karnın dolu olsun yeter Gılgamış, Sen ona bak! Gece gündüz eğlenmene bak, Gününü gün et, keyif sür+ Çalgılarla gece gündüz gül, oyna, Hep güzel giysiler olsun üstünde, Başın temiz olsun, Bedenin yıkanmış olsun, Elinden tutan yavruna bak, Karın mutluluğu tatsın göğsünde, Budur insanoğlunun tek yapacağı!"
Sessizliğin sonundadır cevap, günlerimizin sonundadır ölüm, hayatımızın sonundadır yeni bir başlangıç.
Sayfa 444Kitabı okudu
Reklam
Biz insanlar, doğamız gereği ölümlü yaratıklar olmamıza rağmen, ölümün kovanına çomak sokmadan duramayız. Bu bizim için adeta bir onur meselesidir: Mücadele etmeden teslim olsak, hemencecik pes etsek yaşamanın ne anlamı kalır ki? Giyotin kimin kafasını keser? Altına boynunu uzatan mahkûmun. İdam mangasının mermileri kimin göğsünü deler geçer? Karşılarına dikilen kişinin. Ölüm, tıpkı doğruluğu kanıtlanabilen bir matematik formülü gibi kendine has, tuhaf bir güzelliğe sahiptir; iki noktanın arasındaki en kısa mesafe basit bir çizgi olsa bile cetvelimiz yeterli uzunlukta değilse işler zora biner.
Sayfa 18 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
"Sessizliğin sonundadır cevap, günlerimizin sonundadır ölüm,hayatımızın sonundadır yeni bir başlangıç."
72 syf.
·
Puan vermedi
Ben şu koca okyanusun bir damlasıyım yalnızca.
Cibran ölümünden sonra yayımlanan Gezgin’de insana özgü duyguları, yanılgıları ve duraksamaları çözümlerken, tıpkı bir yol kavşağındaki tesadüfi karşılaşmalar gibi, her gün yaşadığımız sıradan olaylardan yola çıkar. Hayatın dünyevi yanlarından yüzyılların bilgeliğini damıtır. Sevgi, dostluk, ahlak, mutluluk, hüzün, güzellik, haz, emek, din, ölüm ve diğer temel meseleler üzerine kafa yoran bütün insanların ortak zenginliği olan ezeli ve ebedi bir bilgeliktir bu. Ancak Cibran’ın mutlu, doğru ve tatminli bir yaşam sürmek için herhangi bir reçetesi ya da formülü yoktur. Ona göre bunun yolu insanın kendini arayışından geçer. Tavsiye ederim. Keyifli okumalar..
Gezgin
GezginHalil Cibran · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201711bin okunma
108 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 saatte okudu
"BEN ARTIK YAŞAMA KATLANAMIYORUM"/ YA SİZ ?
"Ben artık yaşama katlanamıyorum. Yapamam" Kitabın orta sayflarında geçen bu cümle aslında kitap hakkında , karakterlerin iç dünyası hakkında ,okuyucunun şu anki hali hakkında yeterince bilgi verir nitelikteydi. Yazara katılmakla beraber sanırım yaşamın da bizlere katlanamadığını belirtmem gerekiyor. Son zamanlarda nitelikli ve
Kuşku
KuşkuVarol Mengüverdi · Luna Yayınları · 20226 okunma
Reklam
"Ölüm,tıpkı doğruluğu kanıtlanabilen bir matematik formülü gibi kendine has, tuhaf bir güzelliğe sahiptir."
Temel İnanç Esasları
Yeni Ahit metinleri içerisinde günümüz Hıristiyanlığının inanç esasları en açık biçimde Pavlus'un mektuplarında ve Yuhanna İncili'nde bulunmaktadır. Hıristiyan inanç esaslarını ya da âmentüsünü ifade etmede yaygın olarak "kredo" (creed) terimi kullanılmaktadır. Tanrı, ölüm sonrası yaşam, ilâhî yargılama ve benzeri konulardaki
Sayfa 66 - İsam Yayınları
Sessizliğin sonunda cevap, Günlerimizin sonunda ölüm vardır. Hayatımızın sonunda ise yeni bir başlangıç.
