Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
592 syf.
8/10 puan verdi
·
10 günde okudu
Fazlasıyla haksızlık yapılan kitaplardan biri olduğunu düşünüyorum. Harry Potter serisini okumamın üzerinden yıllar geçti ve bu nedenle en ufak bir HP etkisi olmadan kitaba yaklaşınca açıkçası beğendim. Rowling yazdığı için Harry Potter ile kıyaslanması çok acımasızca, Harry Potter ne kadar efsane olsa da Boş Koltuk ondan tamamen bağımsız, gerçek insanların gerçek hayatlarını anlatan sarsıcı bir roman. Yaklaşık bir senedir kitaplığımda duruyordu ve olumsuz yorumlar yüzünden okumak istemiyordum ama epey hacimli ve sarı renkte olduğu için gözüme batmaya başladı son zamanlarda, okuyayım da aradan çıksın diye düşündüm. Arka kapağında yazdığı gibi "Küçük bir kasaba hakkında büyük bir roman" Kasabada yaşayan meclis üyesi Barry Fairbrother'ın beklenmedik ölümü üzerine bütün kasabada dengelerin değişmesi, boşalan koltuk uğrunda insanların verdiği acınası mücadeleler, aile ilişkileri, psikolojik bunalımlar.... Çok geniş bir karakter yelpazesi var romanın bu nedenle konuya hakim olmak biraz zaman alıyor. Ama her biri çok şaşırtıcı özelliklere sahipler, üstüne düşünmeye ve konuşmaya değer. Bazı karakterlerden kelimenin tam anlamıyla tiksindim, bazılarınaysa gidip sarılmak istedim. Çok kalın olduğu için ara ara sıkılsam da genel olarak kitap bana çok keyif verdi. Özellikle sonu yüreğime öylesine dokundu ki sırf bunun için yüksek bir puan vermek istedim. Bilmiyorum belki de eleştirilerden dolayı beklentim çok aşağıda olduğundandır; genel olarak romanı güzel buldum. Okumasanız hiçbir şey kaybetmezsiniz ama hoş zaman geçirmek için ve onlarca farklı insan tipini okuyup üzerine düşünmek için tavsiye edebilirim.
Boş Koltuk
Boş KoltukJ. K. Rowling (Robert Galbraith) · Doğan Kitap · 20131,794 okunma
396 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Dr.Jivago’nun Kehaneti “Yürüyor, yürüyor ve ˂Ebedi Hatırayı˃¹ söylüyorlardı; söylemelerine ara verdiklerinde ayaklar, atlar, rüzgarın sesi sanki bir nakaratmış gibi ilahi'yi sürdürüyorlardı.” Boris Pasternak’ın Dr.Jivago adlı romanı bu cümle ile başlıyordu. Roman, müthiş Rusya doğa manzaralarının yanı sıra, 1917 Ekim devriminin yaşandığı
Jivago Vakası
Jivago VakasıPetra Couvée · Yapı Kredi Yayınları · 20178 okunma
Reklam
Türk Romanını "Pamuk"ladılar Ahmet Yıldız, yaşayan en önemli yazarlarımızdan İrfan Yalçın'la bir söyleşi gerçekleştirdi. Yazar gözüyle ülkemizde, bölgemizde ve dünyada yaşananları değerlendiren Yalçın, Türk edebiyatının içinde bulunduğu duruma ilişkin de önemli tespitlerini paylaştı... İşte Ahmet Yıldız'ın İrfan Yalçın'la yaptığı o
152 syf.
10/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Ah Alaaddin ah ! Nerelerdesin be ? Sanırım uzun zamandır böylesine bir roman okuduğumu sanmıyorum. Hiçbir olay yokken bu kadar güzel yazmak gerçekten muazzam. Romana Alaadin'i aramakla başlıyor yazar ama öyle bir arıyor ki gerçekten anlatılmaz okunması gerekir. Şiirsel bir dil, muhteşem kelime oyunları, bol bol gizem... Hani Kafka'ya benzetiyorlar ya bu yazarı bence de benzetmekte haklılar. Gizem,cinayetler,şiddet,ölüm ve tüm toplumsal olaylara öylesine dikkat çekmiş ki. Gerçekten muhteşem. Eşyaların, hayvanların kişileştirilmesi ve anlam yüklenip benzetmelerle kullanılması tam bir edebiyatçı dili, upuzun cümleler, üstkurmacalar, imgeleme kısacası her şey var. Masal masal içinde diye bir tanım yaparız işte tam da bu deyimle alakalı. Kırk Haramilere giriyoruz oradan Kırmızı Başlıklı Kız falan aklın derinliklerine işleyen mükemmel bir anlatı ya. Önce içsel bir arayışa giren Toptaş Alaadini bulayım derken kendini bir roman içinde buluyor ve bu sefer hikayelerin içine giriyor farklı kurgularda Alaadin'i kendi canlandırıp onu yaşatıyor. Hakan Hocam'ın ve Murat Sezgin'in incelemeri gerçekten muazzam olmuş. Üstüne ne ekleyebilirim diye düşündüm ama yok. Kesinlikle bu kitapla yazara başlamayınız çünkü gerçekten anlaşılması zor ve yorucu bir kitap. Klasik bildiğiniz romanlardan değil daha fantastik, daha gizemli bir belirsizliklerle dolu mükemmel bir eser. Zaman, mekan, bolca karakter barındırmayan; belirli bir örgü ve kurgu olmayan, tamamen bildiğiniz romanlardan farklı postmodern türünde bir eser okumak istiyorsanız gözü kapalı tercih edebileceğiniz bir Hasan Ali TOPTAŞ klasiği sanırım.
