Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Efendimiz'i(s.a.v) sevmek, her şeyi ile ama her şeyi ile O'nu razı ve memnun etmekle mümkündür. Rabbimiz, alemlere rahmet olarak gönderdiği son elçi ile müminler arasında ki hukuku netleştirme adına çokça bilinen, ancak hep eksik anlaşılan bir ayette şöyle buyurmuştur: "Allah ve melekleri Peygamber'e salat ederler! Siz de
Sayfa 50 - Siyer yayineviKitabı okudu
Namaz Konusu
Namaz hakkında araştırmacılar ikiye bölündüğü gibi, Alevi toplumunda da ortak bir görüş bulunmamaktadır. Araştırmacılardan bir kısmı Alevilikte beş vakit namazın olmadığını, bunun yerine "halka namazı" olarak adlandırılan cem ibadeti olduğunu iddia etmişlerdir. Son zamanlarda birçok kişi Halil Öztoprak adlı birinin yazdıklarından
Sayfa 258 - KRİPTOKitabı okudu
Reklam
"Risaletin ilk yıllarından itibaren var olan namazın dua formunda olduğunu (ilk beş yıl) ve beşinci yıldan sonra rükülü - secdeli ibadet şeklıni/formunu aldığını görüyoruz. (salât kavramı ekîm/ikâme fiiliyle kullanıldığnda - yaklaşık kırk sekiz âyette) Bütün bu hususlar dikkate alındığında,' namaz/salât olarak isimlendirilen ibadettin adeta ilahi hatta beşeri dinlerin bile ortak ibadet şekli olduğunu söylemek mümkün." •İsrafil Balcı/ Hz. Peygamber ve Namaz
Hz. Peygamber'in “Bana yeryüzü mescid yapıldı ve temiz kılındı.” (Buhârî, Teyemmüm, 1; Salât, 56.] hadisinden hareketle söylemek gerekirse, ilk dönemde mescid kavramı, sadece kapalı bir alanı değil, namaz kılmaya müsait olan ve bu amaçla kullanılan her yeri ifade ediyordu. Hz. Peygamber'in Ranuna vadisinde namaz kıldığı yer, daha sonra Benî Salim mescidi olmuştur. Allah Resûlü bir yere gittiğinde, yolda namaz kıldığı yerleri belirlerdi. Temizlediği ve etrafını taşlarla çevirdiği bu yerler, Hz. Peygamber'in mescidi olarak anılırdı.
[Namaz için kullanılan] "salat" kavramı sözlükte, dua, rahmet ve istiğfar anlamına gelmektedir.
Hz. Peygamber’in “Bana yeryüzü mescid yapıldı ve temiz kılındı.” [Buhârî, Teyemmüm, 1; Salât, 56.] hadisinden hareketle söylemek gerekirse, ilk dönemde mescid kavramı, sadece kapalı bir alanı değil, namaz kılmaya müsait olan ve bu amaçla kullanılan her yeri ifade ediyordu.
Reklam
Meselâ, Arapça salat demedik, Farsça namaz dedik. Savm demedik, Farsça'dan rûze'yi oruç şeklinde Türk sesiyle aldık. Peygamber, abdest ve günah gibi daha onlarca kavramı Farsça'dan aldık. Allah-Tanrı karşılığı Hüdâ kelimesini de onlardan aldık.
Sayfa 240Kitabı okudu
Salat kavramı
Arapça metinlerde "salât" İslami dönemde namaz anlamında kullanılmaya başlanmıştır. Kısacası cahiliye Arabi "salât" kavramını kullanıyor ve biliyor olmasına rağmen bu kavramı kullanırken bugün bizim "namaz" dediğimiz ibadeti kasdetmiyordu. Zira bu ibadeti kılmıyor ve de bilmiyordu.
Sayfa 144Kitabı okudu
Mekkî sûrelerde yaklaşık 20 farklı âyette salât kavramı ekîm-îkame fiiliyle birlikte kullanılır ve bunların tamamı namaz kılmayı ifade eder.
Sayfa 22 - Ankara Okulu YayıneviKitabı okudu