Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ne hayranlık uyandırıcı analizler...
Eskiden Albertine'i kendimden çok önemsiyordum; artık benim için önemli değil, çünkü onu bir süre görmedim. Ölüm sebebiyle kendi benliğimden ayrılmama isteğim, ölümden sonra dirilme isteğim devam ediyordu, Albertine'den hiç ayrılmama isteğime benzemiyordu. Peki bunun sebebi, kendime Albertine'den daha fazla değer vermem, onu sevdiğim sırada kendimi daha fazla sevmem miydi? Hayır, sebep, onu görmeyince sevgimin bitmesi, ama kendim de gündelik ilişkim, Albertine'le ilişkimin aksine kopmadığı için, kendime olan sevgimin bitmeyişiydi. Ya kendi bedenimle, benliğimle ilişkim de kopsaydı? Şüphesiz sonuç aynı olurdu. Hayata bağlılığımız, başımızdan nasıl atacağımızı bilmediğimiz eski bir ilişkiden başka bir şey değildir. Gücünü sürekliliğinden alır. Ama bu ilişkiyi koparan ölüm, bizi ölümsüzlük arzusundan kurtarır.
Sayfa 212Kitabı okudu
Bunun üzerine, neden bilmiyorum, içimde bir şey patladı. Gırtlağım yırtılırcasına haykırmaya başladım, ona sövdüm, duasını istemediğimi söyledim. Cüppesinin yakasına yapışmıştım. Kalbimin derinliklerinden kabarıp taşan ne varsa, sevinç ve öfkeyle karışık bütün duygularımı dalgalar halinde onun üzerine boca ettim. Söylediklerinden ne kadar da emin
Sayfa 108Kitabı okudu
Reklam
Dialog
Dialog Nasıl net gözlem yapa biliriz? Olanları bir birinden nasıl ayıra biliriz? Doğru,yanlış nasıl kolay anlarız? Nasıl nura ulaşıb yalnışdan arınırız? Derler insan çözülmez kutu bağlı. Açılmaz bu kutunun hiç bir zaman sırları.
Vücud ve iç
Vücud ve iç Beden formuna ben dediği an. Kendini yaşamdan ayırdı insan. Vücudun yerine denilir mekan. Form yaranmasına söylenir zaman. Cisime göredir zaman ve mekan. O,yoksa ne yer var,ne de ki,zaman.
Tavşanlar aslında o kadar da fena hayvanlar değilmiş (:
İlgimi çeken çoğu alanı, mesleğini yapabilecek kadar öğrenmeye çalışıyorum. Bazen birinden sıkılıp diğerine koşuyorum, bazen diğerinden öbürüne. Sonrasında "Çok şeyi az çok öğreneceğine bir şeyi tam öğren." sözü geliyor aklıma. O zaman diyorum ki "Öğrenmek istediğim çok şey var, birinin derinine inince boğulma hissi veriyorsa -en
"Hiç bir insan yoktur ki, ölümden başka bir sebep için annesinden doğmuş olsun!...” “İnsan bu kapıdan girer ve öteki kapıdan çıkar. Zaman, insanın aldığı soluğu hiç durmaksızın hesaplamakla meşguldür." | Şahname, Firdevsi
Reklam
Ben hiçbir şeyi olmayan bir adam gibi görünebilirdim. Ama kendimden emindim her şeyden emindim, onun olduğundan daha emindim; hayatımdan, yaklaşmakta olan ölümden. Evet, elimde bir tek bu vardı benim. Ama hiç değilse bu gerçekliğe tutunuyordum ve bu da beni ayakta tutuyordu. Daha önce haklıydım, şimdi de haklıydım, her zaman da haklı olmuştum. Şimdiye kadar böyle yaşamıştım, başka türlü de yaşayabilirdim. Şunu yapmıştım, bunu yapmamıştım. Bir şeyi yapmamıştım, başka bir şeyi yapmıştım. Ne fark ederdi?
