Bu kitap yorumunu Instagram'daki "alintilarlayasiyorum" profilimde de okuyabilirsiniz: instagram.com/p/CqfN4AtNNP-
Bir süredir yazılıp çiziliyor. Konuyla ilgili konuşuluyor. Bana da her gün soruyorlar... Doğru mu değil mi? Değil desem de inanmıyorlar. Belki de haklılar. Sürpriz... İlk romanım Kimlink artık
Yirminci yüzyılın ikinci yarısında bu kitap yazılırken henüz Olric yoktu. Henüz her şey bugünkü gibi açık seçik ve bir bakıma da belirsiz değildi.
Henüz ilk kitabı olmasına rağmen TRT roman ödülüne layık görülecek bu kitabın yazarı, bir mühendis bozuntusuydu. (?!)
“Adam gibi” bir meslek edinmesi gerektiği için sanatla istediği ölçüde
“ Şimdi ben neyim? Koca bir hiç! Yarın ne olabilirim? Küllerimden doğup, her şeye yeniden başlayabilirim! Hepten mahvolup bitmeden, içimdeki insana ulaşabilirim.”
Sultanmurat Cengiz Aytmatov'un savaşın çocuk ve kadın yüzünü ön plana çıkardığı başarılı bir eseri.
Eserde Sovyetler için savaşa giden erkeklerin geride bıraktığı ailelerinin hayata tutunma mücadeleleri, SSCB'nin uygulamış olduğu kolhoz ve sovhoz uygulamaları, eğitim çağındaki çocukların göğüs gerdikleri zorluklar ve masum bir aşk Aytmatov'un eşsiz anlatım gücüyle harmanlanmış. Peki bu savaş kimin savaşı? Erkekler savaşta çocuklar işte çalışırken ev ile kim ilgilenecek? Çocukların ellerinden alınan eğitimleri ne olacak ve savaşa giden baba sağ olarak geriye dönebilecek mi?
Sultanmurat isimli kahramanın gözünden dönemin siyasi, sosyal, ekonomik hayatını görüyorsunuz. O dönemde o coğrafyada yaşayan insanların yaşamlarına tanıklık ediyor ve kendinizi Sultanmurat ile birlikte mücadelenin içinde buluyorsunuz. Henüz çocuk denebilecek yaşta bireylerin göğüs gerdikleri zorluklar karşısında içiniz sızlıyor.
Eser o kadar işledi ki içime okuma sürecimde beğendiğim bölümleri paylaşmadan edemedim. Ve hatta kendimi kaptırıp o kadar alıntı yapmışım ki siz değerli okurlardan "Yeter kitabı okuttun bize!" Serzenişini dahi duydum.
Spoiler vermek istemem ama kitabın sonunu daha farklı hayal etmiştim. En azından başkahramanın ailesi hakkında bir gelişme olur diye bekliyordum. Belki de eserini daha etkili kılmak adına ucunu açık bıraktı yazar. Tüm eserleri gibi bu eseri de mutlaka okunması gereken eserlerden... Cengiz Aytmayov okuyup beğenmediğim kitabını hatırlamıyorum. (Tiyatro dahil) Keyifle, duyguyla okunması temennisiyle...
Paylaşıp daha çok kişinin okumasını, eseri daha çok kişinin keşfetmesini sağlayabilirsiniz.
SultanmuratCengiz Aytmatov · Ötüken Kitapları · 20174,662 okunma
Kitap biyolojik temizlik konusunda o kadar kapsamlı yazılmış ki, bir ara herşeyi paylaşmak istedim ve önemli gördüğüm bir çok tarifi paylaşmadan edemedim, kitaptaki tarifler bayanları daha çok ilgilendirsede, beyler de dikkat etse hiç fena olmaz :) Kitap her evde olması gereken baş ucu kitabı niteliğinde, kimyasallardan kurtulmak isteyen herkes okumalı.
Keyifli Okumalar...
Kitabı küçükken okumuştum inceleme yapan birinde görünce paylaşmadan edemedim o zamanlar baya etkisinde kalmıştım yaptığı kahramanlıklar ve yaşadığı olaylar kısmen aklımda ama bugün başka bir incelemede okuduklarımla şok oldum meğer ne kitapmış! İran'da hala yasak ve bir zaman ülkemizde bile yasaklanmış olması gerçekten çok şaşırtıcı, en yakın zamanda tekrardan okumayı düşünüyorum..
Keyifli okumalar...
Küçük Kara BalıkSamed Behrengi · Kırmızı Kedi Yayınları · 201930,9bin okunma
Efsane bir basket koçu olan John Wooden'ın başarı tanımını sizlerle paylaşmadan edemedim:"Başarı bir iç huzurudur; bu iç huzuru, yapabileceğinin en iyisini yaparak olabileceğinin en iyisi olduğunu bilmekten kaynaklanır."
Efsane bir basket koçu olan John Wooden'in başarı tanımını sizlerle paylaşmadan edemedim; "Başarı bir iç huzurudur; bu iç huzur, yapabileceğinin en iyisini yaparak olabileceğinin en iyisi olduğunu bilmekten kaynaklanır."
***
Benim babaannemdi, ama bütün köyün, annemgilin ve dedemin dediği gibi Bakele derdim ben de ona. Dedeme ise dede.
Dedem, babamın anneme davrandığından daha iyi davranırdı Bakele'ye.
"Sen yorulma, ineği ben sağarım." Gider sağardı.
"Su vereyim mi Bakele?" Verirdi.
Bazı geceler çok soğuk olurdu yayla, "Dur
Adını duyunca aklıma gelen sahne hep aynı.
Tarih: 2 Temmuz 1993
Yer: Sivas, Madımak Oteli
Kişiler: Ölenleri sayayım da onlar için bir kez de biz mi yanalım, yoksa otelden itfaiye aracının üstüne kendini atıp da kendisi hakkında söylenen "Asıl öldürülecek hayvan burada" sözünü işitip, "Tam kurtuluyorum derken artık Sırat Köprüsü'nde
Şöyle bir şey var internette . Can Yücel'in olduğu söyleniyor. Ama Yeni Türkü'nün Başka Türlü Bir Şey'i şairin Değişik ve Yapraktı şirlerinden alınmış ve bununla alakası yok. Tahminimce bu şiir yıllar önce şaire ithaf için yazılmış olabilir. Belki de gerçekten onundur. Cahilim nede olsa ben. Ne olursa olsun güzel bir şiir ve paylaşmadan edemedim.