Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bir yolda geniş adımlarla yürürken hayal âlemine dalmaktan; denizin kenarında, dağların eteğinde gönle ferahlık veren bir rüzgâra karşı, ışık içinde yürümekten; yürürken düşünmekten daha tatlı ne vardır? Derbeder bir şekilde yolculuğa çıkan bir ruha iki saatçik bir yolculukta ne kadar hayal ne kadar aşk ne kadar geçmiş vaka varsa hücum eder!
Fidye!
Anladıysam aşk, Ay vaktinde hücum eder, Şafakta bezgin bezirgan Af dilerken hırsız köşküne Eşiğinde gül arar kokusuna aldanıp, Sarılmayı diler sakin rüzgara, Oysa celladı çoktan ayartmış Çoktan zincirini bağlamış boynuna Var ise ne âlâ urgan dirseğinde Ne âlâ ölümle sarmaş dolaş Yorgun belki sürgün bitirmekten Cellat, çoktan basmış mührünü
Reklam
Bir deli sadece, yalnızca, asla, bizatihi deli değildir.Şehrin hafızasıdır.Şehrin vicdanıdır. Merhamet adlı bir delikli çalgıdır .On deligi vardır ney gibi.O öldüğünde delikler bir bir kapanır .Merhamet akmaz olur. Vicdan susar. İyilik bir kapıdan savuşur. Hoşgörü konuşmaz.Edep yerini şaşırır.Tevazu hoyrat bir rüzgara boyun eğer.Dostluk bir köşede ağlar.Düşküne el vermek bir kelime grubuna dönüşür.Düşene bir de sen vur sözü dillerden kalplere hücum eder. Akıl, imaniı da deliliği de alt eder ve hesapsız sevmenin yerini tartıyla dolaşan insanlar alır.
141 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
"Ah Ali Rıza Bey... Dünya keşke sizin bildiğinize benzeseydi..." diyor Muzaffer Bey, Ali Rıza Bey'in yüzüne. Ali Rıza Bey dünyayı bu sözden sonra tanımaya başlıyor. Şerefi, aile namusu, helalinden rızık, hayırlı evlat adına ne bildiyse, ailesine sunduysa artık, kendi kanından canından ve eğitiminden geçen evlatları ile sınanıyor. "Yapmam! İzin vermem! Müsaade etmem! " dediği herşeyle imtihan oluyor. Her bir imtihanda koskoca çınarından bir yaprak düşüyor, rüzgara karışıyor, savrulup gidiyor. . Gözbebeği Şevket, hırsızlık suçundan hapse girerken istikbali kadar babasının şerefini de lekeliyor. Kızların Necla ve Leyla ailenin namusu kadar babasının onuruyla da oynuyorlar. Kızı Fikret ise su alan gemiyi en erken terk edenlerden biri oluyor ve Ali Rıza Bey'i yalnız bırakıyor. Eşi Hayriye Hanım ise her yaşananı, değişiklikleri ve hataları kabul etmiş çoktan. Ve sonunda Ali Rıza Bey, zamanında kınadığı ne varsa hepsini yapmış vaziyette, bir avukatın metresi olan kızı Leyla'nın yanında kendini buluyor. Yeniliğe ayak uydursada, hep bir hayal kırıklığı ile yaşarken, bizim gözlerimize yaşlar hücum ediyor... . Maneviyatın çöküşü ve ekonomik sıkıntıların arasında kalmış bir ailenin trajedisini anlatan, okurken fazlasıyla duygulandığım, yazarın etkileyici anlatımı ile yüreğimi burkan bir kitaptı. Hem okul hayatımdan beri defalarca okuduğum, hem TV'ye uyarlanan dizisini izlediğim bu nadide ve özel eseri okumayan kimse kalmasın. Şiddetle tavsiyemdir, mutlaka okuyun.
