Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Susulan Hikayeler
Aşk da bir oyun Adalet. İki kişilik basit bir oyun. Seninle tanıştığımızdan beri aslında hep oyun oynadık biz. İki kişi görür birbirini. Eğilip bakar, anlamak ister. Günler geçer, gülümseyişler, anlatılan ve susulan hikayeler... Sonra ilk aşık olan kaybeder.
Sayfa 281 - Hep Kitap
... Ellilerde yazmaya başlayan bir hikayeciler kuşağı, Demir Özlü, Onat Kutlar, Ferit Edgü, Orhan Duru. Adnan Özyalçıner gibi yazarlar, bu konuda öncülük yapmış ve bu zamana kadar roman ve hikayede varolan köy temaları ve toplumsal gerçekçilik hegemonyasını kırmışlardı. Altmışlarda Tomris Uyar, Adalet Ağaoğlu (henüz oyun yazmakla meşgul), Sevim Burak, Füruzan ve Sevgi ilk eserlerini vermeye başlamışlardı. Bu kadın yazarlarda, günlük hayat nesne ve ayrıntılarına karşı büyük bir dikkat vardı.
Sayfa 7 - İletişim Yayınları — Murat Belge önsözünden*Kitabı okudu
Reklam
Oyun ve Adalet
Neden anlatmak zorundaydı Atay? Neden anlatmak zorunda hissederiz kendimizi? Bu sorunun yalnızca Atay için değil, yazan çoğu insan için geçerli olan, aslında basit, bu yüzden artık pek rağbet etmediğimiz bir cevabı var: Atay anlatmak istiyordu çünkü anlaşılmak istiyordu. Günlük'te açık bir biçimde dile getirmişti bunu. Romanlarındaysa kahramanlarının ağzından espriyle kuşatılmış bir biçimde dile getirdiği yine buydu. "Yaşarken anlaşılmaya mecburum," der Hikmet, "insanlar bilmeli." Atay'ın kahramanlarının zihinlerini sürekli meşgul eden, aslında hepimizin bildiği şeyler: İnsan anlatmak ister çünkü anlatamamak bütünüyle unutulmak demektir ("Bütünüyle unutulmaya kimsenin gücü yetmiyor ... bütünüyle unutulmak gibi acıklı bir oyuna kimsenin yüreği dayanamıyor," der Turgut), çünkü anlatamayan insan dile getiremediği öfkesiyle baş başa kalır, çünkü anlatamamak "rüyada bağırmak isteyip de sesi çıkmayan insanın dehşetine düşürür insanı", çünkü anlatamamak yalnızlık demektir (Selim Işık'ın Şarkılar'ına Süleyman Kargı'nın düştüğü açıklamalarda geçer: "Kelimeden önce yalnızlık vardı") vs ...
Sayfa 17 - MetisKitabı okudu
"Aşk da bir oyun Adalet. İki kişilik basit bir oyun. İki kişi görür birbirini. Eğilip bakar, anlamak ister. Günler geçer, gülümseyişler, anlatılan ve susulan hikayeler… Sonra ilk aşık olan kaybeder."
Sayfa 281 - Hep KitapKitabı okudu
Oyun ve Adalet
Atay'ın dilini konuşarak başlayalım. Çünkü iyi edebiyatta çok rastlanan bir durum değil: Atay'ın romanlarında hep bir söz fazlasıyla, bir laf kalabalığıyla karşı karşıyayızdır. Sözün durmadan çoğaldığı, konuşanın hep yeni söz üretme gereğini duyduğu, sözün anlamını tüketip konuşanı yorgun düşürdüğü bir konuşma biçimi. Zaten hemen fark edilir: Atay'ın romanlarındaki dil, birbirine eklenmiş çeşitli seslerden, üst üste yığılmış çeşitli söylem katmanlarından oluşmuştur. Bu, özellikle de Tutunamayanlar için geçerlidir. Atay'ın dili, bu topraklarda yaşayan insanların üzerinde hep bir basınç uygulamış, belli bir kamusallık kazanmış çeşitli söylemlerin dışına çıkarak değil, onların içinden yol alarak var edebilmiştir kendini. Bu yüzden de popüler diyebileceğimiz çeşitli dillerin, örneğin acılı aşk romanlarının, abartılı melodramların, hüzünlü alaturka şarkıların, Türkçe tangoların, dokunaklı ölüm ilanlarının, yaralı gönül muhabbetlerinin dilini içinde barındırır.
Sayfa 13 - MetisKitabı okudu
Adalet Nedir? Nasıl Anlatılır?
Çocuklar her hareketimizi gözlemler.Çocuklar arasında ayrım yapmadığımızı,hep aynı çocuklara söz/görev vermediğimizi, kimi talebeleri ön plana çıkarıp kimini arka plana itmediğimizi, kuralları herkese hatırlattığımızı, sırayla yapılacak işlerde sıraya riayet ettiğimizi, iki çocuğun arasındaki tartışmada haklı haksız araştırmasına girmeden çözüme
Sayfa 112 - Cezve kitap yayınevi 1.Baskı Mart 2022
Reklam
Ignatius J Reilly - dayanamadım paylaşıyorum
Hiç düşünmeyen ve aldırmayan bir toplumda hayatımı kazanabilmek için dişimle tırnağımla savaşır, çöl botlarımın tabanını Fransız Mahallesi’nin eski, kaldırım taşı döşeli yollarında aşındırıp adi, tırtıklı lastiğe dönüştürürken, aziz (ama yoldan çıkmış), eski bir tanışıma rastladım. Bu yozlaşmış insana ahlaksal üstünlüğümü kolayca kabul ettirdiğim
"Oyun demişken... Aşk da bir oyun Adalet. İki kişilik basit bir oyun. Seninle tanıştığımızdan beri aslında hep onu oynadık biz. İki kişi görür birbirini. Eğilip bakar, anlamak ister. Günler geçer, gülümseyişler, anlatılan ve susulan hikâyeler... Sonra ilk âşık olan kaybeder. Biliyorum, sen oyunları kazanmak derdinde değilsin ama kaybetmekten de ürkersin. Sakın korkup kaçma Adalet. Bu oyunun kaybedeni zaten benim..."
“Oyun demişken... Aşk da bir oyun Adalet. İki kişilik basit bir oyun. Seninle tanıştığımızdan beri aslında hep onu oynadık biz. İki kişi görür birbirini. Eğilip bakar, anlamak ister. Günler geçer, gülümseyişler, anlatılan ve susulan hikâyeler... Sonra ilk âşık olan kaybeder. Biliyorum, sen oyunları kazanmak derdinde değilsin ama kaybetmekten de ürkersin. Sakın korkup kaçma Adalet. Bu oyunun kaybedeni zaten benim.”
Yaşamın bir bedeli var Umay. Sen, ben, herkes bu oyunun içinde. Hepimiz için aynı olmasa da oyun, sonunda herkes elinde ki bütün kartları kaybeder ve kutu kapanır. İşte buna adalet deriz.
230 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.