Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
126 syf.
9/10 puan verdi
Ümmetçilik mi, Türkçülük mü?
Pantürkizm, Balkanlardan Asya steplerine kadar uzanan geniş coğrafyada yaşayan Türklerin birliğini yani "Büyük Türk Birliği" ilkesini savunan, temsilcisi olmaktan onur duyduğum izmdir. Pantürkizm, İslam sosu başta olmak üzere bütün izmlerden arındırılmış saf Türklüğü tanımlar. Gurur duyduğumuz Teşkilatı Mahsusa'nın da kuruluş
Üç Tarzı Siyaset
Üç Tarzı SiyasetYusuf Akçura · Ötüken Neşriyat · 20182,276 okunma
Gök kubemizi 1923 te çaldılar… Harf İnkilabı isimiyle
Kendi Gökkubemiz Yahya Kemal Merhum'dan mülhem bir ifade. Biz Gökkubemizi nerede yitirdik, ne zaman yitirdik, nasıl yitirdik... …bunu buna başlayalım mı…? Bu soruyu sormak bile aslında, bu yolculuğun ilk adımlarından biri olmalı. Çünkü birçok insan Gökkubemizi kaybettiğimizin bile farkın da değil. Önce meseleyi doğru ortaya koymak lazım.
Reklam
Sankt-Rochus Ayini hakkındaki yazı yazıldığı dönemde Goethe, İslam Şark'ı üzerine intensiv araştırmalar yaparken, Spinoza'nın temel düşünceleriyle tekrar karşılaşmıştı; bu düşüncelerini o, ilerideki Doğu Batı Divanı hedefi için yıllardan beri geliştiriyordu. Burada o, Arap peygamberin öğretisindeki birçok şeyi kendi düşüncelerine akraba buldu. Özellikle kadere ve Allah'ın iradesine mutlak teslimiyet yönündeki Kur'an'ın emri sanki şairin ruhundan konuşulmuştu. Burada da İslam, Spinoza'nın felsefesiyle uyum içerisindeydi. Bundan böyle Goethe, İslam'ın bu öğretisine atıfta bulunduğunda, eserlerinde ve mektuplarında sık sık dile geldiği üzere, bir formül gibi bu tabire yani "Allah'ın iradesine mutlak teslimiyet"e ihtiyaç duyuyordu.
Ebrar 2126
Ebruar kavramını veya Ebruarı bunların nasıl kimseler olduklarını el alacağız, konuşmaya çalışacağız Ebruar her ne kadar Türkçe'ye bir isim olarak geçmişse de aslında Arapça eril bir çoğul yani Ebruar iyiler demek Bu kekili bunun Ber veya Ber ayette geçtiği üzere Cenab-ı Hak Hz. Yahya için o Ber ile bir valideyhi Olem yakın Cebber'in
1. BÖLÜM SAİD NURSÎ, NUR RİSALELERİ VE İLİM 1.1. SAİD NURSÎ’NİN TAHSİL HAYATI Risale-i Nur müellifinin tahsil hayatı üç aydan başka mevcut olmadığı halde (...)10 Evet o zât (Said Nursî) daha hal-i sabavette iken ve hiç tahsil yapmadan zevahiri kurtarmak üzere üç aylık bir tahsil müddeti içinde ulûm-u evvelîn ve âhîrine ve ledünniyat ve
- «Peki böyle bir vakitte ve niçin Kur'an okunuyor?» O zaman bana «bir yaşıma daha girdim» dedirtecek kadar acayip bir şey anlattılar. Ailenin (veya ailelerin) en büyüğü olan adam, öldükten sonra kıyamet günü gelinceye kadar ruhuna Kur'an okunmasını vasiyet etmiş. Bunun için yetecek kadar serveti vakfetmiş. Onun için her gün sabahtan akşama kadar durmadan Kur'an okunuyor. Meğer benim kulağıma gelen ses bu okunan Kur'an sesi imiş. Kur'an okunan yeri görmek istediğim için beni Kur'an odasına götürdüler. Bu oda, penceresi bir yanı açık dikdörtgen biçimi binaların ortasındaki meydana nazır. Kur'an okuyan adam bu pencerenin içinde okuyor, böylece hepsi Kur'an sesini duyuyorlar. Odada 12 tane hasır var. Her hafız pencerede okuyor bir saat. Onun sırası bitince başka bir hafız alıyor; sırası biten hafız gidip hasırının üstüne uzanıyor. Yemek zamanlarında uşaklar tabla getiriyorlar; boş olan hafızlar, Kur'an okunadursun, yemeklerini yiyorlar. Yan gülmekten, yarı hayretten çatlayacağım. Sanki Amerikan «mass production» usulü ile Kur'an okuma. Bilmem hiç bir Müslümanın aklına böyle bir şey geldi mi? Acaba adam hayatında böyle seri halinde günah mı işlemişti ki ahirete gidinceye kadar mezarında Kur'anın sayesinde kendini cennete hazırlamayı düşünmüş?