Bin Hüzünlü Haz
Bin Hüzünlü HazHasan Ali Toptaş · Everest Yayınları · 20194,461 okunma
386 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
12 günde okudu
Jack London ile tanışmam çok çok eskilere dayanır. Çocukluk dönemlerimde okumuştum Vahşetin Çağrısı ve Beyaz Diş'i... Ve ikisi de beni çok etkilemiş kitaplardı. Uzun yıllar sonra da Martin Eden ile tekrar hayatıma girdi Jack London. Ama bu sefer bir farkla, hayatıma aldığım Martin Eden ismindeki bir kurgu karakter değil, Martin Eden ismi altında
Martin Eden
Martin EdenJack London · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202390,8bin okunma
218 syf.
10/10 puan verdi
Bu aralar okuyasım yok. Bu aralar dediğim, çarşambadan beri. Aslında yeni öykücülerdi gözüme kestirdiklerim, yerlilerden, okur, anasını ağlatır, en az 10 öykü kitabı bitiririm niyetindeydim. Olmadı. Bodrum'daydık. Senesini unuttum. Keçiboynuzu alırım niyetine köylülerin kurduğu pazara gitmiştim. Zelo, kızım, daha 5 yaşında bile yoktu. Terlemiş
Bozkırkurdu
BozkırkurduHermann Hesse · Yapı Kredi Yayınları · 20227,7bin okunma
Reklam
Çocukları Seven Adam
Çocukları Seven Adam’ı [The Man Who Loved Children] okumamanız için bir sürü sebep var. Bir kere bu bir roman; romanların gazeteler çağına ait olduğu ve gazetelerden biraz daha kısa sürede aynı kaderi paylaşacakları konusunda gizlice mutabık değil miydik son birkaç yıldır? Yaşlı bir dostum, bir İngiliz profesör şöyle der: Romanlar tuhaf bir ahlaki ikilem taşır; hem daha fazla roman okumadığımız için, hem de roman okumak gibi havai bir işle uğraştığımız için kendimizi suçlu hissederiz… Şu dünyada suçluluk duyduğumuz şeyler listesinde bir bu eksikti! Çocukları Seven Adam’ı okumak bilhassa havailik olacaktır, çünkü roman ölçeğinde bile dünyaya tarihsel anlamda hiçbir şey katmaz. Kitap bir aileyi, uçlarda, kendine özgü bir aileyi anlatır ve kitabın en sıkıcı yerleri aile hakkında olmayan az sayıdaki kısmıdır. Ayrıca roman uzundur ve ara ara tekrara düşer, ortalarında ise inkâr edilemeyecek derecede yavaştır. Üstüne üstlük ailenin özel dilini de öğrenmeyi gerektirir, bu dil aileye adını veren baba tarafından yaratılmıştır ve onun tarafından kullanılması zorunlu tutulur; Joyce veya Faulkner’daki kadar çetin bir çaba göstermeniz gerekmese bile, yine de sadece bu kitabın keyfini çıkarmak için sizden bir dili öğrenmeniz beklenir.
Sel YayıncılıkKitabı okuyacak
224 syf.
1/10 puan verdi
Okudukça bu kitap basımı için onlarca ağacın boş yere kesilmesini aklımdan çıkaramadım. Yazarın kaç yaşında olduğu gibi tahminsel ve hangi yaş grubuna seslendiği gibi matematiksel işlemlerle,kitabı okurken düşen IQ'mu yükseltmek için bayağı çaba harcadım. Aşırı derecede basit.Cümle bütünlüğü ve orijinallik olmayan kelimelerin sıralanışı beni benden aldı. Tutarsızlık zaten başrolde. Bir sayfada aşk adamıyım diyor,öteki sayfada ben aşktan anlamam diyor. Anlamadığın ortada zaten de,keşke kitap yazarak kendini bu kadar rezil etmeseydin. 6 aydır bitiremedim. Üstüne tonlarca kitap okudum. Bağlayamadığı yerlerde Hadi eyvallah diye sonlandırışı yüzünden kemoterapiye başlayacağım sanırım. Sayfalar egoistlikle dolu. Ben şöyle mükemmelim,yok efendim senin roman yazarak anlatmaya çalıştığını ben bir sayfada anlatırım vs. Okuduğum ikinci kitabı. İkisinden de pişmanım. Okumak isteyen 5 kez istiareye yatıp derinlemesine bi düşünmeli.
