"Parsel parsel eylemişler dünyayı,
Bir dikili taştan gayrı nem kaldı,
Dost görünüp ayağımı kestiler
Bir akılsız baştan gayrı nem kaldı
Nem kaldı, nem kaldı!
Bir akılsız baştan gayrı nem kaldı,
Nem kaldı, nem kaldı!"
Parsel parsel eylemişler dünyayı
Bir dikili taştan gayrı nem kaldı...
Dost köyünden ayağımı kestiler
Bir akılsız baştan gayrı nem kaldı...
Nice sular gördüm umman çıktılar
Nice dertler gördüm derman çıktılar
Eski dostlar bize düşman çıktılar
Üç beş türlü puşttan gayrı nem kaldı.
Padişah değilim çeksem otursam
Saraylar kursam da asker yetürsem
Hediyem yoktur ki dosta götürsem
İki damla yaştan gayrı nem kaldı...
Arsız diye diye arsız ettiler
Nursuz diye diye nursuz ettiler
Aç koydular bizi hırsız ettiler
Sermayede borçtan gayrı nem kaldı...
Mahzuni Şerif’im çıksam dağlara
Rastgelsem de avcı vurmuş merala
Doldur tüfeğini beni yarala
Bir yaralı döşten gayrı nem kaldı...
Parsel parsel eylemişler dünyayı
Bir dikili taştan gayrı nem kaldı
Dost köyünden ayağımı kestiler
Bir akılsız baştan gayrı nem kaldı
Padişah değilem çeksem otursam
Saraylar kursam da asker yetirsem
Hediyem yoktur ki dosta götürsem
İki damla yaştan gayrı nem kaldı
Nice dertler gördüm derman çıktılar
Çok Aliler gördüm Osman çıktılar
Eski dostlar bize düşman çıktılar
Birkaç türlü uftan gayrı nem kaldı
Mahzuni Şerifim çıksam dağlara
Rast gelsem de avcı vurmuş marala
Doldur tüfeğini beni yarala
Bir yaralı döşten gayrı nem kaldı
Vaktiyle doğayla olan mutlu beraberliğinden kopan insan, onun yerine geçecek ve yaşamına anlam katacak bir başka beraberliği bulamadığı gibi, artık doğaya da geri dönememiş ve umudunu uzaydaki başka dünyalara yöneltmiştir.
Yeryüzüne hâkim olma davası ufukları tutmuş.
Parsel parsel eylemişler dünyayı…
Ebediyyen kalacaklarmış gibi sımsıkı yapışmışlar yeryüzüne...
Herkes kendi parselini büyütme sevdasında. Kuvvetli olan haklı sayılıyor. Bu yolda zalim olmaktan çekinmiyorlar. Sonu ne peki? İmanla kabre giremeyen bir insan dünyanın sultanı da olsa kaç para eder?
Şu dünyada oturacak o kadar yer yapıldı:
Kulübeler, evler, hanlar, apartmanlar
Bölüşüldü oda oda, bölüşüldü kapı kapı
Ama size hiçbir hisse ayrılmadı
Duvar dipleri, yangın yerleri halkı,
Külhanlarda, sarnıçlarda yatanlar!
Parsel parsel eylemişler dünyayı
Bir dikili taştan gayrı nem kaldı
Dost köyünden ayağımı kestiler
Bir akılsız baştan gayrı nem kaldı
Padişah değilem çeksem otursam
Saraylar kursam da asker yetirsem
Hediyem yoktur ki dosta götürsem
İki damla yaştan gayrı nem kaldı
Sayfa 53 - Dolar İle Röportaj: “Bozulmayan Ne Kalmıştı Ki Ben Bozulduğum Zaman”Kitabı okudu