Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

ozan erdoğan

ozan erdoğan
@ozzyerdogan
eski sahaf / yeni çevirmen / çiçeği burnunda yayıncı
lisans mezunu
istanbul
istanbul
123 okur puanı
Şubat 2017 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
"Kardeşlik Ahmed Mithad Efendi “Allah aşkına aklımızı başımıza alalım. Bu ricayı sadedilan ahaliyi ifsad ile fitne koparmaya sa’y eden fesat-pişelere hitap etmiyoruz. Böyle bir hitabın boşluğunu bilmeyecek kadar safdil değiliz. Bu ricayı en küçüklerimize varıncaya kadar millete, ahaliye ediyoruz. Her işittikleri yalanlara
Ahmed Mithad Efendi olarak kabul edilmedi.... Bir gazete yazısı olmasına rağmen kitap seçmeye zorlandım . . .
Reklam
". . . O görüntüde kendi aksimi yakaladığım zamanlar, küçük bir havuzun yüzeyindeki bir çiçek gibi olmak isterim - öyle sakin ve yeşil, gök mavisi bir ışığa bulanmış- ya da okuldan dönen bir çocuğun ağzındaki dondurmanın tadı olmak."
Sayfa 296 - Ayrıntı Yayıları - İngilizceden Çeviren: Elif ÖzsayarKitabı okudu
Ustadan bir çevirmenlik örneği . . .
"Düşen kitaplar listesinde, 39 numarada 'Paralı Askerlerin Silahlandırılması ve Eğitimi' adlı eski ve kalı bir cilt kayıtlıydı. Kitap büyük bir gürültüyle merdivenden yuvarlanır yuvarlanmaz trompet çalan kapıcıların tümü, paralı askerlere* dönüşüverdi. Kien büyük bir coşkuya kapılmıştı. Kapıcı, aslında bir paralı askerdi; bundan başka bir şey olması düşünülebilir miydi? Sağlam yapısı, gür, kulakları sağır edici sesi, paraya tapışı, kadınların önünde bile kırılmayan delice cesareti, olur olmaz böbürlenmesi - evet , bunların tümü ancak paralı askerlerde rastlanılan niteliklerdi." *'Paralı asker,' Almancadaki 'Landsknecht' karşılığında kullanılmıştır. 'Landsknecht' ortaçağda Avrupa'da paralı askerler için kullanılan sözcüktür ve bu özelliğin göz önünde tutulması gerekir. Nitekim yapıtın İngilizce çevirisinde 'Landsknecht' sözcüğü aynen bırakılmıştı. (çevirmenin notu)
Sayfa 146 - Payel Yayınevi / Almanca Aslından Çeviren: AHMET CEMALKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"Buradakiler beş bin tane. Buraya girip kaç kitabın olduğunu, hepsini okuyup okumadığını soran aptal birileri hep çıkar." "Ben ne cevap veririm peki?" "Çoğunlukla şöyle dersin: hiçbirini okumadım, okusam neden burada tutayım ki onları, yoksa siz konserve et kutularını kullandıktan sonra saklıyor musunuz? Okuduğum elli bin kitabı hapishanelere ve hastanelere bağışladım. Soruyu soran avanak da ne diyeceğini şaşırır."
Sayfa 36 - Doğan Kitap / Çeviren: ŞEMSA GEZGİNKitabı okudu
"Dönümü, telin uzunluğunun karekökü ile yeryüzü zihinleri için usdışı da olsa, tanrısal usla, tüm olası dairelerin çemberleriyle çaplarının zorunlu olarak birbirine bağlayan pi sayısı ilişkinin belirlediğini biliyordum - bu dingin soluğun büyüsü içinde kim olsa sezinlerdi bunu - böylece, kürenin bir kutuptan ötekine salınma süresi, zamandan bağımsız ölçüler arasında gizemli bir el birliğinin sonucudur: asılma noktasının birliği, soyut bir boyutun ikiliği, pi sayısının üçlü niteliği, kökün gizli dörtgeni, dairenin kusursuzluğu arasında."
Sayfa 17 - Can Yayınları - İtalyanca aslından çeviren ŞADAN KARADENİZKitabı okudu
Reklam
". . . Geriye çekilme anlamında bir yalnızlık bu. Kendi kendini görmek zorunda kalmama, başka biri seni görürken kendini görmek zorunda kalmama anlamında.""
