Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

MASUM_SiYAH

MASUM_SiYAH
@scn68
Gözlerinin dokunduğu her mekan memleketim. Bakıver de uzamasın gurbetim, esaretim... Rüzgarın dağımda olsun esmerliğin gecemde öyle kal, sana sonsuz sarıldığımda.
İnsanlar, damdaki kedilere varana dek tüm evcil hayvanları yediler..
Sayfa 215Kitabı okudu
Reklam
Sadakat, yalancı ağızlardaki kadar doğru olamaz.
Dört kent var ki, isyan yıldızı altında doğmuş. Bunlar Semerkant, Mekke, Şam ve Palermo'dur. Bu kentlerin insanları, zorla olmadıkça asla yöneticilerine baş eğmemişler, adaletin kılıcı olmadıkça asla doğru yoldan gitmemişler.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Hayat benim için iki eli cebinde uydurulan bir masaldı...
Anısı biz olalım bu sokakların öpüşmediğimiz tek saçak altı hiçbir otobüs durağı kalmasın Biz yürüyelim kent güzelleşsin gürültüsüz sözcükler bulalım yeni sevinçlere benzeyen Biz gelince bir yağmur başlar yüzün çizilir buğulanan camlara bir uzun karartma biter akasyalar köpürür birdenbire ve her avluda adınla anılan çiçekler sulanır akşamüstleri
Reklam
Pencereleri açılarak havalandınl- mayan bir ev, ağır ağır örümceklerini karşılamaya baş lar: Kapağı açılmayan küp de yosunlara kucak açar O halde aç pencereleri. Yeme yüreğini!
Sayfa 190Kitabı okudu
Sevgili dost, Avucuyla su içen bir çocuğu gören Diyojen , maşrabasını kırmış maşrabaya ihtiyacı olmadığını düşünmüş o an.
Bir gece misafirim olsan yeter, Dolar odama lavanta kokusu; Soğur sevincinden sürahide su.
Desem ki vakitlerden bir Nisan akşamıdır, Rüzgârların en ferahlatıcısı senden esiyor, Sende seyrediyorum denizlerin en mavisini, Ormanların en kuytusunu sende gezmekteyim, Senden kopardım çiçeklerin en solmazını...
Ve gönül Tanrısına der ki: - Pervam yok verdiğin elemden; Her mihnet kabulüm, yeter ki Gün eksilmesin penceremden!
Reklam
Akdeniz bir çaydanlık gibi fokurduyordu az ötede Biraz sonra kalkıp yüzümü yıkarım artık Sonra bir kitap okurum, ya da çiçekleri sularım.
Casy gülümsedi: — İnsan, alıştığı gürültüyü bile arar, dedi.
Yagmurlarda duran kız sakla kendini Saçlarını saldığın kenti sel basar ...
Ben kendimi bildiğimden beri Bir yerlerde sürekli yağmur yağar Uzak bir anı gibi duyduğum ne varsa Çocukluk olarak bildiğim ne varsa Topunu birden siler atar.
Ayrılık ne biliyor musun? Ne araya yolların girmesi, ne kapanan kapılar, ne yıldız kayması gecede, ne güz, ne ceplerde tren tarifesi, ne de turna katarı gökte. İnsanın içini dökmekten vazgeçmesi ayrılık. İpi kopmuş boncuklar gibi yollara döktüğü gözlerini, birer damla düş kırıklığı olarak toplaması içine. Ardında dünyalar ışıyan camlar dururken duvarlara dalıp dalıp gitmesi. Türküsünü söyleyecek kimsesi kalmamak ayrılık.” 
55 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.