Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Keskin dişleri kemiğime dayanmıştı, durmuyor, kemirmeye devam ediyordu. "...seninle de onunla olduğu gibi, içinde bir yerde hep bir açık kapı kaldı, rüzgar çıktıkça çarpıp durdu. Ne içeri yerleşebildim geçen zamanda, ne de o açık kapıdan çıkıp gidebildim. Kendimi yokladım durdum. Masaya yatırdım, kestim biçtim ama bir sonuca varamadım.
Rüzgar altında kıyı
Madem öyle, madem en yüksek, en sonsuz - Tanrı kadar sonsuz- gerçek, karadan uzaklaşmadır; rüzgarın önünde, güvenilir görünen kıyılara korkakça atılmaktansa, bu uluyan enginde yok olmak daha iyi.
Sayfa 160Kitabı okudu
Reklam
Toprağım. Her şeyin altında duruyorum. Her şey benim üzerimde. Yerkabuğu bile. Suyum. Akarken çarpacağım taşlardan korkuyorum. Taşın derisi sıyrılır diye, duruyorum. Havayım. İçimde rüzgar eğriliyor. Halbuki görünmüyorum.
Müteakip hadiseler, resmiyette Balkan Savaşları’ndan sonra kurulacak (Eşref daha sonra yeniden kurulduğunu söyleyecekti) ve imparatorluğun son yıllarında ekseriyetle dramatik ve trajik sonuçları olan kritik bir rol oynayacak Teşkilat-ı Mahsusa’nın ortaya çıkışında Libya’daki sürecin mühim bir aşama olduğunu gösterecekti. Enver, Eşref gibi fedaî
Toprağım. Her şeyin altında duruyorum. Her şey benim üzerimde. Yerkabuğu bile. Suyum. Akarken çarpacağım taşlardan korkuyorum. Taşın derisi sıyrılır diye, duruyorum. Havayım. İçimde rüzgar eğriliyor. Halbuki görünmüyorum. Ey okuyucu insan! Sen? Sen de böylesin. Henüz bilmiyor olabilirsin: Sen, rıpkı benim gibisin. İnanmak zorundayım sana. Çünkü yok iyi kalpli bir tanrı! Bu yüzden mecburum insana inanmaya. Sana! O yüzden işte; su, toprak, hava olsak da biri gibi duruyoruz kalabalıkta.
Sayfa 11 - EverestKitabı okudu
Yolculuk
Bir araba satın aldım. 1929 model bir Ford. Üstü açıktı, rüzgar gibi gidiyordu, yağmurların kesilmesi ile mavi kıyı şeridi boyunca uzun yolculuklara çıktım. Ventura, Santa Barbara, San Clemente, San Diego, kaldırımın beyaz çizgisini izleyerek, yıldızların altında, ayaklarım kontrol panelinde, kafamda yeni kitap planları. Harikulade, sorgulamaktan çekindiğim huzur dolu günler. Kenti keşfediyordum: gizemli ara sokaklar buldum, maziden arda kalmış, çürümeye yüz tutmuş eski evler, yalnız ağaçlar. Gece gündüz Ford'umda yaşıyor, bir tek hamburger ve kahve molası veriyordum. Hayat böyle yaşanmalıydı, gayesizce dolaşarak, bir mola ve yola devam, beyaz çizgiyi izle, bir sigara yak ve çölün şaşırtıcı göğünde anlamları ara boşuna.
Sayfa 145 - Parantez yayıneviKitabı okudu
Reklam
DÜŞÜNCELER Durmaksızın yürüyorum bu kıyılarda, kumla köpüğün arasında. Yükselen deniz ayak izlerimi silecek, rüzgar köpüğü önüne katacak, ama denizle kıyı daima kalacak.
Durmaksızın yürüyorum bu kıyılarda,  kumla köpüğün arasında. Yükselen deniz ayak izlerimi silecek,  rüzgar köpüğü önüne katacak,  ama denizle kıyı daima kalacak. Bugünün acısı, dünün hazzının anısıdır.
Ortaçağda denizcilikte gerçekleşen asıl devrim, menteşeli kıç dümeninin icadıyla başlar. Yunan ve Roma teknele­ rinde, Vikinglerin teknelerinde, hatta 1066'da Britanya kıyılarına çıkan I. William'ın gemilerinde bile dümen, gemiye istenen yönü verecek şekilde manevra edilen iki arka yan kürekten oluşurdu. Oldukça yorucu olmanın yanı sıra bu sistem büyük çaplı gemilerin manevra edilmesini ve özellikle rüzgâra karşı ilerlemeyi imkânsız kılıyordu, çünkü bunu yapmak için "orsa seyri," yani dümeni, geminin rüzgâra önce bir yanını, sonra diğer ya­ nını vermesini sağlayacak şekilde kullanılmasını gerektiriyordu. Dolayı­ sıyla denizcilerin küçük kabotajla, yani kıyı boyunca ilerlemekle yetinip, rüzgâr elverişli olmadığı zaman durmaları gerekiyordu. Vikinglerin, yan dümenleriyle Amerika kıtasına ulaştıkları muhte­ melen doğrudur, ancak bu seferlerin ne kadar zaman aldığı ve kaç gemi­ nin batmasıyla sonuçlandığı belli değildir. Ayrıca Vikingler muhtemelen İzlanda'dan Grönland'a, oradan da Labrador kıyılarına geçtiler; dola­ yısıyla Kolomb'un daha sonra yapacağı gibi okyanusu geçmediler. Ama Kolomb da o yolculuğu, XII. ve XIII. yüzyıllar arasında ortaya çıkan, su hattının hemen altında pupaya takılan ve tek kişinin dalgaların etkisinde kalmadan gemiyi yönlendirmek için kolaylıkla manevra edebildiği mo­ dern tarzdaki dümenle yaptı.
Uzun bir mektup, hepsi bu.
"bazen öyle dakikalar oluyor ki tek başıma kalmaktan, tek başıma hüzünlenip tek başıma kesintisiz kederlenmekten mutlu oluyorum ve böyle hallerim gitgide sıklaşıyor artık. hatıralarımın açıklanamayan bir yanı var, beni dizginsizce çekiyor, öyle güçlü çekiyor ki birkaç saat çevremdeki her şeye karşı duygusuz kalıp her şeyi, gerçek her şeyi
Reklam
GÜNIŞIĞINI BEKLE
"Seçme şansım yoktu, yalnızca bir düşüm vardı okyanusla ilintili. Seni çölden uzak denize yakın bu düşün parçası yaptım. Bir kıyı keşfettik, henüz dokunulmamış. Sonra bir sahil; kumdan kaleler yaptık güneşli mavi göğün altında. Ilık bir rüzgâr esti, denizde kıpırtılar gördük. Peşinden küçük bir dalga, kalelerimizi aldı götürdü. Sahil bomboş şimdi, geriye kalan avuçlarımıza sinmiş bir kaç kum tanesi."
Sayfa 36 - Son KitapKitabı okudu
28 öğeden 16 ile 28 arasındakiler gösteriliyor.