Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.26
·
Puan vermedi
Trendeki Yabancılar
PATRICIA HIGHSMITH
Seviye 4
Michael Nation tarafından yeniden anlatıldı
Seri Editörleri: Andy Hopkins ve Jocelyn Potter
Pearson Education Limited
Edinburgh Gate, Harlow,
Essex CM20 2JE, İngiltere
ve dünya çapında Bağlı Şirketler.
ISBN 0 582 41812 7
Trendeki Yabancılar telif hakkı 1950 Patricia Highsmith Bu
uyarlama ilk olarak
Ahlat Ağacı - M. BAŞARAN /Kitaplar sizi affetmiyorum!
Kırk bin köyün en yoksulu!
Köy Enstitülü!
Köyü ve köylüyü anlatmayı seven!
Türkçe ve edebiyat öğretmeni!
Kıyıda köşede kalmaması gereken bir isim Mehmet Başaran!
Bugün öğretmenler odasında tanıdım kendisini. Tanıdım! Bu cümleyi fiili tanışmış olarak söylemeyi çok isterdim ama kitabıyla tanışmak mümkün artık yalnızca! Bir öğretmen arkadaşa gelen
Numeroloji - Sayılarda Saklı Yaşamınız
Numeroloji - Sayılarda Saklı Yaşamınız
Your Days Are Numbered: A Manual of Numerology for Everybody
Florence Campbell, 1982
içindekiler:
önsöz,
bölüm 1, en çok gerekli olanlar:
"Kendinden kalan kadarsın "diyor bir çocuk.(bir şair ;))
İlk kitabını,(Bir Sancının Panoraması)ilk mısralarını okuduğumda kendimi bir acemi gibi hissediyordum. Hani sen ne kadar da birçok yere yazılar yazmış olsanda, daha lise yıllarında şiire gönül vermiş olsanda ilk kitabın seninde bir acemiliğindi ya!..İşte benim nezdimde de bu kitabın senin ustalık eserlerinin devamına bir başlangıcı olmuş. Kağıda
G E C E Y A R I S I
K Ü T Ü P H A N E S İ
her kitabı okumak için doğru bir zaman vardır. mesela iyi hissetmek kitabını öyle bir zamanda okumuştum ki hayatıma birini alabilmemi sağlamıştı. bu kitabı da öyle bir zamanda okudum ki pişmanlıklarımı düşünüp durarak nasıl hata ettiğimi görmemi sağladı. verdiği mesajlar çok açıkça, hatta bazen bir kişisel gelişim kitabıymış gibi açıkça söylenilmiş. üslup olarak edebi bir tat vermese de kitabı beğendim. çok akıcı bir kurguydu ve verilmek istenen mesajlar değerliydi. bu yüzden kitabı belli bir topluluğa tavsiye ediyorum. kimler okumalı bu kitabı?
genç okuyucular, kitap okumakta zorlanıp başlangıç için kitap önerisi arayanlar, ağdalı dilden hoşlanmayanlar, hayatım çok yorucu en azından faydalı bi şeyler yaparak kafamı dağıtayım diyenler vee en önemlisi pişmanlıklarının içinde kaybolanlar için tavsiye ederim.
keyifli okumalar
instagram.com/p/CaP147ottAT/?...
“ N e d e n b u k a d a r s e r t s i n ? ” — demişti bir zamanlar, alelade kömür, elmasa; “ Oysa biz yakın-akraba değil miyiz?” Neden bu kadar yumuşaksınız? — diye soruyorum ben size, ah kardeşlerim:
yoksa — kardeşlerim değil misiniz?
Neden böyle yumuşak, bu kadar uysalsınız, neden her şeye bu kadar razısınız? Neden bu kadar çok inkar ve
reddediş var yüreklerinizde? Bu kadar
az yazgı var bakışlarınızda? -
Ve yazgı o l m a y a c a k , a c ı m a s ı z l a r o l mayacaksanız: nasıl kazanacaksınız benimle birlikte — zaferi?
Sertliğiniz şimşek gibi çakmak, kesmek ve deşmek istemiyorsa : günün birinde benimle birlikte nasıl — yaratacaksınız?
