Paris’te sonbahar: Bütün bunlar, gençliğimiz ve daha bir çok şey. Bir de o adsız be tanımsız duygu; hayır, aşk değil, acı veren bir saplantı. Çoktandır iki kişilik olmaktan çıkmış, belki de hiç bir zaman iki kişilik olmamış, paylaşılmamış, kendi içinde büyütüp taşıdığı sıcak ve hüzünlü bir özlem. Kendi kendine sevişmek gibi, derin bir mağarada insanın kendi sesine cevap veren yankı gibi bir şey.