Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
388 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Sence bu evin neden bu kadar çok gizli geçidi var? Neden hiç bir kilide uymayan o kadar çok anahtar var?.Büyükbabamın satın aldığı her masanın gizli bölmeleri vardır. Sinema salonunda bir org var, eğer belli notaları çalarsan gizli bir çekmeceyi açıyor. Büyük bir Malikane,Fakir bir kız, ultra zengin 4 erkek kardeş üçlemesini okuyunca ne yalan
Miras Oyunları
Miras OyunlarıJennifer Lynn Barnes · Epsilon Yayınevi · 2022632 okunma
Dininiz, İmanınız para be :D
“Biri geçti Osmanlı tahtına oturdu mu, Türk keseden gözünü ayırmayacak... Paracıklar girmekte mi, çıkmakta mı? Bunun helâli haramı yok! Çünkü, haramsa günahı hükumatımızın boynunadır.”
İthaki YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Kapitalizm diyor ki:
“Her şeyin bir bedeli var ve sende o güzel paracıklar varsa, alırız. Hepsini alırız.”
Gitti paracıklar :dd
“Hırsız var, hırsız var!! katil var, yangın var! Adalet ihsan eyle tanrım! yandım bittim ümüğümü sıktılar, soydular sogana çevirdiler!!” “Ah canım param, canım param, yegâne dostum, seni benden ayırdılar; dünyam paramparça oldu. Sensiz ömre ömür denmez. Her şey bitti, yandım, bittim, ölmeden mezara girdim.”
Sayfa 90 - Kapra
Dedektiflerin piri Sherlock Holmes’un yaratıcısı ünlü ingiliz yazan Sir Arthur Conan Doyle tiyatro oyunları da yazmış ve bir dönem çok tutulan bu oyunlarından iyi para kazanmış. O dönemde üstadın oyunlarında 10 pound haftalıkla çalışan genç bir oyuncu varmış. Bir gün bu oyuncu kendisinden otuz yaş büyük olan bu yazara çok komünist bir teklifte bulunmuş: “Sir, şu andan itibaren, hayatımızın sonuna dek kazanacağımız paraları birleştirip, sonra ikiye bölerek harcıyalım mı?” “Nasıl yani?” demiş yazar şaşkınlıkla. “Şöyle yani, bakın ben bu hafta 10 pound kazandım. Sizin sanırım, bu haftaki telif ücretleriniz 1000 pound’u bulmuştur. İkisini birleştirince 1010 pound eder, bu parayı 505’er pound olarak bölüşelim, diyorum… Bu durumda sizin bana 495 pound vermeniz gerecek. Yazar gülmüş: “Teklifin bir evlilik teklifi gibi.” “Paralarımızı evlendirdim diyorum, Sir!” “Aritmetiğin çok güçlü çocuğum, fakat bu işten benim kazancım ne olacak?” “Şimdi siz zararda gibi görünüyorsunuz ama ilerde ben çok ünlü bir oyuncu olup, çok paralar kazandığımda, bu paraların yarısını size vermek zorunda kalacağım.” Burma bıyık Doyle bu çok garip teklifi elbette reddetmiş ve sonra çok pişman olmuştu, çünkü teklifi yapan genç oyuncunun adı Charles Chaplin’di. 71 yaşına kadar yaşasan Doyle, Şarlo’nun dünyanın en önemli oyuncularından biri olup, büyük paralar kazandığını gördükçe hep hayıflanmış ve her Şarlo filimi izlediğinde: “Gitti paracıklar!” diye söylenmiş.
Ortaoyuncular YayıncılıkKitabı okudu
Büyük yazarlar bile bir eseri yayımlatmadan önce defalarca düşünüp, ancak öyle ortaya bir şey çıkarabiliyorken, bu aymazlar nasıl bu özgüvenle ortalıkta gezebiliyor? Yazın bir albüm patlatırım, kışında bir kitap yazarım tamam! Gelsin paracıklar!”
Reklam
Biri geçti Osmanlı tahtına oturdu mu ,Türk keseden gözünü ayırmayacak... paracıklar girmekte mi ,çıkmakta mı? Bunun Helali haramı yok! çünkü ,haramsa günahı hükümetimizin boynunadır.
Sayfa 153Kitabı okudu
Hz Ömer, Hz Ebubekir in bıraktığı testiyi kırdırtti içinden küçük küçük paraciklar ve bir de mektup çıktı. Mektupta şunlar yazıyordu Bu paralar bana verilen maaştan arta kalanlardir. Ben Medine nin en fakirini kendime ölçü kabul etmiştim. Artan miktarı bu testiye koydum. Bunlar hazinenin malıdır" Hz Ömer mektubu okuyunca ağladı ve " Kendinden sonrakilere çok ağır bir yük bıraktın ya Ebu Bekir " dedi
Birinci Dünya Savaşı sırasında Alman İmparatorluğu, Rusya'daki devrimi desteklerse ikili bir barış anlaşması için Rusya'yı ikna edebileceğini ummuştu. İmparatorluğun Lenin'e ve Bolşevik Partisi'ne akıttığı milyonlar, gerçi Bolşeviklerin zaferini hızlandırmış ve 1918'de beklenilen Rus-Alman ikili anlaşmasının imzalanmasında da etkili olmuştu. Ama bu paracıklar, ne Lenin ne de Bolşeviklerin, dünya Bolşevik devrimi idealini vakit geçirmeden Prusya-Almanya İmparatorluğu'na da taşımalarını engellemişti ... Aslında bütün bunlar bir tek soruda toplanmaktaydı: ACABA DÜNYAYI HAREKETE GEÇİREN GÜÇ PARA MIDIR, YOKSA HALKLARIN ULUSAL ÇIKARLARI YA DA İDEOLOJİLER MİDİR?