Çünkü yaratanlar serttir. Ellerinizi,
bal mumuna basar gibi binlerce yılın üzerine basmayı , mutluluk olarak görmelisiniz , —— Binlerce yıllık istencin üzerine, madenin üzerine kazır gibi kazımayı mutluluk olarak görmelisiniz— madenden daha sert, madenden daha asil. En asil olandır yalnızca, bütünüyle sert olan. Bu yeni levhayı koyuyorum üzerinize,
ey k a r d e ş l e r i m : Sert o l un! — —
Putların AlacakaranlığıFriedrich Nietzsche · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20216,1bin okunma
Ameliyat
Dadaizmi tanımlamak için hiçbir şeye gerek yoktur çünkü tanımlanması veya tanımlanabilmesi mümkün değildir. I. Dünya Savaşı'nın yansıması ve bıraktığı tahribât sebebiyle 1916 yılında ortaya çıkan bir akım olmakla beraber isyan niteliği de taşımaktadır. Tristan Tzara önderliğinde dünyada sea getiren dadaizm, nihlizmden de zaman zaman etkilenerek yıkıcı hâle gelmiştir. Eserde bütün bildiriler toplanmış ve orijinallikleri korunmuştur. "Tahta at" anlamına gelen dada kelimesi bile rastgele konulmuştur. İddiasız Bildiri'de "sanatın uykuya daldırılması" sonucunda asıl sanatın ortaya çıkacağı tahmin edilmiştir. Dünyadaki her şey yıkım ve savaş getirirken böyle bir anlayışın ortaya çıkması bir paradoks mu yoksa alenen ortada olan bir şey midir? İşte, Tzara'nın da yapmak istediği tam da budur: "Anlamsız olanı dışarı çıkarmak." Tzara'nın "Dadaist Bir Şiir Yazmak İçin" adlı şiirinde de görüldüğü gibi ne yaparsak yapalım en sonunda şiir bize benzeyecektir. Dünya da öyle değil midir? Ne yapsak yapalım yine bize benziyor. Bu inceleme, dadasit bir tutumla ele alınmamış veya yazılmamış olabilir ama yazılaydı şu şekilde olurdu:
H E R K E S T E R S İ N İ s ö y l ü y o r s a
H a K l I d I R da o N d A n
Beyza Alkoç | Asansör (Saçma sapan bi hikâye )
Kitap bitti şükür! Bitmesini istedim çünkü ne bileyim hiç beğenmedim ya. Okuyanlar bilir, konusu çok saçma. Şimdi ilk başta bir gelin bide damadımız var, buraya kadar sorun yok ne güzel işte evleniyorlar. Evlendikleri gün başka bir gelin ile damat daha evleniyorlar. Sonra, işte bu Nefes başka bir damatla yani Enes ile asansörde kalıyor. Sonra
Eminim bir çoğumuz ismimizden memnun değiliz. Ailelerimizin hayal gücü çok güçlü ama keşke bunu bizim üstümüzde denemeseler işte sakız sardunya ismi en tuhaf olan kız bu kadar tuhaf bir ismi olması pek hoş karşılanmıştır ve doğal olarak ismiyle eğlenen çok kişi oluyor bizim sakız sardunya da bundan bıkıp ismini hiç sevmiyor doğal olarak doğrusu
Çizgiler çiziyor, fırçayı üzerinde gezdiriyordu sanki yaşam öyküsünün. Sevgisizliğe aç donuk bir yüze, dünyaya getirmediği çocuğa karşı Annelik hissi veren bir Ressamın, şefkatli dokunuşunun resmiydi bu.
Duyguların karmaşası, insanlığın en alçak noktalarında inançların, mabetlerin aldığı darbeler...
Stefan Zweig "Satranç" kitabı ile bana çok farklı bir dünya kazandırmıştı. "Hayatın Mucizeleri" kitabı bana aynı sonucu vermedi elbette. Fakat kendisinin hayal dünyasında bulunmaktan, onun zihnini ziyaret etmekten hoşnut oluyorum. Tabiki diğer kitaplarında "Satranç" kitabında bulduğum hissi aramıyorum. Her kitap her insanda dünya oluşturamayabilir, lakin benim dünyamda her kitap dünya oluşturamasa da bir pencere oluşturuyor.
Yabancı bilhassa gayrimüslim yazarların kitaplarını okumayı gereksiz gören bir kesim mevcut. Bu kesime bir noktada katılmıyorum çünkü sadece klavyenin bir harfine basarak, bırakın cümleyi kelime dâhi oluşturabileceğimizi düşünmüyorum. Bunun yanında bir Müslüman olarak batı hayranlığından tiksiniyor, dengeyi oluşturmayı çok önemsiyorum.
Not: Kitabın baş kısımlarında hoşlanmadığım kısa bir bölüm var, bunu belirtmek isterim.
D ü n y a K l a s i k l e r i
Kitabın adı:Mustafa Kemal'in Romanı- 4
Yazarın adı:Yılmaz Gürbüz
Okuyanın adı:Nezaket Topal
Sayfa sayısı:453
Kitabımızın bu cildinde Kurtuluş Savaşı bitmiş Ankara başkent olmuş Hilafet kaldırılmış Kıyafet devrimi yapılmış Mustafa Kemal ve Latife evlenmiş hatta ayrılmışlardır. İsyanlar çıkmış bastırılmış Atatürk 'e suikast hazırlığı yapılmış ama başaramamışlardır.
Veeeeeee büyük gün gelip çatmıştır. Yani CUMHURİYET ilan edilmiştir. Halk büyük coşkuyla kutlar....
"Felaketler insanları,akılları başında olan milletleri daima azimkar hamlelere sevk eder. Biz Kurtuluş Savaşı'nda bu azmi gösterip düşmanı yendik ve uygar bir devleti,Cumhuriyeti kurduk. Cumhuriyet fazilet-i ahlakiyeye dayanan bir idaredir. Cumhuriyet fazilettir, erdemdir."
"CUMHURİYETİ BİZ KURDUK SİZLER YAŞATACAKSINIZ."
A T A M İ Z İ N D E N A Y R İ L M A Y A C A Ğ İ M A B İ R K E Z D A H A S Ö Z V E R İ Y O R U M
Ç o k ş ü k ü r b i t t i . K ı s ı m k ı s ı m o k u d u ğ u m , b e t i m l e m e l e r i n e y e r y e r k e n d i m i v e r d i ğ i m b e l k i b i r a z h a k s ı z l ı k y a p t ı ğ ı m f a k a t s o n s a y f a l a r ı n d a n z e v k a l d ı ğ ı m k i t a p s e n i d e i y i h a t ı r l a y a c a ğ ı m.