Sayfa 29 - Can Yayınları - İlknur ÖzdemirKitabı okudu
"Ölüm, insanın bedenini kendisinden alıp götürür. Yaşarken, insan ve bedeni aynı anlamı taşırlar, öldükten sonra ise ayrılırlar. 'Bu X'in bedenidir' deriz, sanki bir zamanlar kişinin kendisi olan , onu simgeleyen ya da ona ait olan bir şey değil de X'in ta kendisi olan bu bedenin hiç önemi kalmamış gibi. Bulunduğunuz odaya biri girse ve siz onunla el sıkışsanız, onun elini sıktığınızı ya da bedeniyle el sıkıştığınızı düşünmezsiniz, onunla el sıkışırsınız. Ölüm bunu değiştirir. Bu artık bedenidir X'in, X değildir. Söz dizimi bütünüyle değişiktir. Artık bir tek şey yerine iki şeyden söz etmekte, kişinin var olmayı sürdürdüğünü, ama yalnızca bir düşünce olarak, öteki insanların zihninde imgeler ve anılar yumağı olarak yaşamayı sürdürdüğünü söylemekteyizdir. Bedene gelice; o artık ve kemikten , salt ve madde yığınından başka bir şey değildir." ""
Sayfa 26 - Can Yayınları - İlknur ÖzdemirKitabı okudu
"On beş yıl yalnız yaşamıştı; insanlara karşı bağışıklığı varmışçasına içini göstermeden ve bildiğinden şaşmadan. Boşlukta yer turan bir insan gibi değildi, daha çok içine sızılması olanaksız insan biçiminde bir boşluk parçası. Çevresindeki dünya ona çarpıp geri dönüyor, vurup parçalanıyor, bazen de ona yapışıp kalıyordu - ama asla onun içine sızamıyordu. . . ."
Sayfa 17 - Can Yayınları - İlknur ÖzdemirKitabı okudu
"Umutsuz edebiyat sözü birbirini tutmayan iki sözdür. Çünkü edebiyat olan her yerde umut vardır."
Sayfa 9 - Can Yayınları / Fransızca Aslından Çeviren : Vedat GünyolKitabı okudu
"Bitmekte olan aşk sakinleşmiş bir denize benzer. Bir türlü kıyıya varamayan bir geminin içinde, o denizin üstündesindir. Her şey durgun ve sıkıcıdır. Karayı görürsün; kıyıya çıkmak istersin, ama gemi yerinden kıpırdamaz, çünkü rüzgar kesilmiştir. yolcular ve mürettebat tuhaf bir uyuşukluk içine gömülür. suyun ve yemeğin eski tadı yoktur. Balık avlayanlar tuttukları balıklarla ne yapacaklarını bilemezler ve zihinlerini kurtulamadıkları düşünceler doldurur. Yaşarsın, ama büyük pişmanlıklarla. bu usandırıcı havayı kırmak için arzu duymaya çabalasan bile, içinde bulunduğun arzular cılız ve acımasızdır. Sonunda kamaradaki yatağa uzanır ve bu iç sıkıntısının bitmesini beklersin."
Sayfa 238 - Ayrıntı Yayınları - İngilizceden Çeviren: Elif ÖzsayarKitabı okudu
Reklam
". . . O görüntüde kedi aksimi yakaladığım zamanlar, küçük bir havuzun yüzeyindeki bir çiçek olmak isterim - öyle sakin ve yeşil, gök mavisi bir ışığa bulanmış - ya da okuldan dönen bir çocuğun ağzındaki dondurmanın tadı olmak."
Sayfa 296 - Ayrıntı Yayıları - İngilizceden Çeviren: Elif ÖzsayarKitabı okudu
Bekaret Tabusu
". . . Bir genç kızın evliliğe bir başka erkekle ve bir başkasıyla olan cinsel ilişkilerinin anısıyla başlamaması gereği gerçekten de, tek eşliliğin özünü oluşturan, kadının tek sahibi olma hakkının mantıksal bir devamından, bu hakkın kadının geçmişini de kapsayacak şekilde genişlemesinden başka bir şey değildir."
Sayfa 255 - Öteki YAyınevi - Çevirmen: Selçuk BudakKitabı okudu
" . . . Kuşkusuz bir çok mükemmel niteliğiniz var, ancak fazlasıyla dokunulduklarında nitelikler parlaklıklarını yitirirler, oysa hayal gücü gözden daha uzağa erişir." Umberto ECO / ÖNCEKİ GÜNÜN ADASI - CAN Yayınları / İtalyanca Aslında Çeviren: Kemal Atakay
Sayfa 119 - Can YayınlarıKitabı okudu
“Sıkıntı dünyadan bıkmış olmaktır sahiden de, yaşadığını hissetmenin rahatsızlığı, yaşamış olmanın yorgunluğudur; sıkıntı gerçekten de her şeyin haddinden fazla anlamsız olduğunu tende hissetmektir. Ama bütün bunların ötesinde, sıkıntı aynı zamanda var olan ya da olmayan başka dünyaların verdiği bıkkınlıktır; bir başkası olarak, bir başka şekilde, hatta bir başka ülkede olsa bile yaşamak zorunda olmanın rahatsızlığıdır; sadece dünün ve bugünün değil, ayrıca yarının ve eğer varsa sonsuzluğun ya da hiçlik sonsuzluk ise hiçliğin verdiği yorgunluktur.”
Sayfa 352Kitabı okudu
“Bazen bir kentte amaçsızca dolaşır gibi oluruz. Sokak boyunca yürür, rasgele bir sokağa sapar, bir binanın yüzeyindeki kabartmalara hayranlıkla bakmak için durur, bize beğendiğimiz tabloları anımsatan, kaldırımın üstündeki bir katran lekesini incelemek için yere eğilir, içinde taşıdıkları yaşantılarını hayal etmeye çalışarak sokakta yanımızdan
Sayfa 160 - Can YayınlarıKitabı okudu
45 öğeden 31 ile 45 arasındakiler gösteriliyor.