Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
200 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 saatte okudu
Yazdığıma Pişmanlık duyduğum bir inceleme. Keşke olmasaydı
Sokrates'in Savunması
Sokrates'in Savunması
incelemesini, depreme savunmasız olarak yakalanan kardeşlerime atfediyorum. Ölüm bir gerçek ama yine de geliş şekli ürkütüyor bizleri. Bir avcının (ölüm meleğinin) sokaklarımızda, köylerimizde, şehirlerimizde bu kadar kolay avlanıyor olması insana ağır geliyor işte. Hepimiz ölecez, bu değişmez kanuna boyun eğecez elbet. Ama
Sokrates'in Savunması
Sokrates'in SavunmasıPlaton (Eflatun) · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202052,8bin okunma
210 syf.
·
Puan vermedi
Yaşamaya devam etmek zorundasın!!
Yaşamak gibi ucu bucağı olmayan genel bir kavramı tüm duygu depremleri ve kültürel çerçevesi içerisinde bize sunan Yu Hua’nın Yaşamak kitabı, 2016 yılında Bahar Kılıç tarafından dilimize çevrilmiş ve Jaguar Kitap tarafından basılmış. Fugui isimli yaşlı bir çiftçinin kendi ağzından hayat hikayesini anlattığı kitap, Fugui’nin gençlik yıllarında
Yaşamak
YaşamakYu Hua · Jaguar Kitap · 201633,4bin okunma
Reklam
I have a wish..
"[...] Ardından o saçma, pahalı kıyafetleri, sahte incileri ve mücevherleri, açgözlü çocuklara benzemeleri ama en çok da zengin erkeklere bağımlı hâle gelen kadınlar geliyordu akla. Sonra diğer kadınları düşündüm; gerçek kadınları, çoğunluğu, bir hizmetçi parası bile almadan hizmetçilere layık işlere sabır gösteren, ev işleri yüzünden anneliğin soylu görevlerini ihmal eden kadınları; dünya üzerindeki bu en önemli kuvveti ve onun kör, zincire vurulmuş, eğitimsiz, sıkıcı işlere mahkûm edilmiş oluşunu. Yaptıkları şeylere karşılık aslında neler yapabileceklerini düşündüm ve kalbim öfkeye hiç benzemeyen bir şeyle dolup taştı. Bütün gücümle kadınların, bütün kadınların kadınlığın ne olduğunu nihayet anlamasını diledim; gücünü ve gururunu ve hayattaki yerini anlamalarını; dünyanın anneleri olarak görevlerinin ne olduğunu görmelerini; yaşayan herkesi sevmelerini ve onlara değer vermelerini; erkeklerin ne kadar kötü olabileceğini görmelerini; yalnızca en iyilerini seçip daha da iyilerini dünyaya getirmelerini; insan olarak görevlerinin ne olduğunu görmelerini ve yaşama, çalışmaya ve mutluluğa kendilerini tamamen adamalarını diledim."
Amelde Sabır ve Israr’a Dâir Gavs-ı Sânî k.s.a Hazretleri hatme-i hâcegânı yaptırdı, sonra gözlerini kapatıp biraz bekledikten sonra size bir şey anlatacağım, dedi ve devam etti: Bu yol tertemizdir, bembeyazdır leke kabul etmez. Biz Şafii mezhebine göre amel ediyoruz. Bizim Şafii mezhebinin en büyük âlimi İbn-i Hacer'dir. O kadar büyük âlimdir ki, o kadar büyüktür... O ilim öğrenirken çok çalışıyordu, çok gayret ediyordu, amma anlamıyordu. Madem ki öğrenemiyorum, o zaman yaşlı anneme ve babama hizmet edeyim onlara bakayım diye niyetlenip, bu niyetini Seyda'ya söylemek için yanına çıktı. Seyda'ya: “Gurban ben çok çalışıyorum, çok gayret ediyorum amma bir türlü anlayamıyorum. İzin verirseniz bari gidip memleketteki yaşlı ve hasta olan anne ve babama hizmet edeyim.” dedi. Seyda'da Ona; “Doğru sen çok çalıştın, çok gayret ettin. Biz de senin için gayret ettik çalıştık amma olmadı. Madem ki öyle, gidebilirsin.” dedi ve ona izin verdi. İbn-i Hacer yola çıktı. Bir süre yürüdükten sonra yoruldu. Dinlenmek için yakında kayalık, gölgelik bir yere oturdu. Dinlenirken yukarıya baktı. Yukarıdan damlayan su damlalarının sert bir taş üstüne damlayarak o taşı deldiğini gördü. O büyük, acayip sert bir taştı. Bu su damlaları böyle sert bir taşı deldiğine göre ben de anlayabilirim, diye düşündü ve tekrar Seyda'sının yanına dönüp başından geçenleri anlattı. Devam ederek Şafii mezhebinin en büyük alimlerinden birisi oldu. Onun fetvası üzerine fetva veren de yoktur. Bu su damlaları yumuşak ve kuvvetsizdir amma devamlıdır. Çok çalışmak ve çok gayret etmek lazım. Takvayla amel etmek sadık olmak lazım.
Lenin
Emperyalistler Türkiye'yi soyup soğana çevirdiler, hala da soyuyorlar. Köylüler ve işçiler buna katlanamadilar ve baskaldirdilar. Sabır bardağı taştı, gerek Doğu halkları gerek biz emperyalist kuvvetlere karşı savaşıyoruz.
Sayfa 27 - Bir zamanlar TürkiyeKitabı okudu
(Sabır çanağı taştı )
Tahammül sınırlarının zorlandığı anlarda ağzımızdan dökülen bu sözün eskiden ciddî bir yaptırımı varmış ve ulu orta değil, nadiren söylenir; ama söylenince de ardında durulurmuş vesselam!..
