İrade gücü ile küstahlık arasındaki çizgi bulanıktır,.dedim
Ne yazık ki değiştirelemez bu, dedi. İradeye güç ver biraz, kör olur. Güç sahibi insanların ayak parmaklarını göremeyecek denli kendileriyle dolup taşmaları gibi
Şimdi acının ne olduğunu gerçekten biliyordum.Ayağını bir cam parçasıyla kesmek ve eczanede dikiş attırmak değildi bu.Acı,insanın birlikte ölmesi gereken şeydi.Kollarda,başta en ufak güç bırakmayan,yastıkta kafayı bir yandan öbür yana çevirme cesaretini bile yok eden şeydi.
"Öyleyse o şeyden bir daha söz edilmeyecek demektir."
"Neyden?"
"Mangaratiba'dan."
"Daha iyi."
Sonra Seu Ladislau'dan,kendisine o kadar söz verdiğim halde,Portuga'nın,gece geç vakit ve ancak Mangaratiba'nın geçişinden sonra eve döndüğünü öğrendim...
İnsanoğlu için açgözlü denmiştir her zaman.Elindekiyle yetinmeyip hep daha fazlasını istediği söylenir.Bunlar küçümseme dolu eleştiri niteleğinde söylenmiş sözlerdir oysa istemek insanın en büyük yeteneklerinden biridir ve onu, bulduğuyla yetinen hayvan türlerinden üstün kılar.
İnsanın iyi olmak için akla ihtiyacı yoktur. Hatta bana zaman zaman bunun tam tersi olmalı gibi gelir. Çok zeki birini ele al, hemen hiçbir zaman iyi biri olmadığını görürsün.
Birinden korkunca ondan nefret edersiniz ama boyunada düşünüp durursunuz onu kendi kendinizi aldatırsınız; aslında kötü değildir dersiniz ama onu görünce, tıpkı nefes darlığına tutulmuş gibi olursunuz, soluk alamazsınız.
sivil bir şahsiyet olarak neden savcı rolü oynayacak mışım ki: meslek seçmem gerekiyorsa savunma cephesinde olmayı yeğlerim. Şahsen insanları mahkum etmektense anlamak beni daha mutlu kılar.
Bir kez kendini bulmuş olan kişinin bu yeryüzünde yitirecek bir şeyi yoktur artık. Ve bir kez kendi içindeki insanı anlamış olan bütün insanları anlar.
Dünyada onun gibi insanlar daha çok olsaydı, sen ve ben bu meslekten kazandığımız paralarla kurdele alım satımı veya buna benzer bir işe el atabilirdik.