- Genç Türk ozanlarının en büyük talihsizliği sizce nedir?
- Coşkularının akıllarını bastırması. Kimisi içerik yönünden,
kimisi biçim yönünden coşkulu. Sanıyorlar ki, ağırlığı bu coşkuya
verirlerse, ortaya has bir şiir çıkar. Yanılıyorlar. Şiir, heyecanla
aklın dengesini içerir. Heyecan, duygusal düzeydeki izlenimleri
yoğunlaştırırsa, akıl bilgi düzeyindeki verileri şiire katar. Böylece
ortaya nesnel gerçeğin öznel estetik bileşimi çıkmış olur.
Çocuklar, işin bilgi yanını kaytarıyor, daha doğrusu benzemeye
özendikleri ustalardan kopya çekiyorlar. Ya da, bilgiyi şiirsel bilgi
diye değil de, didaktik bilgi diye alıyorlar. Olur mu hiç? Öyle
genç ozanlar tanıdım ki, on dokuz yaşında Marx'ı, Engels'i
okumuş, Bayburtlu Zihni'yi bilmez, ya da iyi kötü ozanlarımızı
tanır, toplumsal gerçekten haberi yok. Bu İkinciler daha çoktur
sanırım.