Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Refik Amca'nın hüzünlü hikayesi... İhtisasımın sanırım ikinci senesi... Kanser polikliniğinin çömez asistanıyım, Üzeri kan, idrar, balgam vs lekeleriyle süslü buruşuk mavi takımımla geceleri nöbet tutuyorum, gündüz polikliniğin işlerinde koşturuyorum. İki günde bir de insani bir saatte çıkabilirsem eğer hastaneden eve gidip uyumaya çalışıyorum.
Gigi ve Momo'nun bir masalı
"Bana bir masal anlatır mısın?" diye Momo yavaşça bir dilekte bulundu. "Peki" dedi Gigi. "Kimi anlatsın masal?" "Momo ile Girolama'yı en iyisi..." diye karşılık verdi Momo. Gigi biraz düşündükten sonra sordu: "Adı ne olsun?" "Belki Sihirli Aynanın Masalı?" Gigi başı ile olur dedi:
Reklam
842 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Bu bir kitap incelemesinden çok, kitaba duyduğum aşkın cümlelere dökülmüş hali sanırım.Bir kitabı kocaman kucakladığınız oldu mu hiç? Karakterlerine daha yakın olabilmek için sıkı sıkı sarıldığınız ya da bitmesin diye yavaş yavaş okuduğunuz? Shantaram ile aramdaki ilişki tam olarak böyle ifade edilebilir. Gregory David Roberts beni aldı ve Bombay'ın orta yerine koydu. O anlattı, ben yaşadım. Nihayetinde, sözün özü nefis bir yolculuktu. Bir yazarın hiç bilmediğiniz bir şehirde anlattığı hikayelere sizi de ortak etmesi ne büyük bir mucize.
Shantaram
ShantaramGregory David Roberts · Artemis Yayınları · 20221,604 okunma
Milla&Jimmy
Saat altıda Harrison Caddesi’ndeydim, yaşlı kadın yine çaydanlığının başındaydı. ... Bana bakarken bir an için ikimiz de birbirimizin içinde kaybolduk. Kim olduğumu merak etti; sadece bir an için. Sonra yüzünde beliren çarpıcı bir anlayışla gülümsedi. İnanılmayacak kadar sıcak bir gülümsemesi vardı. “Geleceğini biliyordum, Jimmy,” dedi.
Sayfa 64 - Martı YayınlarıKitabı okudu
Çay
​Bugün çok eski bir arkadaş aradı, görüşelim dedi. Kıramadım gittim. Çok matrak çocuktur baya güldük. Anlattı uzun uzun. Bende dinledim.. Çok güzel gidiyordu muhabbet. Nerden geldiyse aklına seni sordu.. Yani o seni bilmiyor. Biri var mı hayatında dedi, Sen geldin aklıma.. Ne güzelde gülüyorduk oysaki.. Durdum önce.. Çaydan aldım bir yudum; “yok” dedim “ hayatımda kimse yok.” Anladı herhalde, iyi tanır zaten beni, Soruyu düzeltip yeniden sordu, “Aklında kimse var mı? Kalbinde? “ dedi. Çayım bitmek üzereydi, ben ise hala cevap verememiştim. Ne demeliydim senin için? Çünkü aklımda sen değilde; bir başkasının kollarındaki fotoğrafın vardı.. Çayın çöpü geldin birden ağzıma. O ise, gözlerime bakmış cevap bekliyordu.. Garsona döndüm ve “ Bir büyük çay daha “ dedim. Konuşmaya niyetim yoktu. Sanırım bir arkadaşımı daha kaybetmiştim, sırf seni hatırlattı diye.. Sahi ya, seni nasıl kaybetmiştim? Çay ısmarlayacak param yok diye miydi? Burak POLAT
168 syf.
10/10 puan verdi
·
17 günde okudu
Benim yapımda kişisel gelişim kitaplarına karşı antipati bulunmakta. Ben bunun-kişisel gelişimin,hareketlerin,davranışların- kitaplardan öğrenilmesinden çok yaşayarak veya gözlemleyerek öğrenilmesi kanısındayım. Genel olarak bu tarzda kitaplar okuduğumda; "evet, evet yazar çok haklı bence de böyle olmalı" deyip hayatımda herhangi bir
Küçük Şeyler 1
Küçük Şeyler 1Üstün Dökmen · Remzi Kitabevi · 20136,2bin okunma
Reklam
ARDIÇ AĞACI...
