Selamlar,
Internet'in daha sık kullanılır olmasıyla bilgi akışının hızlanması hepimizin şahit olduğu bir hakikat. Bununla birlikte, kirli bilginin de daha hızlı bir şekilde akarak pek çok zihinde yanlışların filizlenmesine yol açtığını da aynı emniyet hissiyle biliyoruz. Bu ikinci durumun bir yansımasını da Üstad'la alakalı
geldin mi şehrimize buğday benizli sonbahar
gökyüzü yine bulutlar bağlamış
deniz ürperiyor içini çektikçe rüzgâr
tarz-ı nevin yola çıkmış beşiktaş iskelesinden
akıntı ters geliyor
mavi sisler içerisinde üsküdar
istanbul yakasında minareler kalem gibi yükseliyor
ikimiz denize karşı yan yana oturmuşuz
ve plakta eski bir meyhane şarkısı
hıçkırıklı
Gerçekten hiç beklemediğim bir sondu , yani bu dillere destan aşkın büyle bitmesi....Aslında belki de böyle bitiği için bu kadar bükük bir aşk hikayesidir.
Aileler kavgalıdır.
Romeo başka bir kadına deli divane aşıktır. Ta ki Jülyet' ti güre ne kadar, ilk güreşte aşık olurlar birbirlerine...
Aşkları çok kısa sürer ve iki aileden de ölenler olur. Romeo Jülyet birbirleri için ölümü güze alırlar ve gerçekleştirirler. Onların ölümünden sonra aileler barışır Romeo ve Jülyet' tin heykellerini dikerler.
Romeo ve JülyetWilliam Shakespeare · Can Sanat Yayınları · 201860,1bin okunma
yağmurla birlikte yağdı saadet için ölenler
fırtına gözleriyle bulut bulut indiler
göğüsleri kalbur gibi delik deşik
delirmiş delirecekti kalbimiz
canımıza yetmişti beklemek
onlar konuştu biz dinledik
- saadet var olmanın büyük sebebi
saadet asırlarca bitmeyen hasretimiz
o size gelmezse siz ona gideceksiniz
mademki bir eylül akşamı yaseminler gibi
ve mademki tek dünya
tek yürek
Bir bulut kadar sessiz ve ağlamaklı Eleni... Çaresizlik içinde bekleyip durmak kadar yıkıcı olmuştu arayıp da bulamamak.
Bunca yıl dünya üzerinde ömür sürerek ne işe yaradık sanki..diye düşündü. Küçük bir çocuğun bakımsızlıktan ölüp gitmesine mani olamayan ucuz ve değersiz bir hayat uğruna mı çırpınıp durmuşlardı bunca zaman?
Attığı her
Evet, bunlar, Allah yolundaki gazaların madde plânında vurulup ölenler, Şehitler...
Bunların kazandığı büyük bir mâna ve azîm bir hayat var...
•
Ölmüşken ölmiyenln, yâni şehidin en güzel örneği Uhut 'Muharebesinde... 'Başta, şehitlerin
başbuğu Hazret-i Hamza... Ölmüşken ölmeyenlerin hakikatini Uhut Cengi getirdi.
Allah'ın Sevgilisi, Cabir Hazretlerine bu hakikati şöyle anlattılar:
«Allah herkese hicap arkasından, perde gerisinden hitap eder. fakat senin babana, arada perde ve hicap olmaksızın hitap etti ve dedi:
— İste, ne dilersen vereyim:
O da tekrar dünyaya gönderilmesini diledi. Allah yolunda bir kere daha öldürülüp şehitlik tadını bir kere daha tatmak için...
— Beni dünyaya reddet ki, dedi; senin için bir daha can vereyim, sana geleyim ve o sonsuz hazzı tadayım.
Allah, ezelî hikmetinde, dünyadan ayrılanların tekrar dünyaya dönmesine imkân yaratmadığını söyleyince:
—> Öyle ise, dedi; hâlimden ve saadetimden dünyadakilere haber ver.
Ve Allah âyetini indirdi.»
Âyet meali:
«Allah için can verenleri öldü sanmayınız! Onlar sağdırlar ve Rablerine yakındırlar. Rızıklanırlar ve Allah'ın, fazlından verdiği şeyde saadet bulurlar. Dünyada bırakıp gittikleri mü'minlerin
halleriyle de, onların Allah yolunda ölmelerini bekleyerek şevklenirler. Öyle bir hayatla sağdırlar ki, kendileri için ne korku kalmıştır, ne de hüzün.»
“Derdi dünya olanın dünya kadar derdi olurmuş”.
Ben de ‘fâilâtun’ vezninde şu mısraları yazdım:
Derdi dünya olanın dünya kadar derdi olur
Kul eğer dünyayı uhrâya satarsa can bulur
“geldin mi şehrimize buğday benizli sonbahar gökyüzü yine bulutlar bağlamış
deniz ürperiyor içini çektikçe rüzgâr
tarz-ı nevin yola çıkmış Beşiktaş iskelesinden akıntı ters geliyor mavi sisler içerisinde üsküdar
istanbul yakasında minareler kalem gibi yükseliyor
ikimiz denize karşı yan yana oturmuşuz ve plakta eski bir meyhane şarkısı hıçkırıklı
geldin mi şehrimize buğday benizli sonbahar
gökyüzü yine bulutlar bağlamış
deniz ürperiyor içini çektikçe rüzgâr
tarz-ı nevin yola çıkmış beşiktaş iskelesinden
akıntı ters geliyor
mavi sisler içerisinde üsküdar
istanbul yakasında minareler kalem gibi
yükseliyor
ikimiz denize karşı yan yana oturmuşuz
ve plâkta eski bir meyhane
BEKAR BİR ARİSTOKRAT
Bayan Storner’i muhakkak bir ölümden kurtardıktan sonra Baker Street’teki evimize döndük… Ertesi sabah aklıma, bir zaman yüksek sosyete dedikodu konusu olan Lord St. Simon’un evlenmesi olayı geldi. Bu evlenme ve neticesi, artık konuşulmuyordu. Unutulmuştu… Yeni yeni öyle rezaletler patlak vermişti ki, dört sene önceki bu
"Sekr" kişi ile aklı arasına giren, aklı gideren bir hâl demektir ki, aklı gideren sarhoş edici maddelere genel olarak "müskir" ya da "musekkir" adı verilmektedir. Bu kelime gazap, aşk, elem, dalgınlık veya bir acıdan ötürü gelen baygınlık için de kullanılmakta ve bu hâle de "sekr" denilmektedir ki, buradaki