Hiçbir şey anlamayan bu insanlara öldüresiye kızıyordu. Onlar gibi vurdumduymaz olabilmek, canı isteyince de pişmanlık falan duymadan sevişebilmek için varını yoğunu vermeye hazırdı. Onları masasına oturtamasa, sülününü yediremese de, canları istediği an çitlerin arkasına gidebilir, kendilerinden önce kaç kişiyle yattığına aldırmadan, kızların bacaklarını havaya dikebilirlerdi! Bir günlüğüne de olsa, buyruğu altındaki, uçkurunun efendisi, dilediği zaman karısını tokatlayıp komşu tavuklarla keyfedecek kadar hoyrat işçinin yerine geçebilmek için, elindeki her şeyi, gördüğü eğitimi, rahatını, görkemini, müdürlük gücünü göz kırpmadan verebilirdi. Hatta açlıktan ölmeye, bomboş mideyle, baş dönmelerine yol açan kasılmalarla yaşamaya razıydı: Böylece içindeki onulmaz acıyı dindirirdi belki. Ah, ah! Ne çok isterdi ilkel bir insan gibi yaşamayı, mal mülk derdine düşmemeyi, tumbacı kızların en pisi, en çirkiniyle ekinler arasında yuvarlanmayı ve bununla yetinebilmeyi!
Modernist edebiyatın öncü eserlerinden sayılan Açlık; 1890’da yayımlanan, Knut Hamsun’un edebi kişiliğini ön plana çıkarıp çokça konuşulmasını sağlayan en önemli eseri.
Tüm insani ihtiyaçlardan yoksun olan genç bir yazarın, zihinsel ve duygusal durumunu derinlemesine incelerken onun hayatta kalmaya çalışmasını ve gururlu mücadelesini yansıtan
Birinden veya bir yerden ayrılmak, uzaklaşmak. Ayrılığın sebep olduğu onulmaz acı. Dilimize Arapçadan geçmiştir. Ayrılık manasındaki hicr kelimesinden türetilmiştir.
Sayfa 118 - Can Yayınları / 4· Basım: Şubat 2016, İstanbulKitabı okudu
Kendi dünyamdan bakarken yeryüzüne
Yalnızca bir ezginin nağmesiyim
Biliyorum ölümsüz de değilim
Dedim ya yalnızca bir ezginin nağmesiyim
Notası kırık
Bir acının yalınlığından daha berrak
Daha temiz Bir barınak da aramıyorum
Çiğ tanesi gibi bedenlerde
Ya da benim zambak gibi tenimde
Duvarlarına yaşam olmuş kulübemin
Sevdanın onulmaz acı çizgileriyle
Anılarını resmetmişler
Gelip geçen insanlar
Devrilmiş mumun eşliğinde
Okla yaralanan yürek
Ve de çılgınlığın delili karmaşık sözcükler üzerine konulan
Noktalar sessiz ve silik •
Bunca zaman yabancı kaldığı bazı şeyleri anlamış, ruhun tutkuyla savaşında ne kadar kuvvet harcadığını, insanın kalbinde ne derin, ne onulmaz yaralar açıldığını, acıdan nasıl ağlandığını, hayatın da bu mücadeleler içinde nasıl geçtiğini görmüştü."
OMURGANIN KAVALI
Dumanlar içinde mavi olmayı unutan
gökyüzü,
paçavralar giyinmiş
sığıntı gibi bulutlar,
son aşkımla tutuşacaksınız bütün!
Sevinç çığlıklarımla bastıracağım
ordular
Kâr beste dil şikeste cân haste ten za’îf
Bir gönül hoşluğu yok mu ne onulmaz derd olur
| Usûlî
(İşlerimiz bağlı, arzularımız gerçekleşmiyor, gönlümüz kırık, canımız hasta, bedenimiz ise zayıf.
Bu ne şifasız bir dertmiş, bir gönül hoşluğu yok mu?)🍀
...
önce diyelim ki şiir bir kuşkudur
bir otobüs yolcusunun kimliğini taşır
bir şarkı olup bir sonbaharda
onulmaz bir güzelliğe ulaşır
ve yitirip rengini bir akşam saatinde
olur olmazlaşır
...