Kitabı ilk gördüğümde zihnimde bir yerde ona ihtiyaç duyduğumu sezinlemiştim. Ama o zaman sorsanız neden ve niçin ihtiyaç duyduğumu açıklayamazdım. Fakat şuan verdiğim sabrın ve emeklerin karşılığını bana çokça verdi diyebilirim. Keza okurken de uzun bir zamana yaydım çünkü içinde bol bol alıştırma ve egzersizleri barındırıyor...
Hepimiz
CUMA HUTBESİ
SABRIN SONU SELAMETTİR.
Dünya hayatında her insan yolcudur. Şu
fânî âlemde gelen gider, konan göçer. Her
birimizin cennete uzanan yolu, inişlerden ve
yokuşlardan, sevinçlerden ve zorluklardan
geçer. Umutlar kadar acıları da göze alarak
yolculuğa devam ederken, Rabbimiz bize
yüreğimizi telaştan, dilimizi şikâyetten
Öncelikle böyle bir kitabı nasıl anlatacağımı, yazılanları nasıl aktaracağımı bilemiyorum. Konunun hassasiyeti ve benim de konu hakkındaki altyapımın pek sağlam olmaması dolayısıyla, değerlendirmemde değindiğim konularda bir eksiklik veya bir yanlışlık olmuş ise şimdiden özür diler, tarafınızdan düzeltilmesini rica ederim. İki gündür çok etkisinde
beth'im
sabırla bekliyor gölgede
kutsal ışığın gelişini,
huzur dolu yüce varlığı
kutsuyor kederli yuvamızı.
halini kabullenerek ayak bastığı
derin ve kederli nehrin kıyısında
tüm fani hazlar, umutlar ve kederler kırılıyor dalga dalga.
tüm kaygılar ve ihtilaflardan azade, ellerimden uçup giden kardeşim, yaşamını güzelleştiren erdem
Öncelikle "Stefan Zweig" okumayı neden bu kadar geciktirdim diye kendime soruyorum."Satranç" okuduğum ilk kitabı oldu.Ve devamı da gelecektir.
Yetmiş sekiz sayfaya neler sığdırılabileceğini gösteren sayılı yazarlardan biri.
Satranca bakış açımız, aslında sadece oyun olmadığı, bir çok anlam taşıdığını Zweig kitapta çok güzel
Asıl sorun, baştaki dertlerin büyüklüğü değil, sabrın o dertlere yetmiyor olmasıdır. Zira sabır da bir nimettir ve her nimet gibi o da sınırsızca değil, miktarınca verilir. İnsan sabır kuvvetini gereksiz işlere dağıtır, şimdi ihtiyacı olan sabrı geçmişe ve geleceğe pay eder. Kaderindeki bütün musibetlere tahammül edebileceği güç ona verilmişken, bu gücü israf edip, dayanıksız bir biçimde musibetlerin karşısına çıkar. Oysa çekilen en büyük acıların, yaşanılan vakte düşen miktarı, hiçbir zaman verilen tahammüllün üzerinde değildir. Bir ayette, "Allah, kimseye kapasitesinin üstünde bir sorumluluk yüklemez" buyurulmuştur. (Bakara, 286)
Aslında satranç da bir bilimdi, bir sanattı, Hazreti Muhammet'in gökyüzü ile yeryüzü arasındaki boşlukta bulunan tabutu gibi, bu kategoriler arasında boşlukta dolanmaktaydı, karşıtlıklardan oluşma bütün çiftlerin bir defaya özgü birleşmesiydi; sonsuz eski, ama buna rağmen sonrasız yeniydi, kuruluşu bağlamında mekanikti, ama yalnızca imgelem
Sonsuz sabrın ve tefekkürün gücü, eleştirel ruhu sürekli nöbette olduğu için bunlar eğitimli bir insanın yapması gereken şeylerdir. Bu sabır ve dikkat her zaman aynı sonucu işaret eder, onları sürdürmek için insanın gerçeğe duyduğu tutku ve heyecanı her zaman baki olmalıdır.
Rıza:
İnsanın Allahın mükâfat veya sıkıntı olarak verdiği her olayı memnuniyetle karşılamasıdır. Sevdiğinden gelen olayları Cemal-Celal ayırmadan bir görerek mutlu olmasıdır.
Rıza Allahtan memnun olma sanatıdır. Hadiselerden memnun olma sanatıdır. Bütün dünya bir araya gelse beni ikiye bölseler yarımı zemzemle yıkasalar diğer yarımı da