Sayfa 108
“Bu Dünyada Ahde Vefa Kalmamış!” Dedirtmem
Hz. Ömer Ömer Radiyallahü Anh’ın hilafeti döneminde, gerçekleşen gerçek ve muhteşem bir hikâye… Hz. Ömer Radiyallahü Anh, Ashab-ı Kiram ile beraber bir mecliste oturuyorlarken, karşıdan üç kişinin gelmekte olduğunu gördüler. Bu gelen kimseler, bir delikanlıyı yakalayıp ellerinden sıkıca tutmuşlar ve belli ki halifenin huzuruna çıkarmak üzere
Allah Teâlâ Sevgisinin Alâmetleri:
1- Allah Teâlâ’yı seven, ölümden korkmaz. Onun geleceğini misâfir bekler gibi bekler. Çünkü sevenin sevgilisine kavuşması ancak ölüm ile mümkündür 2- Allah Teâlâ’yı seven kul, dünyadan sevdiği şeyleri severken, Allah Teâlâ’nın da onları sevdiğini bildiği için sever. Sevdiklerini de onun yolunda harcar. 3- Allah Teâlâ’yı seven kul, gece-gündüz
franz kafka,dönüşüm üzerine ve övgüler
Dönüşüm
Dönüşüm
Modern dünya edebiyatında çok tartışılan, çok yorumlanan ve edebiyat akımlarına yerleştirilmesi zor eserler bırakan Franz Kafka, 3 Temmuz 1883'te Almanca konuşan Çek asıllı Yahudi bir tüccar ailenin oğlu olarak Prag'da doğdu. Kafka'nın babası, yoksul koşullardan zengin bir tüccar durumuna yükselmiştir. Annesi ise varlıklı,
Reklam
BİR AVUÇ İNANAN İNSANLAR İNSANLIĞA ÖRNEKTİR .
🤲🤲🤲🤲🤲🤲🤲🤲🤲 Uzun Bir Gecenin Ardından Dakyanustan Allah 'u Teâlaya Kaçan Gençler Ashab-ı Kehf Kıssası Ashâb-ı Kehf, putperest bir hükümdar olan Dakyanus devrinde Tarsus’da yaşamış, îman ve tevhîd mücâdelesi vermiş olan sâlih gençlerdir. Zalim kral Dakyanus'un Ashâb-ı Kehf'e karşı sunmuş olduğu puta tapma teklifine karşı
"Bir kötülük, dalgaya dönüşmüş bir kötülük, dile getirilemez, kavranılması imkansız bir kötülük dalgası alanda kaynamaktaydı; bu kötülük elli bin, yüz bin ağızdan kusuluyordu, bu kötülüğü herkes duymaksızın, hatta kötülük olduğunun bilincine bile varmaksızın birbirine haykırmaktaydı; buna rağmen yine herkes, cehennemi çağrıştıran bir
Ve dünyalar batıp tekrar bir Hiç olduğunda; Yerinde bir boşluk kalıp, geri kalan her şey tükendiğinde; Ve başka yıldızların aydınlattığı başka alemler, Devrini doldurup yok olduğunda; Sen ölümden bugün olduğunca uzak olacaksın, Ve yine bugünkü gibi sonsuzluğu soluyacaksın. Von Haller
Kendiden ne kadar da emin görünüyordu, değil mi? Halbuki onun bu güvenli edalarının bir kadın saçı kadar bile değeri yoktu. Yaşadığına bile emin değildi, bir ölü gibi yaşıyordu çünkü. Bense ellerim boş gibi duruyordum ama kendimden de, her şeyden de emindim, ondan daha emindim, hayatımdan da, gelmek üzere olan şu ölümden de emindim. Evet, bundan başka çarem yoktu. Ama hiç değilse, bu gerçek beni nasıl kavramışsa ben de onu öylece kavramış bulunuyordum. Önceden de haklıydım, şimdi de haklıydım, hep haklı olacaktım. Şimdiye kadar bu şekilde yaşamıştım. Şimdiden sonra da bu şekilde yaşayabilirdim. Şunu yapmış, bunu yapmamıştım. Filan şeyi yapmamıştım, ama falan şeyi de yapmıştım. Daha ne olmak ihtimali vardı?
Sayfa 108Kitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.