Sultan Abdülhamid Han-ı Sânî, Sultan Hamid olarak da bilinir. Sultan Abdülmecid ile Çerkes asıllı cariye Tîrimüjgân Kadınefendi'nin (öl. 1853) oğludur. Padişahlığının 1878-1908 arasındaki otuz yılı “İstibdat Devri” olarak anılır. Bu dönemde, dış sorunların ağırlığı gerekçesiyle baskıcı bir yönetim sürdürmüştür. (...)
Amcası Abdülaziz'in
Sayfa 529 - 34- Sultan II. AbdülhamidKitabı okudu
Milli Aydın Bankası?
Osmanlı İmparatorluğu'nun yıkılışının ardından Türkiye'nin üzerine kurulduğu topraklarda
bankacılık girişiminin temelleri, 1908 yılındaki İttihat ve Terakki iktidarı sırasında atılmıştır. Bu
yıldan önce İmparatorluk'ta, 1863'te Menafi Sandıkları adıyla kurulan Ziraat Bankası ile 1886
yılında kurulan Emniyet Sandıdışında, kalıcı bir varlık gösterebilen bir yerli
banka olmamıştır. Osmanlı Bankası da dahil
olmak üzere diğer tüm bankalar yabancı sermayenin kurduğu bankalardır.
İttihat ve Terakki iktidarı, İngiliz ve Fransız emperyalizmine karşı "milli iktisat" denemesine girişir: 1914' te kapitülasyonları kaldırır. İmparatorluğun para çıkarma yetkisi, Osmanlı Bankası'nın elinden alınır. Tarımı ve sa-
nayiyi özendirecek yeni bir gümrük sistemi kurar.
Daha da ilginç olanı, devlet eliyle "milli tüccar" yaratma politikası gütmeye başlar. Ancak, başarı sağlayamaz.
Necip Fazıl, 26 Mayıs 1904'te Çemberlitaş'ta doğar. Kulağına okunan ezanın ardından adı üç kez fısıldanır. Soyu, Dulkadiroğulları'na kadar giden varlıklı bir ailenin tek oğludur. Hastalılıklarla dolu bir çocukluk geçirir. Henüz beş yaşındayken okuma öğrenir; zekâsını olmadık haşarılıklar yapmakta kullanır. Necip Fazıl'ın
Garekin Pastırmacıyan 1872 Erzurum doğumludur, Taşnak örgütündendir. İlkgençlik yıllarından itibaren terör eylemlerinin içindedir. 1896 yılında Osmanlı Bankası'na yapılan silahlı baskında şöhret kazandı. Rusya ve Fransa'nın araya girmesiyle serbest
bırakıldı. Yurtdışında faaliyetlerini sürdürdü. Meşrutiyet ilan edilince Taşnak Komitesi tarafından çağrıldı. Ittihat ve Terakki listesinden Erzurum milletvekili seçildi. Eylül 1914'te yani Doğu cephesinde Osmanlı-Rus çarpışmaları başlamadan evvel, Osmanlı 3. Ordusu'ndaki Ermeni ve asker ve subayların hemen tamamını yanına alarak Rusya tarafına geçti. 2. Ermeni alayının komutanı olarak savaştı.
Ve işte 31 Mart hâdisesinin Padişah kaleminden teşrihi:
31 Mart 1917 - Beylerbeyi... Tarihi vaz’ederken bilâ ihtiyat titredim. Vakiâ, yeni tarih hesabiyle o güne on üç gün daha var. Bu isim, rakkam olmaktan çıkmış, bir devr-i tarihe âlem olmuştur. 31 Mart vak'asının tehaddüs edeceğini evvelden pek az kimseler hissettiler. Fakat hakikatı ve sebep
Güney Akdeniz kıyılarının bölüşülmesi, uzun zaman önce
yitirdikleri emperyal gururlarını yeniden ihya etme planlarını
hayata geçirmek isteyen İtalyanlara yalnızca bir seçenek bırakmıştı.
Ellerinin boş kalmasından korkan ve kadim Roma şanını
kısmen de olsa diriltme gayesinde olan İtalya Krallığı, gözlerini
hemen güneyindeki Osmanlı vilayetine
Türkiye siyasi tarihinde muhalefeti siyasal yapının bir gereği olarak değil de “vatan hainliği” “vatan-millet düsmanlarinin gizli eli” olarak görme alışkanlığı, İttihat ve Terakki döneminden başlayan bir geleneğin tezahürü olarak açığa çıkar. İttihatçılar, en ufak eleştiriyi kabullenemez ve muhaliflerini çok iyi bildikleri komitacıhklarıyla
Sayfa 95 - Pınar Yayınları