_Mason Cemiyetine Giriş: _Bir şahıs, kendi isteğiyle bir mason cemiyetine dahil olamaz. Aday olmak kelimesinin manası, başlangıçtır. Cemiyete giren de yola koyulmuş olandır. Cemiyete aday olacak şahıs, o cemiyetin aday organizasyonu tarafından seçilir ki bu husus cemiyetin sosyal karakterini belirtir. Yeni adaya ruhi tesirde bulunulur. Usullerin
Reklam
Ölüm, tıpkı doğruluğu kanıtlanabilen bir matematik formülü gibi kendine has, tuhaf bir güzelliğe sahiptir.
Sayfa 18 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
Vergiler ağırlaşınca, kanunlar adaletsiz olmaya başlayıp birlikte planlanan bir itaatsizlikle hükümetin kararları sorgulandığında o küçük mırıltıyı duymaya başlarız: "Artık çok geç, önceden düşünecektiniz, bizleri aday gösteren yine sizlerdiniz." Geriye dönmek imkânsızdır. Razı olmanın ideolojisi, itaatsizlik etmek için artık çok geç olduğudur. Siyasal çağdaşlaşmamız günümüzde yasalar karşısındaki itaatkârlığa evrensel bir çekim noktası olarak her birimiz ve hepimizce razı olunan kurucu bir rıza gösterme durumu belirlemiştir: Bu durum sayesinde siyasal bir düzen, ortak yasalarca yönetilen bir toplum, hükmedici bir otorite, adil bir Devlet anlayışı mümkün olmuştur. Varsayalım ki daha güvenlikçi bir razı olma anlayışının formülü şöyle olsun: "Hepimiz sahip olduğumuz kibirli yaklaşımlarımızı reddetmeye razıyız ve bu uzlaşmayla ortak kurallar ve kamusal yasaları yürürlüğe sokan güçten ayrı bir yerin hacmini belirliyoruz. Tek bir otorite tarafından hepimize uygulanan bu baskıyla güvenliğin sağlanmış olması gerekiyor. Böylelikle önceden Devlet'e karşı kendimize yasalara uyma zorunluluğu getirerek bunun sonunda bir kez daha adalet değil, güvenlik bekliyoruz.” Daha ilk antlaşmanın altındaki motivasyon ölüm korkusuysa şayet, her türlü itaatsizlik eylemi bir anarşist hareket şüphesiyle karşılanacaktır. Bu, bir araya toplanmış hayatta kalanların ahlakî yapısıdır. İtaat ederiz çünkü ölmek istemeyiz. Çünkü toplumsal kaos ortamına geri dönmek istemeyiz.
Sayfa 109 - PdfKitabı okudu
Dudakları ateşli şiirler söylemekten kan revan. Ölüm ona görünüyor. Denizin ortasında hareket ediyor ve uykusu çabuklaşsın, sular onu derinlere çeksin istiyor. Suların dibinde bir hayat var. "Efendimiz!" diye bağırıyor vapurdaki yolcular, aritmetik işlemler yapıyor ve sevinç çığlıkları atıyorlar. Onların sevincine lise yıllarından bir trigonometri formülü hatırlayarak karşılık veriyor. Bilmiyor cahil tebaa, aşkların karekökü alınmaz. Bilmiyor şaşkın halk, derin sular durulmaz. Göz ucuyla selamlıyor geride kalanları: "Merhaba ve elveda!"
Şeylere sımsıkı sarılmayı bize öyle bir öğrettiler ki, onlardan kurtulmak istediğimizde ne yapacağımızı bilemiyoruz. Eğer ölüm imdadımıza yetişmeseydi, var olma inadımız çöküşün ötesinden, bizzat yaşlanmanın ötesinden bize bir varoluş formülü buldururdu.
Ölüm
Sorun ölümün soyut olmamasından. O yanımızda hemen köşede bekliyor. Bir gün iyisin yaşam yolunda yarı uykulu yürüyorsun ve doktor gelip öleceğini söylüyor. O anda kabus aniden tahammül edilemez hale geliyor ve böylece uyanıyoruz
505 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.