"Peyk-i vahdet sırr-ı pâkinden okur târîhini.
Oldu lâhûta revan Allah deyip rûh-ı Emîn."
Müstakimzâde Süleyman Sâdeddin Efendi
-Gece ile Gündüzün Münazarası-
Gece ve gündüzün birbirlerine üstün gelmek için
Münazara sırasında gösterdikleri delilleri dinle.
Bu, gönülden gam ve kederin şiddetini uzaklaştıran bir
sergüzeşttir.
Onlar üstünlüklerini ispatlamak için mücadeleye giriştiler.
Bu övme ve kınama konusunda şöyle sözler geçti:
Gece: Tanrı gündüzü geceden yarattığı
Şerbeta Lam û Beyan (Nadim) • Melayê Cizîrî
Şerbeta lam û beyan ez bi heyatê nadim
Badeya le`lê bi ava zulumatê nadim
Hor û wildan û perî cumle cema bin îro
Mûyekê pê ji xetê wê but û latê nadim
Ger bidit destê tewafa pê û destan bigirim
Wê mecalê bi wuqûfa `Erefatê nadim
Düşmənin hiyləsi
Bəzi statistikalar göstərir ki, ölkədə boşanmaların müəyyən bir hissəsi peyk antenası vasitəsilə yayımlanan serialların təsiri nəticəsində baş verib. Peyk antenalarında yayımlanan bir çox seriallar və verilişlər vasitəsilə, əslində, mədəniyyətimiz hədəfə alınır. Dinimiz və milli-mənəvi dəyərlərimizlə qarşı-qarşıya qoyulan proqramlar nəticəsində ailə və ictimai mühitimizin çirklənməsi ilə yanaşı, həm də qadın və kişilərimiz mənəvi fəsada, sapmalara məruz qalırlar.
Sayfa 34Kitabı okudu
Ey Şehînşahê Muezzem • Melayê Cizîrî
Ey şehinşahê mu`ezzem heq nigehdarê te bî
Sûreyê »inna fetehna« dor û madarê te bî
Her kinarê pê ve wergêrî `inanê himmetê
Zuhre bê peykê te û Kêwan rikêbdarê te bî
Dayima menzilgeha sûra te bit birca şeref
Tali`ê ferxende û bextê se`îd yarê te bî
Seb`eyê seyyare û neh çerxê sergerdan bi vê
Girdiş û dewrê `eceb der xizmet û karê te bî
Kitap ve düşünce seni vatanında garipleştirdi. Koptun. Ama yeni bir güneşe peyk olamadım. Olamazsın da. Trajedi burada. Yarı yolda kalmak.
Sayfa 134Kitabı okudu
Osmanlı Yurduna Dönüş
Ali Naci, Royal Naval College'deki eğitiminin ardından 19 Şubat 1895 tarihinde yurda dönmüş ve Mekteb-i Bahriye'de Hendese muallimliği yapmıştır. Haziran 1898'de binbaşı, 19 Eylül 1900'de yarbay, 23 Temmuz 1908'de albaylığa yükselir. İkinci Meşrutiyet'ten sonra Kala-1 Sultaniye (Çanakkale) Kuva-yı Mürettebesi Kumandanlığı Erkân-ı Harbiyesi, muvakkaten Birinci Daire Şube Müdürlüğü, Seyr-i Sefain Kurs Müdürlüğü, Peyk-i Şevket Süvarisi, Seyr-i Sefain İhtisas ve Kurslar Müdürlüğü, Karadeniz Boğazı Mevki-i Müstahkem Kumandanlığı bünyesinde istihdam edilir. Ali Naci Bey'in hafızalara kazınan görevi ise 1899-1908 yılları arasında icra ettiği Mekteb-i Bahriye Seyr-i Sefain ve Hey'et-i Bahriye Muallimliğidir...
peyk sulu şaka
open.spotify.com/track/2yVIF6avv...
Neden sonra hep sonra
Sonra sonra anlarsın
Bugün yok ki yarın olsun
Düşünme kaybolursun
Pişter a pişter a can-ı mena
Peyk-i der-i Hazret-i Sultan-ı men
Ey beni sevgililerin sevgilisine götürecek sevgili, nerdesin? Hala gelmedin. Seni bekliyorum. Gözlerim yollarda kaldı... Daha beri gel. Daha beri gel...
Mevlana Celaleddin-i Rumi
...... ÇOK SÜRMEZ
Murg-ı dil dâm-ı dü-gisûna düşer çok sürmez
Şehperin tâb-ı 'izârunda döker çok sürmez
Biz anı şâh-reh-i kûyuna göndermiş idük
Deșt-i hayretde kalur peyk-i nazar çok sürmez
Var iken âh bana sûz-ı elem kâr itmez
Söyünür bâd-be-pîş olsa șerer çok sürmez
Havf-ı tigünle niçün bîme tetebbu' kılurum
Sineden bir gün olur ol da geçer çok sürmez
Nevk-i tir kilmam sîne-i erbâb-ı dile
Hayriyâ ney gibi te'sîr ider çok sürmez
Feilâtün feilâtün feilâtün feilün
Sayfa 109Kitabı okudu
Kendi görüşüne göre bugünkü Rus siyaseti, islâm âlemini iyi niyetlerine kandırarak Türk nüfuzunun yayılmasını engellemek, Batıya karşı Türk ihtilâlini kendi eseri imiş gibi göstermek ve sonunda komünizmi Türkiye'ye yerleştirerek peyk devlet haline getirmek amacını güdüyordu.
Sayfa 372 - Mustafa Kemal AtatürkKitabı okudu
Bilinmeyen Kelimeler
Peyk:
1. Haber ve mektup taşıyan kimse.
2. Uydu. (gökbiliminde)
3. Bir başkasına bağımlılığı olan.
Kullanımı:
Siz bir kuyrukluyıldızmışsınız demeliydim, o da sizin peykinizmiş.
Ayfer Tunç - 
Suzan Defter