"Aşk, bir bedende iki kişi."
“Ey aşk...! bir mucize gerçekleştir şimdi
Şapkandan bir kumru havalansın
Bana öyle büyük ki bu kalp,
Gelsin yüreğime yuvalansın”
Kitabı okurken sımsıcak bir yürek buldum. Yaşam kavgasının molalarında, sıcacık bir poğaça, buğusu üstünde demli bir çay, sevgi ve vefayla beslenmiş hoş bir muhabbet, zifiri
Ve bitti!
Öyle bir ikilemdeyim ki şimdi...
Bir tarafım neden bu kadar geç kaldım diyor, bir tarafım nereden okudum seni!
Ben şimdi nasıl unuturum okuduklarımı ve nasıl devam ederim eskisi gibi!
Nereden başlayacağımı, nasıl başlayacağımı bilemiyorum. Okurken nasıl okuyacağımı da bilemedim. Dinlene dinlene okudum eseri. Daha iyisi gelmedi elimden.
YouTube kitap kanalımda Victor Hugo'nun Notre Dame'ın Kamburu ve diğer kitaplarını nasıl daha bilinçli okuyabileceğinizi anlattım: ytbe.one/nYN27KVPeFY
Keşke dünyaya yeni bir kitap puanlama sistemi getirilseydi de bu kitaba 10 üzerinden 10 değil, henüz icat edilmemiş o sayı sistemiyle birlikte sonsuz bir puan
Sahi nedir Oblomovluk?
Salt tembellik olarak adlandırabilir miyiz? Yoksa kurulu düzene karşı bilinçli olarak hiçbir şey yapmamaya odaklanarak bitip tükenene kadar kendi içine kapanmak mıdır?
Bu kitabı okuyup da oblomovluk kavramıyla meşgul olmayan, kendinde oblomovluk belirtisi var mı diye düşünmeyen yoktur sanırım. Biraz şakayla karışık, biraz
Normalde 3+1 evimin bir odası hobi odasıydı ve geçen hafta mobbingin zirvesini yaşadığım bir haftaydı. Yorgun argın eve adımlarken bu dükkanın kiralık olduğunu gördüm. Önünde 5 dakika durup düşündükten sonra dedim ki neden olmasın? 😂 Atölye tarzı bir dükkan açma kararı almam ve dükkanı işleve geçirmem sadece 5 günümü aldı 😂 daha bir çok işi var bitmiş değil ama paylaşmak istedim, alırım bir hayır duanızı 😂
ANAΓKH
Yunanca’da ‘önüne geçilemez kader’ anlamına gelen bu kavram, bu altı yüz elli küsür sayfalık başyapıtın, fitilini ateşleyen kıvılcımın ta kendisi.
Sözcük; bizzat Victor Hugo tarafından farkedilmiş, bakımsız hali insanda merhamet uyandıracak saygınlıkta bir kilisenin; belli ki Ortaçağ’da haksız yere yargılanıp katledilmiş günahsız bir
Oysa on beş dakikalık tempolu bir yürüyüş bile bedenine fazla gelebiliyor. Çünkü yorgun değil, mutsuzsun. Şikayet etmeye devam edersen birilerinin sana sihirli bir değnek dokunduracağını düşünüyorsun. Değnek yok, sadece değişim ve olumlu düşüncenin gücü var.
'Sevgili dost, bir kitabı okurken insanın canı acır mı?..'
Acıdı... 9 yaşındaki Cahide ve Kaya. İkisi de 9 yaşında. Hani herkesin dünyasının renkli vakitleri; cıvıl cıvıl, parlak, rengarenk... Ama bu çocukların dünyası karanlık sulara gömüldü. Son saatlerinde gördükleri mavi renk yuttu ve siyaha götürdü onları. Mustafa Bal, 9 yaşındaki kızı
Hep merak ediyoruz, "İnsansız dünya nasıldı," diye. Peki şunu hiç düşündünüz mü: Dünyasız insan nasıl olurdu? Kulağa garip geliyor değil mi? Gelmesin! Ona doğru sürükleniyoruz çünkü!
Dünyada yaşam milyonlarca yıl önce başladı ve insan dünyaya geldi... Milyonlarca yıldır varlığına devam eden birçok canlı bir bir yok olmaya başladı.
NOT: lütfen kopyalamayınız telif hakkı içerir!
Size yıllar önce tanıdığım ama hikâyesini henüz yeni öğrendiğim bir kadından bahsedeceğim. Bu kadınla bir mezarlıkta tanışmıştım. Ağlıyordu. Bir yakınını kaybetmişti sanırım. Yanına gittim ve baş sağlığı diledim. Yüzüme baktı, gülümsedi. Çok ama çok güzel gözleri vardı. İnsan gözlerine bakınca
Esra Kurt kardeşimizin yaptığı ( #30997659 ) Mehmet Uzun etkinliği vesilesiyle yazılacaktır. Kendisine bu vesileyle teşekkür ediyorum. Böyle güzel bir etkinliği yapan yoğun duygulara sahip kendisi incelememizi okumasın. (Bu şaka tabi) :)
Bazı kitaplarda olduğu gibi biz de yazımızda bir