gelmeden sofraya oturulmaz. Oysa, "Ben küçük görülen, yoksul bir Tanrı misafiriyim; bir lokma siyah ekmekle de karnımı doyururum..." diye özellikle sofraya çıkmaz. Ondan evvel sofraya oturulacak olursa, gelince ömür törpüsü gibi vırvırına başlar: "Bensiz sofraya ne diye oturuyorlar sanki? Adam yerine koymuyorlar da ondan..."
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları