Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bir erkeğin onu sevdiğini anladığında çoğu kadının kaygısı artar, çünkü o zaman şu soru ortaya çıkar: Acaba beni gerçekten tanıdığında da beni sevecek mi?
Sayfa 156
“Buraya bir dizi soru işaretinin peşine düşerek, bir tarihçi mantığıyla Drakula’yı aramaya geldim; romantik dönemin Kont Drakula’sını değil, Gerçek Drakula’yı, Osmanlıları kendi topraklarına mümkün olduğu kadar sokmamaya kararlı, on beşinci yüzyılda Transilvanya ve Eflak’ta yaşamış III. Vlad adlı bir tiranı.”
Reklam
_Eğer birinin ruhunu görmek istiyorsanız, ona hayallerini sorun. _İnsan doğasındaki en derin prensip, "takdir edilme" isteğidir. _Alaycı tiplerin aslında acılarını gizlemeye çalıştığı gerçeği doğrudur. _İnsanın dünyadaki durumu, kedinin kitaplıktaki durumu gibidir; görür ve duyar ama hiç bir şey anlayamaz. _Yanlış anlayanlar tarafından
Bir soru?
Karakter değişir mi? Mesele şuradadır: Kişinin sahip olduğu belirli ruhsal özellikleri tamamen veya kısmen olsun değiştirmek, onu kötü huylarından vazgeçirip iyi huylarla donatmak yahut hiç olmazsa huylarını değiştirmek ve bu sayede ruhsal kuvvetlerini ayarlamak ve bu kuvvetler arasında bir denge sağlamak; mesela, fazla hassas ve romantik bir kişiyi hareketli ve gerçekçi yapmak mümkün müdür?
Gail Wynand aşık olduğunda yirmi yaşındaydı. Aşktan hiç söz etmez, kendine romantik hayaller yaratmaz, olayın tümünü hayvansal bir alışveriş olarak görürdü. O alışverişte çok ustaydı. Kadınlar ona baktıklarında öyle olduğunu anlıyordu. Aşık olduğu kız çok güzel ve zarifti. Arzulanacak değil, tapılacak bir güzelliği vardı. Wynand kendine mutlu olma lüksünü tanıdı. Kız istese hemen evlenirdi ama birbirleriyle pek konuşmuyorlardı. Wynand aralarındaki her şeyin sessizce de anlaşıldığı inancındaydı. Bir akşam konuştu onunla, Ruhunu ortaya serdi. "Sevgilim, ne istersen hepsi senin," dedi. "Şimdi neysem, ileride ne olacaksam, hepsi. Sana sunmak istediğim bu. Sana alabileceğim şeyler değil, onları alabilmemi sağlayacak olan, içimdeki şeyi sunuyorum. Hiç kimse o şeyden vazgeçemez ama ben vazgeçiyorum, onu sana veriyorum. Senin olsun, Senin hizmetinde olsun." Kız gülümsedi, bir soru sordu. "Sence Maggy Kelly'den daha güzel miyim?" Wynand ayağa kalktı. Hiçbir şey söylemeden evden çıktı. O kızı bir daha hiç görmedi. Bir Dersi iki kerede öğrenmeye asla ihtiyaç duymamasıyla gururlanan Gail Wynand, sonraki yıllarda hiç aşık olmadı.
Sayfa 574Kitabı okudu
elimde gençliğim vardı onu verdim neyleyim
annem benim güzel annem bir solukluk izin ver analık hakkınla bağlama beni aşk dedim sevda dedim barış dedim kavga dedim elimde gençliğim vardı onu verdim neyleyim
Reklam
Ligeia
Ve şimdi yazarken, birden dostum ve nişanlım, çalışmalarımın ortağı en sonunda da koynumda karım olmuş kişinin soyadını hiç öğrenmemiş olduğumu anımsıyorum. Bu Ligeia'mın bana yönelttiği şaka yollu bir suçlama mıydı? Yoksa bu konuda hiç soru sormamakla sevgimin gücünü mü kanıtlamış olacaktım? Veya bu benim bir kuruntum muydu - en tutkulu bağlılığın mabedinde çılgınca romantik bir adak mıydı? Gerçeğin kendisini hayal meyal hatırlıyorum zaten -ona yol açan ya da ondan kaynaklanan koşulları unutmam şaşırtıcı mı? Ve gerçekten de, eğer aşk denilen o ruh -putperest Mısır'ın soluk ve sis kanatlı Ashtophet'i- söylendiği gibi, sonu kötü bitecek evlilikleri yönetiyorsa, benimkini yönettiği kesindi.
Sayfa 180 - İthaki Yayınları
Kaybettiysen Korkarsın.
Sonra başka bir soru başka bir çarpıcı cevap geldi.Bu kadar çok ihtiyacı varken niye birisiyle daha önce derin romantik bir bağ kurmamıştı? Bağlanmak demek kaybedecek birisininde olması demekti.Bağlanmaya ihtiyaç duymazsam birini de kaybetmekten korkmam diye düşündüğünü anladı.
Sayfa 6
İnanmak isteyen insan bir ömür de bekleyebilir. Bir şeylerin değişeceğine olan inanç öyle güçlüdür ki kendimizi ikna etmemiz an meselesidir. Neyin ters gittiğine dair soru sormaya cüretimiz bile olmaz. Neden her şey şarkılardaki gibi romantik kalmaz? Neden, “unutma beni” diye yakardığımız kişiler ismimizin harflerini bile yan yana getiremez? Ama biz onlarla yaşadığımız her anımızı ezbere biliriz.
Sayfa 113Kitabı okudu
Mustafa İnan, sigara paketiyle evlenme teklifi de nesi…
daha romantik olabilirdi yani :) Amaneinalmancan olmamış Jale hanımcım, cevabınDoch eins weiß ich, dass ich dich liebe.“ olmalıydı :)) Sonra birden sigara paketinin arkasına bir şeyler karaladı ve önüme uzattı: ‘Ich werde mich riesig freuen, wenn ich von dir höre, dass Du mich als Deinen Verlobten ansiehst’ (‘Beni nişanlın olarak kabul ettiğini senden duyarsam, son derece mutlu hissedeceğim kendimi’). Altında kesin bir soru vardı: ‘Ja oder nein?’ (‘Evet mi hayır mı?’) Anadolu’nun sıkılgan çocuğu Mustafa İnan, Almanca’ya sığınmıştı. “Biliyorsunuz kadınlar evet demezmiş; fakat artık kaçamak yolu kalmamıştı. Paketi aldım ve Mustafa’nın karaladığı satırların altına yazdım: ‘Ja oder nein, das weiss ich nicht. Doch weiss Eins dass ich Dich lieb habe.’ (Evet mi hayır mı bilmiyorum. Bildiğim bir şey varsa o da seni beğendiğimdir’). Mustafa bunu ‘evet’ kabul etti…”
Sayfa 111Kitabı okudu
Reklam
ders niteliğinde...:))
Kadın detaycı ve biriktiren bir canlı türü, erkek sonuç odaklı ve balık hafızalı diğer canlı türü. Erkek tartışmadan fiziksel olarak uzaklaşınca unutma yeteneğine sahip. Kadın ise tartışma yarım kesildiğinde yaralı aslan kadar tehlikeli olabilir. Tartışmalarda uzun uzun konuşmak geçmişe ait her fotoğraf karesini hatırlayıp tekrar etmekten keyif
74 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.