Soğuk Kahve
Soğuk KahveAhmet Batman · Destek Yayınları · 201314,3bin okunma
432 syf.
9/10 puan verdi
·
14 günde okudu
Michael Connelly okumayı ve Harry Bosch'u gerçekten de çok özlemişim. Bosch emekliliğinin ardından kısa bir süre sonra geri döndüğü LAPD içinde ortağı Kiz ile beraber Kapanmamış Dosyalar bölümünde görevini sürdürmektedir. Hepimiz biliriz ki cinayet masası dedektifleri için kapanmamış dosyaların her zaman kendilerine verdiği daha başka hisler
Unutulan Sesler
Unutulan SeslerMichael Connelly · Altın Kitaplar · 200894 okunma
225 syf.
·
Puan vermedi
·
15 günde okudu
Yaşar Kemal ustanın tavsiyesi olan bir roman. Bu yüzden tereddütsüz alıp okumaya başladım. Savaşı, savaşın içindeki bir askerin gözünde anlatan bu kitap Hitler tarafından meydanda yaktırılmış, Bazı kısımlarını okumak bir hayli güç, soluk almayı unutuyor insan.Ki anlatılanların, yaşananların sadece yarısını olduğu bilindiği halde.... Eğer etrafınızda savaş yanlısı birinin konuşmalarını duyarsanısanız ağzının üstüne çat diye vuracağınız bir kitap!
Garp Cephesinde Yeni Bir Şey Yok (Ciltli)
Garp Cephesinde Yeni Bir Şey Yok (Ciltli)Erich Maria Remarque · Everest Yayınları · 20203,271 okunma
Reklam
Yazmak
kitap yazmıyorum, öyle bir hayal var, pembeli membeli bir rüya işte bu da... ama herhangi bir çaba, ele bir kalem alma olayı değil. daha çok "kitap yazmak" hayali değil de "kitap yazmış olmak" hayali belki... zaman zaman esiyor ama öyle; diyorum yazdığım onlarca şeyin (şey diyorum çünkü bir adı yok) bir orasından bir
Ünlü Yazarların İlk Kitapları Neden Basılmadı?
2007 yılında David Lassman adında bir İngiliz, yazdığı kitapların yayınevlerinden sürekli geri çevrilmesinin kabahatini kendi yazdıklarında değil yayınevlerinin sallapatiliğinde arar ve tuhaf bir oyunla bunu ispatlamaya girişir. Sadece İngiliz edebiyatının değil, dünya edebiyatının temel taşlarından sayılan Jane Austen‘ın üç büyük romanını ufak
464 syf.
7/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Neyse ki mutlu sonla bitti de roman içim ferahladı diyebilirim.. Sanırım sondan başa bir yorumlama yapacağım :) ... Her zamanki gibi söylediğim gibi mutlu sonlu kitapları daha bir seviyorum okumayı. Sevgili Güneş Demirel bu sefer de baş roller de aşkı seçmiş ve merakla okunacak güzel satırlara döküp biz okurlarına sunmuş. Anlatımı, dili harika olsa da bu kez aşık baş karakterlerin yani Bade ile Kerem 'i okumak beni birazcık yordu. Neden ; şöyle ki tarif edilemez güzellikte başlayan çok güzel bir aşkın zaman geçtikçe , hatta konu gereği araya uzak mesafeler girdikçe yaşanılan aşkın, bağlılığın ve hasretin taraflara ağır gelmesi ve birbirlerini yıpratmalarını anlatıyor roman. Ve üstüne sevgili yazarcım daha önce de belirttiğim gibi romandaki duygu akışını okuruna birebir yaşatan bir kaleme sahip olduğu için etkilenmemek mümkün olmuyor tabi. Dolaysıyla Kerem ile Bade'nin aşkını, ayrılığını, hasretini, pişmanlıklarını , mutluluğunu kitabın içindeymişcesine yaşatıyor biz okurlarına .. Ayrıca belirtmeden geçemeyeceğim Sevgili Güneş Demirel'n bu okuduğum dördüncü kitabı ve her kitabında olduğu gibi bu kitabında da baş kadın karakterinin çok samimi hatta kardeşten öte can dostu oluyor ve bu dostluk öyle güzel betimleniyor ki imrenmemek elde değil.. Bu zamanda böyle dostlar zor bulunuyor nedense..
Aşk Kanatları
Aşk KanatlarıGüneş Demirel · Ephesus Yayınları · 2014188 okunma
706 öğeden 691 ile 705 arasındakiler gösteriliyor.