Osmanlı'nın Yönetim Şekli
Gülhane Hatt-ı Hümayunundan [1839] önce Osmanlı Devleti, Osman ve Orhan Gazi zamanından beri beyliklerden farklı bir yönetimle idare ediliyordu. Bu idare gayet sağlam ve usta bir idareydi. Allah Teala bu yönetim sayesinde Osmanlı Devletine Ortadoğu ve İslâm dünyasını yönetme imkânı vermişti. Ayrıca Osmanlılar hilafeti
Boratav ise savunmasında Atsız için şunları söylemektedir: Nihal Atsız'ın Cumhuriyet prensiplerine aykırı düşüncelerinin sadece fanteziden ibaret olmadığı, üniversite yıllarından sonra yavaş yavaş anlaşılıyordu. Nihal, etrafındakilerden ya tam bir alakasızlık ya da tam bir inkıyat görmeye alışmıştı. Ben, herhalde, onun karşısında münakaşa etmeye
Almanya’ya Türk Dersleri
Önemli Bir Medya Olayı Olarak
Türk Bağımsızlık Savaşı, 1919-1923
Alman milliyetçiler için I. Dünya Savaşı ve Alman-Osmanlı ittifakı, kıyamet ölçeğinde bir felaketle sonuçlandı -gerçek anlamda bir kıyamet, çünkü zamanın yergi dergilerindeki görseller Almanya’nın üzerinde mahşerin atlıları tasvirleriyle, Almanya’yı
Lord Palmerston, Kırım savaşı zamanlarında İngiltere'nin
en önemli kimselerinde birisiydi. Meşhur
Karl Marx, o zaman Londra'dan Newyork Tribune gazetesine "Şark Meselesi"ne dair gönderdiği bir makalede, Palmerston'un Türkiye hakkındaki iki yüzlü siyasetini tenkit etmişti.
Karl Marx, o zamanlar Londra'da ikamet ediyor ve adı geçen gazeteye dışişleri konusunda makaleler gönderiyordu. Bundan yirmi sene önce (1900-190l'de), İngiliz Sosyalistleri tarafindan kitap haline de getirilerek yayınlanan makalelerinde
Karl Marx'ın, Türkler hakkında oldukça insaflı değerlendirmeleri olduğu görülmektedir.
“Sör? Leydim?” dedi Podrick. “Iskarta, bir haydut mudur?” “Az çok,” diye cevapladı Brienne.
Rahip Meribald aynı fikirde değildi. “Çoktan daha az. Çeşit çeşit haydut vardır, tıpkı çeşit çeşit kuş olduğu gibi. Bir çulluğun da, bir deniz kartalının da kanatları vardır ama ikisi aynı değildir. Şarkıcılar, iyi adamların şeytani bir lordla mücadele