Sayfa 160 - Çağdaş Yayınları
Reklam
Lafızlarla aldanan sufiler
Diğer bir kısmı ise, mükâṣefe ilmine sahip olup, Hak'ki müşahede ettiklerini, makamları geçtiklerini, şühûdun özüne ulaşıp, bağlandıklarını ve kurbiyet makamında olduklarını iddia ederler. Oysa ne kurbiyet ne de ona ulaşma hakkında lafız ve isimden başka bilgisi olmadığı halde bir kaç kelime bellemiş, onları tekrar eder durur. Bunun gelmiş geçmiş bütün insanların ilimlerindeki en üstün mertebelerden olduğunu zanneder. Bunun için de bırakın avamı, fakihlere, Kur'ân okuyanlara, hadis âlimlerine ve diğer âlimlere küçümseyici gözle bakar. Hatta çiftçi zirâatini, dokumacı işini gücünü bırakarak günlerce onların peşine takılır ve bu asılsız sözlere kulak verir. Onları öyle tekrarlar durur ki, sanki vahiy gelmiş de konuşuyor zannedersin. Bir takım sırlardan haber verir, bununla bütün âbid ve âlimleri hakir sayar. Âbidler hakkında, "Kendilerini yoran ücretli işçiler!"; âlimler için, "Onlar hadisle, haberle iştigal etmekle hakikatten uzak kalmıştır." derler. Kendisinin Hakka vâsıl ve yakınlardan olduğunu iddia eder. Halbuki Allah katında o, günahkâr münafıklardan, kalp erbabı nezdinde ise ahmak câhillerdendir. Doğru dürüst hiç bir bilgisi yoktur, hiç bir huyunu düzeltmemiş, hevasının peşine takılmayı ve hezeyan ardına düşmeyi bırakıp, kalbini kontrol adına hiç bir şey yapmamıştır. Şayet kendisine fayda verecek işlerle meşgul olsaydı onun için daha faydalı olurdu.
Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) ile beraberdik. Gözünü semaya dikti. Sonra: "Şu anlar, ilmin insanlardan kapıp kaçırıldığı anlardır. Öyle ki, bu hususta insanlar hiçbir şeye muktedir olamazlar!" buyurdular.Ziyad İbnu Lebîd el-Ensârî araya girip: "Bizler Kur'an'ı okuyup dururken ilim bizlerden nasıl kapıp kaçırılır? Vallahi biz onun hem okuyacağız, hem de çocuklarımıza, kadınlarımıza okutacağız!" dedi. Resulullah da: "Anasız kalasın, ey Ziyad, ben seni Medine fakihlerinden sayıyordum. (Bak) işte Tevrat ve İncil, yahudilerin ve nasranilerin elinde, onların ne işine yarıyor (sanki onunla amel mi ediyorlar)?" buyurdu.
