Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
472 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
14 günde okudu
Taha Niyazi Karaca, ister tarih disiplinine ucundan kıyısından bulaşan biri, ister lisans öğrencisi, ister serbest araştırmacı, isterse de meslekten tarihçi olsun bu alana bir şekilde dâhil olan herkesin ilgisini çekecek bir başucu kitabı hazırlamış. "Başucu" ifadesini özellikle kullandım çünkü kitabın ikinci bölümü gerçekten sık sık başvurulabilecek bir rehber niteliğinde. Ama hemen oraya atlamayalım. Kitabın ilk bölümü tarih disiplinin zaman içindeki gelişimine, farklı dönemlerde hangi işlev doğrultusunda kullanıldığına, metot konusunda aynı paydada buluşan kişi ve grupların kurdukları akademik okullara ve paradigma değişimine yol açan tarihçilere odaklanıyor. Bu bölüm Heredotos'tan günümüze çok geniş bir zaman aralığını ele almakla tarih disiplininin panoramik bir fotoğrafını çekiyor. Kitabın ikinci bölümü daha önce de bahsettiğim gibi farklı zamanlarda dönüp tekrar bakılacak oldukça işlevsel bilgilerle dolu. Tarih alanında yapılabilecek (aslında sosyal bilimler alanında da diyebiliriz) bilimsel bir çalışmanın tüm aşamaları adım adım sunulduğu gibi pratik bilgiler, internet siteleri, telefon ve tablet uygulamaları, ücretli/ücretsiz arşivler, online kaynak temin siteleri ve daha pek çok bilgi okurun ilgisine sunulmuş. Bilimsel etik konusuna apayrı bir başlık açılması da bence önemli. Bugün belki de her şeyden önce bu konuyu konuşmamız gerekiyor. Emeği geçenleri kutlarım.
Tarihçi  Geçmişi Kurgulamak: Kuram-Tasarım-İnşa
Tarihçi Geçmişi Kurgulamak: Kuram-Tasarım-İnşaTaha Niyazi Karaca · Timaş Yayınları · 202026 okunma
İnsanın konumunun dayanılmasını çok daha güç kılan şey zihinsel ıstıraptır.
Reklam
Hegel'in, Frankfurt, Jena ve Heidelberg'deyken üzerinde çok çalıştığı pratik akıl yürütme kuramı, sonunda kendisini memnun eden bir biçimde somutlaşmıştı. Herhangi bir tekil bir failin özgür olabilmesi için, ne yapacağı üzerine pratik olarak akıl yürütmesi gerekmektedir ve böyle bir pratik akıl yürütme, ancak fail eylemleriyle neyi, yani hangi iyi şeyi amaçlamaya çalıştığına dair bir kavrayışa sahipse mümkün olabilir. Pratik akıl yürütmenin açık biçimde formüle edilmiş bir hali, bu nedenle her zaman, düşünümsel [reflexif] düşünmeyle oluşturulan başka önermelerin eşlik ettiği ve neyin iyi ve en iyi olduğuna, bu bireyin şu iyi şeyi gerçekleştirmesi için neyin zorunlu olduğuna ilişkin bir ifadeyle başlar. Ama "biz modernler" için apaçık meydanda olan herhangi bir "iyi" yoktur. Salt doğal olarak iyi gözüken bir şey bile, kendi "olumsuzluğumuz" katılarak, kendi etik ilkelerimizde somutlaşmalı ve kendisine rasyonel bir form verilmelidir. Bu nedenle, herhangi bir pratik akıl yürütmenin ilk önermesinde "en yüksek iyi" olarak işlev görebilecek biricik yarar, özgürlüğün iyi oluşudur. Yani, durum ne olursa olsun, eylemlerimi nasıl yönlendireceğim konusunda özgürümdür ve ancak bu özgürlükle, kendi eylemlerim söz konusu olduğunda kendi "evimde"olabilirim.»
