Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Aşk törendir, bir çeşit varoluş törenidir, varoluşunu size veren, verici, varlıkların birbirine kendisini sunduğu bir tören. İnsan kendisine sahip olamadan bir başkasına sahip olamazdı ve gerçekte de varlığına sahip olan kim vardı sözün gerçek anlamında? Sahi, kim kendini yanlış yoldan çevirebilmişti ki, kim yalnızca kendisiyle arkadaşlık etmeyi bile istemeyecek kadar salt yalnızlıktan kaçıp kurtulabilir ve sinemalara atılmaktan, genelevlere, dost ve arkadaş evlerine gitmekten, kendini bir mesleğe vermekten ya da öbür insanlar arasında kendini daha az yalnız hissetmek amacıyla evliliklerden alıkoyabilir? Böylelikle, iki karşıt açıdan bakıldığında, yalnızlığın en üst noktası yine de insanı dosdoğru insan çokluğunun tam ortasına atıyor ve arkadaşlık düşlerine, aynalarla ve kim kendini yankılanan seslerle dolu salonlardaki yapayalnız insana götürüyordu. Böylelikle evet, onun gibileri, yani kendilerini oldukları gibi kabul etmiş olanlar (ya da çok yakından tanıyınca yadsıyanlar) aykırılıkların en belalısının karşısında buluyorlardı kendilerini, belki de sınırı aşma gücünü kendilerinde bulamayarak, düşüncede bambaşka biri olabilmenin kıyıcığında kalakalmak gibi. Çevreyle hassas ilişkiler ve olağanüstü uyumlar sonunda “bambaşka biri oluş” tek bir yoldan gerçekleşebilirdi, o da uzatılan ele, dışarıdan bir başka elin, bir başkasının elinin uzanarak karşılık vermesiyle ancak."
Julio Cortazar
Julio Cortazar
İnsan kendini gözlemleme sayesinde, oluş 'unun en karanlık köşelerine ulaşır.
Reklam
Oluş seviyemiz yaşamımızı yaratır, tersi olamaz.
Son bulmayı umuyorum. Üzüldüğümde, kaygıya kapıldığımda -ki hep kaygıya kapılırım- kendi kendime diyorum ki: Kurtuluş her an yok oluş, ölüm biçiminde gelebilecekken neden kaygıya kapılıyorsun ki? Ölüme yakın olduğuma göre, her an ölebileceğime göre, neden bir sürü şey için kaygıya kapılayım ki? Benim aradığım mutlak karanlık değil; çünkü ne de olsa karanlık da bir şeydir. Hayır, benim istediğim unutulmak - ve elbette unutulacağım. Zamanla her şey unutulacak.
Sayfa 31 - Can Yayınları
Sagay Türkleri, Erlik Han için “Ata” sözcüğünü de kullanırlar. Zirâ o insanlığın var oluş sebepleri arasındadır. Erlik, şaman davulunun boyutlarını belirler ve yeni şamana, soyun eski şamanından kalan tösleri (yardımcı ruhları) gönderir. Erlik Han, Güney Sibirya’ nın en yaygın şamanik karakterlerinin belki de başında gelir. Altay, Hakas, Truva, Şor ve daha pek çok Türk halkı onu korkuyla karışık bir hürmetle yad etmiştir.
Bugün o hayretini anlıyorum; çünkü biliyorum ki kadınlar genel olarak, İçlerindeki kendini verme arzusu ne kadar yakıcı olursa olsun, bu hazır oluş durumunu inkâr etmek, ürkmüş gibi yapmak veya yalanlar, yeminler ve vaatler aracılığıyla önce yatıştırılması gereken bir öfkeyi oynamak alışkanlığındadırlar.
Reklam
Biz insanlar kadar, dünyaya ayak izini sertçe bırakan hiç bir tür yoktur. Şimdi de kendi “iyiliğimiz” “canımızın sağlığı” için köpeklerin öldürülmesi gündemde. Gittiğimiz her yere kaos götürüyoruz. Yaşamayı bilmiyor ve ev sahibi zannediyoruz kendimizi. Doğa toparlanır. canlı türleri kaç yok oluş geçirdi. Bakalım biz “ev sahipleri” de bu yok oluşlardan sağ çıkacak mıyız? Hiç zannetmiyorum. O zaman doğa rahat bir nefes alır. Bu dünyanın bize ait olmadığını evren sert bir şekilde gösterecektir böyle devam edersek.
Ida

Ida

@ldaa
·
28 Mayıs 18:21
Yüksek sesle söylerim. insan kötüdür. Yanması gereken bir çiçektir insan. yüksek sesle söylerim. insan çamurla dolu bir kuştur. yüksek sesle söylerim.
Reptilyanlar insansi klonlar ..ve duygu suz oluş lari ..ön planda ..
Tinsel Altüst Oluş..
Üstün insan da, üstün olmayan insan da seviliyordu; bir yandan sağlığa ve güneşe, öte yandan ise göğüs hastası genç kızların sevecenliğini tapılıyordu, coşkuyla hem kahramanlık kültünden, hem de toplumsal nitelikteki halk kültüründen yana çıkılıyordu, insanlar inançlı ve kuşkucu, Doğalcı ve yapay, sağlıklı ve ölümcüldüler.
Sayfa 141 - YKYKitabı okuyor
🎯 İLGİ ALGILAMIYOR 🎯 Erzincan İliç ilçesinde siyanür ile altın arama yapılan yerde toprak yeniden devinim ile harekete geçti. Anadolu üzerinde yaşayanlar bu rezalete son vermedikleri için büyük bir yok oluş yolda. Devrime hayıt, kamulaştırmaya hayır, sömürgeci şirketleri kovmaya hayır, tefeciliği bitirmeye hayır! Bu gidisatta var mı bir
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.