Televizyon şakıyınca başını kaldırıp baktı. Alper'e okulunun yeşilliklerini anımsatan ormanlık bir alanda mavi gözlü bir siyah kuş... Arka vokallerde görünen ve görünmeyen sayısız canlının sesi... Mavi gözlü siyah kuşun diğer sesleri bastıran ötüşü... Doğanın sahnesinde doğanın şarkısını söyleyen rengârenk kuşlar... Alper'i öykündüren
Sayfa 83 - Sözler: Soruyor ne imiş aşkta mukadderKitabı okudu
192 syf.
·
Puan vermedi
Sıffîn Savaşı'nda Şam ordusu, hilafet ordusuna karşı mağlup olacaklarını anlayınca Amr ibn'ul Âs'ın fikriyle mızrakların ucuna Kur'an yaprakları geçirmişlerdi. Şamlılar yapı itibariyle yazılı kültüre daha aşinaydılar ve Mushaf ile Kitap arasındaki farkı aslında biliyorlardı. Ancak hilafet ordusu Allah'ın dinine savaşıyor
Kelimelerin Kalbi
Kelimelerin KalbiAhmet Turgut · Kapı Yayınları · 201878 okunma
Reklam
Hey gidi SAYGISIZ!
Muazzez İlmiye Çığ yazmış: Dün gece geç saatte kişinin biri boyundan büyük söz etmiş: “Türkçeden arapça ve farsça sözcükleri çıkarırsanız Türkçe kalmaz!” Gibi köksüz bir söz savurmuş… Bayramı da unutmamış, kutlamış. (Önce yine farsça, arapça sanılan
192 syf.
8/10 puan verdi
Uzun zamandır bu tarz bilgi dolu, söylev tarzında bir kitap okumadığım için -
Seneca
Seneca
hariç- düşüncelerimi toparlamakta biraz zorlanıyorum açıkçası. Fakat böyle bir kitap ve böyle değerli bir çeviri bir incelemeyi hak ediyor bence, o yüzden bir not düşmeliyim buraya~ Öncelikle kitabın da adı olan "aptallık duvarı" ifadesini çok beğendim
Aptallık Duvarı
Aptallık DuvarıYoro Takesi · Denizler Kitabevi · 20214 okunma
"Âkif Bey o günlerde, millî dînî şahsiyetin en önde gelen temsilcisi idi. Böyle olduğu için de, bu şahsiyeti yok ederek tamamen batılı olmaya azm etmiş bulunan yeni rejim liderleri için önemli bir tehdit oluşturuyordu. Kendisine maaş bağlanmak şöyle dursun peşine polis takılıp takip ettirilerek, rahatsız edilmekteydi. Memleketi terk etmesi için, sanki elden gelen yapılıyordu."
Sayfa 4 - Şule YayınlarıKitabı okuyor
144 syf.
·
Puan vermedi
ilk defa diğer okuduğum kitaplarına göre farklı bir hayat hikayesini ele almış . Babası tarafından dini eğitimden uzak , her istediği yapılan bir kız olarak yetişen Buse, Enes adındaki dinine bağlı genç bir hocaya aşık olur . Bu olaylar başörtü yasağının olduğu , dini faaliyetlerin yasaklandığı bir dönemde gerçekleştiği için Enes hocanın yaşadığı
Kapına Geldim
Kapına GeldimHalit Ertuğrul · Nesil Yayınları · 2020267 okunma
Bursa'da Zaman
Bu gün Bursa Yeşil Türbeyi Gezdik , Siz 1k Ailesi ile paylaşmak istedim Yeşil Türbe ile ilgili manzaraları
Kemal Kartal
Kemal Kartal
*** Bursa'da bir eski cami avlusu, Küçük şadırvanda şakırdıyan su; Orhan zamanından kalma bir duvar... Onunla bir yaşta ihtiyar çınar Eliyor dört yana sakin bir günü. Bir rüyadan arta kalmanın hüznü İçinde gülüyor bana
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.