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Bentham'ın işaret ettiği gibi, bir hayvanın dil kullanmaması onun acı çekmesini göz ardı etmek için bir sebep olamaz, alet kullanmaması da öyle.
Sadece insanın doğasındaki radikal bir değişim -açgözlü ve bencil arzulardaki bir düşüş- insanların özel teşebbüsü menedecek her sistemin bir açığını bulma eğilimini bertaraf edebilir.
Bazı kavramlar, uzun süre sözcüklere ve akademik metinlere hapsedildikten sonra sebebi bilinmeksizin birdenbire, halkın diline düşme; basında, televizyonda, hatta hükümet demeçlerinde zikredilme talihini veya tahlilsizliğini yaşar. Fena halde felsefe kokan ve Yunancadaki köküyle akla Aristoteles'i getiren "etik" kelimesi, bugün tam da bu şekilde sahnenin ortasına yerleşmiş durumda. Yunancada bilgece eylem yolu arayışına karşılık gelen etik, felsefenin ayrılmaz bir parçasıdır. Descartes'la -yani özne sorununun merkezî önem taşıdığı modern dönem felsefesiyle- birlikte etik, ahlakla veya pratik akılla az çok eş anlamlı hâle gelmiştir. Etik, böylece ister bireysel ister kolektif olsun, bir öznenin veya özne grubunun eylemlerini ve bunların sonuçlarını evrensel yasaların terzisinde ölçen, yargılayan sistem anlamına kavuşmuştur. Bugünün popüler kültür ve siyaset endüstrisinde ise artık 'anlam enflasyonu nedeniyle milyonlarca sıfıra şişmiş bir kavrama' dönüşmüştür.
Reklam
_Deniz bitti. En az iki yüzyıldır milletçe tam bir mirasyedi gibi yaşadık. Artık sonu geldi. Alacaklılar kapıya dayandı. Günü gün ederek har vurup harman savurduk ve değirmenin suyunun nereden geldiğine zerrece aldırmadık. Duranın durduğu yerde hep durmaya devam edeceğini sandık. Onunla ayakta durmak yerine emsalsiz bir umursamazlıkla sırtımızı
Doğulu Yöntemler ve Batılı Bedenler
Pek çok insan okültizmin tek yuvasının Doğu olduğunu sanır ama bu kesinl ikle doğru değildir. Her ırkın çok az kişiye açıklanmış, pek çoklarından gizlenmiş geleneksel, korunan bir bilgeliği olmuştur ve hâlâ da vardır. Kendi Batı geleneğimizin kökenleri Mısır'a kadar uzanır. Kalde, Yunan ve ateşli Kuzey geleneğinden de etkilenmiştir.
Aşk gittiği zaman Meşk kalır mı? Aşksız ise ona Meşk denir mi?
Bütün bu “sanal meşk” veya “hayâlî meşk” türleri bugün mümkün hâle gelmiştir artık. Bir kuşak önce ancak tek tük rastlanan bu “sanal meşklerin”zaman içinde sayı ve türleri de artacaktır elbette. Bu meşk türlerinin varlığı ne ifade eder? Meşk vardır, bir anlamda. Ama geleneğin yerleştirdiği özü boşaltılmış olarak. Bu sanal meşklerde klâsik meşkin
Sayfa 227Kitabı okudu
304 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Felsefe tarihinde önemli bir düşünür olan Aristoteles mantık, metafizik, matematik ve fizik alanlarında yaptığı çalışmalarla günümüze kadar katkı da bulunmuş ve bu alanların gelişmesini sağlamıştır. Bunların yanında gökyüzü, zooloji, siyaset, ahlak, biyoloji, gibi alanlara da yönelmiş ve birçok disipline ilişkin bilgi ve birikime sahip olmuştur.
Politika
PolitikaAristoteles · Remzi Kitabevi · 2014883 okunma
531 öğeden 351 ile 360 arasındakiler gösteriliyor.