Merhaba
Bugün sizlere İkinci Adam yayınlarından Hakan Yücel kaleminden Zifiriyet Fabrikası kitabı ile geldim.
Zifiriyet Fabrikası yazarın kalemiyle tanışma kitabım oldu,ilk kapak tasarımı ile dikkatimi çekmişti ve ne yalan söyleyeyim kapak tasarımına bakıp konusunu tahmin edemediğim bir kitap oldu benim için.
Yazarın kalemini çok sevdim akıcı ve betimlemeleri çok iyi, karamizah dediğimiz türden olan diliyle,güldürürken düşündüren konusuyla, daha neler olacak acaba demeden edemediğiniz bu kitabı elinizden bırakamadan soluksuz okuyorsunuz. Bir bakıma da eleştirisel bir dille,kahramanın yaşadığı trajikomik olaylarla devam eden bir yolculuğa çıkıyorsunuz.
İzmir'de yaşayan Kahramanımız nerede,nasıl olduğunu bilmeden gözlerini Aydın'da bir çöplükte açıyor,o pis kokunun içinden çıkmak isterken anlıyor ki her yeri ağrıyor zorda olsa zifiri karanlıkta yürümeye başlayan Kahraman kendini bir otoyol kenarında buluyor,sonra kolları bir yatağa kelepçeli halde bir hastahane odasında açıyor gözlerini, başında hemşire ve polis memurları ile.
Sizce kahramanımız tek Aydına mı geldi sanıyorsunuz? nedenini bilmediği yolculuğu Şanlıurfa ,istanbul, Çeşme'ye doğru ilerliyor.
Kahramanımızın başına neler geliyor?
İzmir'den Aydın'a nasıl geldi?
Bu yolculuğunun sebebi ne?
Kitabının içeriğinden spoi vermemek adına daha fazla anlatmıyorum ama okumanızı tavsiye ederim, dolu dolu 419 sayfa. Kahramanımız neden bu yolculuğa çıkıyor kitaptan okuyun, sonuna ben çok şaşırdım, bakalım sizin içinde öyle olacak mı?
" Birçok günah, işlenirken kendine özgü bir koku yayar etrafına "