Yaprak Dökümü
Yaprak DökümüReşat Nuri Güntekin · İnkılap Kitabevi · 199928,5bin okunma
SIFIRA CEVAP Benim, sıfırlarla uğraşacak zamanım yoktu. Fakat o “Sıfır”, “Dâvam” adıyla çıkardığı kitabın bir kısmında bana taarruz ve hattâ hakaret etmeğe yeltendiği için, zamanımı israfa mecbur oldum. Yazması kalemime ağır gelen “Hasan Ali”yi kullanmaktansa, sevimli ve hoş “Sıfır”ı ele almağı tercih ettim. Kendisi her ne kadar, ancak Atatürk’e
CENK ARABALARI İLE SAVAŞ Kuzey barbarları arasında, yani eski Çinlilerin tabiriyle “Ok ve yay” adamları, uzun günler ve beyaz dağlar memleketinin sakinleri arasında, güler yüzlülüğe ve kahkahaya meyillilik göze çarpardı. Çünkü bu insanlar için hayat aralıksız bir didişme, tabiatın şiddetlerine ve ıstırap haline tabi, sefaletin
Reklam
SOLUNGACINA BETON BAĞLI BALIK
Gerçek mi rüya mı ayirt edemediğim incecik bir çizgide yürüyordum. Rüzgara bile direnemeyen kuş kadar hafif bedenimi zar zor taşıyan minik ayaklarım, benden bağımsız olarak takip ediyorlardı o çizgiyi. Gözkapaklarımı kapatamıyordum. Sanki üstten biri açık tutuyordu onları. Bir kuklaymışım da birisi tarafından yönetiliyormuşum gibi... O birisi,
Sonra "Ağaç öldü" diyorlar! Ben ölmedim Dulcinea! Ne tuhaf, şövalye hikayeleriyle dalga geçmek için beni yaratan Cervantes öldü! Onun için üzgün müyüm, bilmiyorum. Üstünden dört yüz yıl geçti. Cervantes beni yazarken belki de eğlenmişti. İnce uzun bacaklarımı yeni doğmuş bir tay gibi titrek göstererek, bırak canavarlara karşı
Sayfa 144 - Tün KitapKitabı okudu
Rüzgâra Hücum
'Geveze rüzgâr, artık sus! Kulaklarım boş laflarınla doldu... Ey acuze öl! Öksürüklerinle, iniltilerinle evim sarsılıyor. Buradan, mamurelerden, insanlardan uzağa git ey cisimsiz cüce! Himalaya tepelerinde mekân tut ve bizi rahat bırak! Sen olmasaydın belki insanlar da, lüzumsuz yere, insafsızca birbirlerini kırıp dökmek, yakıp yıkmak, iz'aç etmek dersini öğrenmemiş olurlardı. Dünya sensiz bir cennete dönerdi!'
Sayfa 137 - Semih Lûtfi KitabeviKitabı okudu
304 syf.
4/10 puan verdi
Bu konuya en ufak bir ilginiz varsa, okumadan geçmeyin derim
Kür Şad, Kürşad ya da Kürşat olarak birçok Türk çocuğuna ad olan bu isim nereden geliyor, aslı astarı nedir? İnsan merak eder! Bu destanı birçok kişi içeriğini bilmese de en azından duymuştur diye düşünüyorum; Kür Şad ve kırk eri... Ahmet Haldun Terzioğlu, 1960 Trabzon doğumlu, emekliliğine kadar devlet memurluğu yapmış, emekli olduktan sonra
Kür Şad
Kür ŞadAhmet Haldun Terzioğlu · Kripto · 2013591 okunma
Reklam
Mayıs 2018 Etkinliği : Hikaye 33
Yazar: https://1000kitap.com/kelebeklerdeaglarr Hikaye Adı : Kırık Hava Link: #29829345 Deniz manzaralı bir masa, daha ne olsunlu bir düşünce içerisinde seyre durmuştu o sırada sahilde olan biteni. Bir silsile halinde fikrine hücum eden düşünceleri kovmak isterken kendini yeni yeni düşüncelere itiyordu. Kimbilir kaç
Kırık Hava
Deniz manzaralı bir masa, daha ne olsunlu bir düşünce içerisinde seyre durmuştu o sırada sahilde olan biteni. Bir silsile halinde fikrine hücum eden düşünceleri kovmak isterken kendini yeni yeni düşüncelere itiyordu. Kimbilir kaç vakittir o masada oturuyordu ya da bu içtiği kaçıncı çaydı kendisi de bilmiyordu. Sanki ruhu bir boşluktan diğer
17 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.