Ankara' da işim uzamıştı. İstanbul'a dönüş için aldığım biletimi değiştirmem gerekiyordu. Öğle arasında Sıhhiye'deki otobüs yazıhanesine gidip biletimi erteletmek için acele ediyordum. Kalabalıkta koşarak yazıhaneye ulaşmaya çabalarken çarpıştık o yaşlı adamla. Sendeledi; elindeki büyük sepette bulunan tahta kaşık, maşalar yola saçıldı. Sanırım
2007 yılında, Salzburg’un merkezine kurulmuş bir fuarın gece bekçiliğini yaparken tanışmış olduğum bu kişinin adı Mansur idi ve aslen Yemenli bir mülteci idi. Onu daha evvelden de görüyordum, ancak kim olduğunu bilmiyordum. Mansur, Salzburg merkezinde ne kadar bina varsa akşamdan sabaha kadar defalarca volta atarak elindeki cihazla bu önemli
Salzburg’da mekân mekân dolaşıp gül satanlar genelde Mısırlılar idi. Bu gül satıcılarının en sevileniyse herkese Habibi dediğinden ötürü adı Habibi olarak anılan bir Mısırlı idi. 50 yaşlarında samimi gülümsemesi ve kırık Almancasıyla mekânları dolaşıp gül satan bu adam Mısır’dan geleli çok olmamıştı. Kısa sürede herkesin gönlünde taht kurmuştu.
249 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
13 günde okudu
Selamünaleyküm gönül dostları.... Sevgide güneş gibi ol, Dostluk ve kardeşlikte Akarsu gibi ol, Hataları örtmede gece gibi ol, TEVAZUDA TOPRAK GİBİ OL,
Toprak Gibi Ol
Toprak Gibi OlMevlana Celaleddin-i Rumi · Gece Kitaplığı · 201447 okunma
Reklam
Olay şöyle oldu Hakim Bey ben anlatayım en baştan; İnsan çocukken, anasında babasında ne yoksa onu arıyor demek ki. 14-15 yaş da çocuk yaşı bence. Annem sürekli bir evi çekip çevirme telaşında, baba desen ne iş bulsa onun peşinde, kolay değil evde kaç nüfus onun eline bakıyor. Yani evde a’federsin aşk yok Hakim Bey. Zaten daha yeni genç
Her aşkın sonu güzel bitmez Bazı aşkların diyeti kandır....
Metin sefanın asker arkadaşıydı aynı durakta taksi şoförlüğü yapıyordular duraklarının karşısında bayan kuaförü vardı ve sevgi burada çalışan kızlardan biriydi Metin sevgiye tutulmuştu daha ilk gördüğü günden itibaren aşık olmuştu fakat bu aşkı kendinden başka kimseye söyleyemedi Günler birbirini kovalarken sefa metine aksam konuşalım kardeşim
430 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
25 saatte okudu
Herkese merhaba! Sanırım yorumlayacağım en zor kitaplardan biri diyorum ya hep size . Bu kitapta işte onlardan birisi . Arkadaşımın tavsiyesi ile almış olduğum bu kitap bana ; gerçek anlamda insanlığın ne olduğunu , bazı milletlerde malesef ki kadınların nasıl ezildiğini , savaşın ne kadar gerçek olduğunu anlattı. Yazarımızın diğer kitaplarını okurkende çok sarılmıştım. Ama bunda en derinimde hissettim her bir acıyı. Birbirlerinden farklı olan kadınların hikayeleri, hepsinde bir güç var aslında. Kalemi o kadar güçlü ki Khaled Hosseini’nin ne yazsa okurum diyorum artık. Elinizde akıp gidiyor. Dili çok sade. Anlatımı akıcı. Puntoları küçük değil ve en önemlisi gözlerinizi yormuyor. İçiniz parçalana parçalana okuyorsunuz. İşin kötü tarafı ise bunların gerçek olduğunu bilmek. Gerçekten bunları yaşayan kadınlarımızın olması. Meyrem gibi bir sürü kadın olması. Kısacası bırakamıyorsunuz ya. Ne olcak ne bitecek diye düşünüyorsunuz sürekli. Kitabın konusu ise Afganistan'ın en iyi döneminden en kötü dönemine geçişine şahit oluyoruz . Zor şartlarda iki kadının birbirine olan inancına hatta birlik verip mücadelelerine de şahit oluyoruz. Her sayfasında gözyaşı bırakacağımız bir kitap. Hayatımda derin iz bırakan, beni büyüten kitaplardan birisi -ki ben her zaman bu tarz kitaplarla karşılaşmıyorum. Meyrem, Leyla, Raşit, Tarık daha ismi saymadıklarım. Hepsinin ayrı hikayesi var. Okuyun okutturun ya gerçekten daha fazla ne diyebilirim ben bilemiyorum. Anlatmaya devam edersemde spoileri verecek gibi hissediyorum. Mutlaka ama mutlaka bir şans verin. Kitapla kalın.
Bin Muhteşem Güneş
Bin Muhteşem GüneşKhaled Hosseini · Everest Yayınları · 2020100,6bin okunma
294 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.