Reklam
210 syf.
·
Puan vermedi
Kitap hakkında söylenecek çok şey var , gelin görün ki kitabı az önce bitirdim ve ağlıyorum.. Sevgili okurlar bu kitabı okuduktan sonra sevdiklerinizin değerinin kat ve kat artacağını göreceksiniz şimdi başlayalım Hayatınızı kaybedecek hiçbir şeyinizin olmadığı şekilde hayal edin. Maddi kaynağınız sonsuz, manevi beklentiniz yok, herkese
Yaşamak
YaşamakYu Hua · Jaguar Kitap · 201633,4bin okunma
SABIR TAŞTI DEYİMİ
Dilimizdeki "sabrımız taşıyor, sabrı taştı, sabrımı taşırma vb. deyimlerinin menşei budur. Tahammül sınırlarının zorlandığı anlarda ağzımızdan dökülen bu sözün eskiden ciddi bir yaptırımı varmış ve Ulu orta değil, nadiren söylenir ; ama söylenince de ardında durulurmuş vesselam!...
İki Dirhem Bir Çekirdek
İki Dirhem Bir Çekirdek
Sonra diğer kadınları düşündüm; gerçek kadınları, çoğunluğu, bir hizmetçi parası bile almadan hizmetçilere layık işlere sabır gösteren, ev işleri yüzünden anneliğin soylu görevlerini ihmal eden kadınları; dünya üzerindeki bu en önemli kuvveti ve onun kör, zincire vurulmuş, eğitimsiz, sıkıcı işlere mahkûm edilmiş oluşunu. Yaptıkları şeylere karşılık aslında neler yapabileceklerini düşündüm ve kalbim öfkeye hiç benzemeyen bir şeyle dolup taştı. Bütün gücümle kadınların, bütün kadınların kadınlığın ne olduğunu nihayet anlamasını diledim; gücünü ve gururunu ve hayattaki yerini anlamalarını; dünyanın anneleri olarak görevlerinin ne olduğunu görmelerini; yaşayan herkesi sevmelerini ve onlara değer vermelerini; erkeklerin ne kadar kötü olabileceğini görmelerini; yalnızca en iyilerini seçip daha da iyilerini dünyaya getirmelerini; insan olarak görevlerinin ne olduğunu görmelerini ve yaşama, çalışmaya ve mutluluğa kendilerini tamamen adamalarını diledim. ... Hiçbir şey olmadı.
Sayfa 42
Gerçek gücünü gördüm kadınların, gerçek itibarını, dünyadaki gerçek sorumluluklarını; derken beni eskiden deliye döndüren giysilerini ve davranışlarını gördüm. Baş meleklerin bostan korkuluğu kılığına girmesi gibi bir şeydi bu ya da gerçek atların atlıkarınca olarak kullanılması gibi. O yüzden bu işi halletmeye karar verdim. Nasıl başaracaktım
Sayfa 42 - İthaki YayınlarıKitabı okudu
Reklam
256 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
12 günde okudu
Sessizliği duya duya yaşadım, Hasretini doya doya yaşadım. Vuslat için çileleri kuşandım, Dayanmıyor yalnızlığa yüreğim, Seninle sonsuza yürüyeceğim. Gönül yangınlarım arşa ulaştı, Sabır ırmaklarım kükreyip taştı. Bizim sevdamıza fitne bulaştı, Dayanmadı ayrılığa yüreğim, Seninle sonsuza yürüyeceğim.
Kendimi Unutup Sana Ağladım
Kendimi Unutup Sana AğladımAhmed Günbay Yıldız · Timaş Yayınları · 2020613 okunma
Tam 40 gün oldu sen gideli.
Kırk günün ilk gününden başlayayım. Bir sabah uyandım ve sen öldün. Haber bana kuş olup ulaştı. Ecel kuşu diye bir kuş varmış, bilmiyordum. Haberi boynunda kara bir zarfla, o getirdi. Katladığın yerden açıp baktım, “Sevgilim ben öldüm hoşça kal” yazıyordu. Yaşasaydın sana derdim ki; “Yalnız hemşerim, bu haber sevdiğine böyle mi verilir?” O saatten
Filistinlerin içine sürüklendikleri bu teslimiyet håli uzun sürmeyecektir. Çünkü bardak taştı, düşman haddi aştı sabır da tükenmeye başladı...
Sonra diğer kadınları düşündüm; gerçek kadınları, çoğunluğu, bir hizmetçi parası bile almadan hizmetçilere layık işlere sabır gösteren, ev işleri yüzünden anneliğin soylu görevlerini ihmal eden kadınları; dünya üzerindeki bu en önemli kuvveti ve onun kör, zincire vurulmuş, eğitimsiz, sıkıcı işlere mahkûm edilmiş oluşunu. Yaptıkları şeylere karşılık aslında neler yapabileceklerini düşündüm ve kalbim öfkeye hiç benzemeyen bir şeyle dolup taştı.
sonra diğer kadınları düşündüm; gerçek kadınları, çoğunluğu, bir hizmetçi parası bile almadan hizmetçilere layık işlere sabır gösteren, ev işleri yüzünden anneliğin soylu görevlerini ihmal eden kadınları; dünya üzerindeki bu en önemli kuvveti ve onun kör, zincire vurulmuş, eğitimsiz, sıkıcı işlere mahkûm edilmiş oluşunu. yaptıkları şeylere karşılık aslında neler yapabileceklerini düşündüm ve kalbim öfkeye hiç benzemeyen bir şeyle dolup taştı.
Sayfa 42
96 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.