Biri geçti Osmanlı tahtına oturdu mu, Türk keseden gözünü ayırmayacak… Paracıklar girmekte mi, çıkmakta mı? Bunun helalı haramı yok! Çünkü haramsa günahı hükumatımızın boynunadır. Evet, gayretle yararlı bir gidişattır bu Cumhuriyet gidişatımız! Hep mi Osmanoğlu otursundu canım? ‘Bozulalım da gerisin geri yeni baştan düzelelim’ denilmiştir.”
Reklam
Ertuğrul Mavioğlu
Bir zamanlar suntayı mobilya diye yurt dışına gönderip bir de üzerine vergi iadesi alan kişi, başbakanın yeğeni çıkmıştı mesela. O gelenek hiç bitmedi, suntanın ardından gelen cuntayla beraber yozlaşma tavan yaptı. Önce papatyalar, jaguarlar, ardından da paracıklar, kasacıklar, yatçıklar, yalıcıklar, adacıklar konuşulur oldu.
Velinimetimiz Okur Hazretleri
Gazetecilerin velinimeti, okurlardır. Hiç su katılmamış dalkavukluk yalnız onlara yapılır. Ama sahiden böyle midir? Orasını biz biliriz. Gazetelerin eni boyu tertibinden tutun da, içindeki yazıların çeşidine kadar herşey okurların arzularına, emirlerine uygundur. Bir tarihte bir dergi çıkarmaya karar verdik. Herkesin seve seve okuyacağı bir
272 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Yazar ilk sayfalarda lafa nerden gireceğini bilememiş gibi haldır haldur birşeyler, örnek olaylar anlatmış. Bunları okuyunca eyvah dedim gitti paracıklar ama akabinde metodik ve tecrübeye dayalı, akıcı bir anlatımla karşılaşınca derin bir oh çektim. Yazar, affetmenin hepimizin başına gelebilecek hatta eminim gelmiş durumlarını, danışanlarından örneklerle neler yaşayıp hissedeceğimizi ve bu durumlarda çoğunlukla yapamasak da neler yapmamız gerektiğini anlatmış. Yazara göre affetmenin önündeki engellerden biri bize sokuşturulan adalet fikri; kötülüğün ödeşerek eşitlenmesi. Zaten hukuk da buna işaret etmiyor mu? Bir diğeri bırakmamak. Yani affedersek, o affettiğimiz ile bir ilişiğimiz, ilişkimiz kalmayacak, o bizden kopacak ama derinlerde bir yerde onu bırakmak istemiyoruz. Ya olur mu böyle dalga demeyin, beyin manyak bir organ ve niçin, ne halt yediği belli olmadığından oluyor böyle şeyler, baksana etrafında bir sürü zort var. Kitabı deşifre etmeden birkaç değinmeyle özetlersek; Geçmişi mi afffedemiyorsun, değiştiremeyeceğini artık kabul et. Kendini mi affedemiyorsun, önce yediğin halt için ağla, yasını tut. Başkasını mı affedemiyorsun, ilk taşı günahsız olan atsın.
Affetmek Üzerine
Affetmek ÜzerineEdward M. Hallowell · Olimpos Yayınları · 202361 okunma
“Paracıklar efendim! Onlar olmasa lapa da olmaz efendim.”
Dedektiflerin piri Sherlock Holmes'un yaratıcısı ünlü ingiliz yazarı Sir Arthur Conan Doyle tiyatro oyunları da yazmış ve bir dönem çok tutulan bu oyunlarından iyi para kazanmış. O dönemde üstadın oyunlarında 10 pound haftalıkla çalışan genç bir oyuncu varmış. Bir gün bu oyuncu kendisinden otuz yaş büyük olan bu yazara çok komünist bir teklifte bulunmuş: - Sir, şu andan itibaren, hayatımızın sonuna dek kazanacağımız paraları birleştirip, sonra ikiye bölerek harcıyalım mı? - Nasıl yani? demiş yazar şaşkınlıkla. - Şöyle yani, bakın ben bu hafta 10 pound kazandım. Sizin sanırım, bu haftaki telif ücretleriniz 1000 pound'u bulmuştur. İkisini birleştirince 1010 pound eder, bu parayı 505'er pound olarak bölüşelim, diyorum… Bu durumda sizin bana 495 pound vermeniz gerecek. Yazar gülmüş: - Teklifin bir evlilik teklifi gibi… - Paralarımızı evlendirelim diyorum, Sir! - Aritmetiğin çok güçlü çocuğum, fakat bu işten benim kazancım ne olacak? - Şimdi siz zararda gibi görünüyosunuz ama ilerde ben çok ünlü bir oyuncu olup, çok paralar kazandığımda, bu paraların yarısını size vermek zorunda kalacağım. Burma bıyık Doyle bu çok garip teklifi elbette reddetmiş ve sonra çok pişman olmuştu, çünkü teklifi yapan genç oyuncunun adı Charles Chaplin'di. 71 yaşına kadar yaşasan Doyle, Şarlo'nun dünyanın en önemli oyuncularından biri olup, büyük paralar kazandığını gördükçe hep hayıflanmış ve her Şarlo filimi izlediğinde: -Gitti paracıklar! diye söylenmiş.
Sayfa 33 - Ortaoyuncular YayınlarıKitabı okudu
69 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.