Her sayfasında ayrı bir kriz geçirdim öyle böyle değil Fallon’un hareketleri öyle mantıksızdı ki anlatamam böyle güzel bir kurgu ana karakter tarafından nasıl berbat edilir hâlâ şaşkınım. Sadece son 50 sayfasında hareketlilik vardı. Fallon aslında korkusuz bir karakter ama mantığı bir çocuk gibi sürekli Lorcan’a hakaret edip tepeden bir bakış
Şiir okumayı çok seviyorum, bu kitaba da gezinirken rastladım ve epey merak ettim doğrusu, daha önce hiç duymadığım bir kitaptı çünkü. Bu yüzden yeni bir şair keşfettiğim için mutluyum ve kitabı da genel olarak beğendim diyebilirim.
Sevdiğim birçok alıntı oldu kitapta.
Zaten alıntı olarak da paylaşacağım ama birkaçını da buradan paylaşacağım sizlerle
"muhakkak sende olmalıydım yaşamak bu yüzden fazla geldi üstüme bir beden"
"çıkart galoşlarını bulaşsın dünyanın kiri ayaklarına
kapılar sürgüsüdür evlerin"
"ama ben şaşkınım
palmiye özlemi çeken afrikalı gibiyim"
Ne işin var kiremitlerde a sersem desene!
İhtiyarlık mı nedir, şaşkınım oğlum bu sene.
Hadi aktarmayayım... Kim getirir ekmeğimi?
Oturup kör gibi, nâmerde el açmak iyi mi?
Bu defa romanı bitirmeden katili buldum diyordum ki Ahmet Ümit beni yine yanılttı. Hiç beklemediğim bir karakterin beklemediğim sebeplerden cinayet işlemesi... Çok şaşkınım hala.
Ahmet Ümit'in eserlerinde disiplinlerarası bir anlatıma başvurması çok hoşuma gidiyor. Eserinde hem günümüzden hem de tarihten izler görüyoruz. Geçmişe gittiğimizde Patasana'nın hikayesi çok güzeldi. İlk tabletinde "Ben zalimler çağında yaşayan bir alçaktım" cümlesini kurmasından dolayı kendisine biraz haksızlık ettiğini düşünmüştüm. Ama tabletleri okudukça neden bu düşüncede olduğunu daha iyi anladım.
Okuduğum her eseri gibi Patasana da mükemmeldi. Tavsiye ederim :)
PatasanaAhmet Ümit · Yapı Kredi Yayınları · 201923,9bin okunma
eğer bunlar ilginizi çekiyorsa;
•genç yetişkin fantastik
•elemental büyü
•ters köşeler
•ihanetler
•yavaş ilerleyen bir aşk
bu seriye bir şans verebilirsiniz.
ilk kitabı sevdiyseniz, bu kitaba bayılacaksınız. ciddi anlamda okurken kendimi kaybettim! ilk kitaptaki ters köşelerden sonra “daha ne olabilir ki?” diyordum ama bu kitap beni öyle
Uraz gülerek başını salladı ve camını kapattı. Güzel bir müzik açtı ve elini bana uzattı. Elini tutup ellerimin arasında kucağıma koydum.
"Kendini nasıl hissediyorsun?" diye sordu Uraz tereddütle, "Bu durum... nasıl hissettiriyor?"
"Bilmiyorum.'' Gerçekten bilmiyordum,
"Heyecanlıyım. Şaşkınım ve hala yaşananları idrak edememiş gibiyim. Peki ya sen? Sen nasıl hissediyorsun?"
"Tam hissediyorum,'' dedi kendinden emin bir sesle, "Kendimi en son bu kadar tam hissettiğimde bebektim. Abim, ben, annem ve babam aynı arabanın içindeydik. O gün
o kazadan sonra bugüne kadar kendimi hep eksik hissettim Kumru. Şimdi ise elim ellerinde, sanki hayat benden aldığı her şeyi bu ellerle bana geri verdi. Bu eller var ya..."
dedi ellerime bakarak,
"Hayatın benden aldığı her şeyi geri veriş şekli. Bu eller benim eksik parçamdı."
Farabi için almıştım ancak Mesud Topal'ın kişisel fikirlerini okudum kitap boyunca... Paylaştığım alıntılar da genelde araya serpiştirilmiş olan Farabi'nin sözleriydi. Destek yayınlarının Felsefe serisini çok severim fakat bu kitap nasıl oldu da bu kısma girebildi şaşkınım açıkçası! Bir hayal kırıklığı oldu benim için... Farabi okumak istiyorsanız önermem lakin Topal okumak isterseniz iyi bir seçim olur.