'Geveze rüzgâr, artık sus! Kulaklarım boş laflarınla doldu... Ey acuze öl! Öksürüklerinle, iniltilerinle evim sarsılıyor. Buradan, mamurelerden, insanlardan uzağa git ey cisimsiz cüce! Himalaya tepelerinde mekân tut ve bizi rahat bırak!
Sen olmasaydın belki insanlar da, lüzumsuz yere, insafsızca birbirlerini kırıp dökmek, yakıp yıkmak, iz'aç etmek dersini öğrenmemiş olurlardı.
Dünya sensiz bir cennete dönerdi!'