Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
19.07♾
Fenerbahçe'liyim ben. Nedeni yok bunun. Öyle işte. İlkokuldan başladı bu.
İnsan aslında karmaşık bir varlık değil . Çoğunluğu zamanın büyük bir bölümünü yaşamak için kullanıyor, geriye kalanı ise , özgür oldukları küçük zaman diliminden öyle korkuyor ki , ondan kurtulmanın her türlü yolunu deniyor. İşte insanın değişmez yazgısı !
Sayfa 7 - kültür yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Öyle gittin işte. Dedin mi acaba, kime yazar, nasıl yaşar.. Ateşe gönlümü attın da gittin, Kime "Yağmur başladı koş, koş" diyeceğim..? Gönlüme bir ateş attın da, gittin.."
Aşk ve Özlü Sözlerim 1
Merhaba Sevgili. Belki de bu akşam seninle son kez buluşuyoruz. Beraber oturup bir kahve içeceğiz, ondan sonra ayrılacağız. İkimizin de hayattan bekledikleri ve yapmak istedikleri var. Beraber olmayı seçmiyoruz, seçemiyoruz. Çünkü yükümüz ağır. İkimizin birbirini sevmesi, ikimizi de fazlasıyla yoruyor. Çünkü çok seviyoruz ve ölçüyü kaçırıyoruz. Bu yüzden ayrılmalıyız. Yeni bir hayata yelken açmalıyız. Biliyorum ki, paylaştıklarımız bir yerde toplanacak. Anılarımızın her biri, birbirini defalarca meydana getirecek. Her bir anının içinde yeniden doğacağız. Çünkü birbirimizde yaşadıklarımızı, ne sen unutabiliyorsun ne de ben. İkimiz için de çember daralıyor. Başkalaşım içinde başka bir yolun yolcusu oluyoruz. Bundan sonra isimlerimiz belki umut belki de kader olur. Ama biliyorum ki, kaderi yeniden oluşturabiliriz. Sevgimiz sayesinde yıllar sonra bir araya gelsek bile, kalplerimizden bir zaman yaratabiliriz. İşte o zamanın içinde, ayrılığımız boyunca kaçırdığımız olayları yeniden yaşayabiliriz. Çünkü bu güç bize bağışlanıyor. Büyük ve derin sevgilerin her zaman bir geleceği oluyor. Sonuçta ikimizin yaşaması öyle bir hal alır ki, karşısında ne kader durabilir ne de ölüm. Sonsuzluk içinde çalkalanan bir haykırışa dönüşürüz. Sessizliğimiz ve yalnızlığımız bile kendisini aşar. Yola yol, umuda umut, aşka aşk oluruz. Sevmenin ne demek olduğunu bir kez daha anlarız. İşte o pişmanlık cümlesi dudaklarımızın arasından dökülür. Birbirimizin gözlerimizin içine bakıp: “Seni seviyorum.” deriz. Sonunda iyi ki geri dönmüşüz deriz. Birbirimizi iyi ki sevmişiz deriz.
Sayfa 115Kitabı okudu
Özledim baba
Gülmüştü o zaman gülünce çocuklaşırdı kara gözleri içten içe harlanan meşe kütüklerine benzerdi elini yaklaştırsan ısınıverecek sanırdın işte öyle sıcak sıcak gülmüştü..
“Geçip giden her ay sizi korkunç sona biraz daha yaklaştırıyor. Zaman sizi kıskanıyor; gençliğinizin gülleriyle, zambaklarıyla savaşıyor. Zamanla renginiz solacak, yanaklarımız çökecek, gözünüzün feri gidecek. Öyle çok acı çekeceksiniz ki... Ah, gençliğinizin kıymetini bilin. En güzel günlerinizi sıkıcı şeyleri dinleyerek, kaybetmeye mahkum olanı kurtarmaya çalışarak, kendinizi cahil, kaba, adi insanlara adayarak heba etmeyin. Bunlar çağımızın hastalıklı amaçları, yanlış idealleri. Hayatınızı yaşayın! İçinizdeki o muhteşem yaşama sevincini açığa çıkarın! Hiçbir şeyi ıskalamayın. Hep yeni heyecanlar arayın. Hiçbir şeyden korkunuz olmasın... Yepyeni bir hedonizm; işte çağımızın ihtiyaç duyduğu şey budur. Siz bu felsefenin kanlı canlı sembolü olabilirsiniz. Sahip olduğunuz bu kişilikle yapamayacağımız şey yok. Dünya yalnızca bir mevsimliğine sizin...”
Sayfa 27 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Tarlalara bir bakarsın bulut çökmüş sanırsın kara toprağa.Öyle pamuk olur işte.Toplarsın.Okkası on kuruştan.Bir şehir var, Adana şehri.Safi sırçadan, tiril tiril yanar gece gündüz.Aynen güneş gibi.Onun içinde gezersin.Evlerin araları, onlar sokak derler adına, cam gibidir. Balı dök yala. Trenler gelir gider.Denizin üstünde bir köy kadar vapurlar yüzer. Dünyanın öteki ucuna gider. O da güneş gibi yanar.Işığa boğulmuştur.Bir bakarsın bir daha gözünü alamazsın.
Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
.. deniz dibinin de kışı yazı var. Deniz dibinin baharı yaz, kışı da güzdür.Dersin ki, üstümüzde denizi yakmışlar dersin..İşte öyle…Yıldızlar öyle görünür denizin altından.
Yapı Kredi Yayınları 31.baskıKitabı okudu
Öyle olmuyor işte!
"Gene de gidebilirim istersen: Hiç gelmemişim gibi yaparız."
Sayfa 450 - İletişim yayınlarıKitabı okudu
Gençlere Öğütler
— Çalışmak için müsait gün ve saat bekleme. Bilki, her gün ve her saat çalışmanın en müsait zamanıdır. — Çalışmak için müsait yer ve köşe arama. Bil ki, her yer ve her köşe çalışmanın en müsait yeridir. — Bir günde ve bir zamanda yapman lâzım gelen bir işi (bir dersi, bir vazifeyi) ertesi güne bırakma. Zira her günün derdi gibi, işi de kendine
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.