Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bu Ülkenin Gençlerine Tavsiyem: “Senden ne köy olur ne kasaba” diyenlere, İçinizden yüksek sesle “haklısın” deyin ve ekleyin: “Benden ne köy olur ne kasaba, zira bende büyük bir şehir potansiyeli var. Sizde de beni inşa edecek kadar yürek, emek
Biz, bulgur yersek köylü; pirinç yersek şehirli olacağımızı zannederdik Oysa; Şehir, medeniyeti temsil etmeliydi. Medeniyete de şekil ve madde ile değil ancak; akıl, kalp ve ruh olgunluğu ile ulaşabilirdik. Medeniyeti ve şehirliliği bize hep hazırc
Reklam
436 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Okudukça, şaşırıp, kendinize kızıp, hak verdiğiniz, harika bir kitap. Sözüm var kendime tüm kitaplarını istisnasız alacağım, okuyacağım.
İsim, Şehir, Bitki
İsim, Şehir, BitkiYılmaz Özdil · Doğan Kitap · 20121,373 okunma
480 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Hemşehrim döktürmüş yine. Her yazısı, her satırları hislerime tercümandı. Yılmaz Özdil'in yazı stilini çok seviyorum. Harika bir havası var. Öyleki trajik bir olayı bile size o kadar farklı bir açıyla sunuyor ki istemeseniz de o gülümsemeyi suratınıza yerleştirebiliyor. Sürekli aynı şeyi tekrarlıyor diyenler var. Doğrusu yazarın ben köşe yazılarını sürekli takip etmiyorum o nedenle kitabında okuduğumda herhangi bir gene mi aynı şey Yılmaz demiyorum. Keyifle okuyorum kitabı. Tavsiye ederim herkese. " John Lennon der ki... Olay şiddet kullanımına dönüşmeye başladığı zaman, sistemin oyununa geliyorsunuz demektir. Yerleşik düzen sizi kavgaya sokmak için kızdırmaya çalışacak, sakalınızı çekecek, yüzünüze fiske atacaktır. Çünkü, siz bir kere şiddete başvurduktan sonra sizinle nasıl baş edeceklerini bilirler. Nasıl baş edeceklerini bilmedikleri tek şey 'şiddet dışı eylemler' ve 'mizah'tır." "Bizler çocukken sinek ilacı arabasının peşinden koşmuş milletiz, biber gazından mı korkacağız!"
İsim Şehir Artist
İsim Şehir ArtistYılmaz Özdil · Doğan Kitap · 2014785 okunma
480 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Gazete yazılarını takip ettiğim için bazılarını tekrar okumuş oldum, bazı yazılar ise önceki kitaplarda da yer aldığı için bolca tekrar okumuş oldum ama bu beni rahatsız etmedi, gözden geçirip gerçekleri hatırlamış oldum.
İsim Şehir Artist
İsim Şehir ArtistYılmaz Özdil · Doğan Kitap · 2014785 okunma
Halbuki hayatında bir kere olsun dağıtmadan, nasıl toparlanır insan? Hangi sınırdan bahsedebilirsin, özgürlüğü tatmadan?
Reklam
Cumhuriyet dediğin korkak babalar tarafından kaybedilir, yürekli evlatlar tarafından geri alınır. Mustafa Kemal ilelebet payidardır.
Nuh son anda bileğimi kavrıyor. - Çok dünya yutmuşsun! Ama oldu işte. Kurtuldun! Artık sus! Sus ki, altlarından ırmaklar akan evler gerçek olsun. Kilim silkelesin şehir çocukları tahta balkondan. Genç ağaçlar yapraklarını döksün. Gizleyelim mahrem yerlerini ruhumuzun. Sus ki, ipil ipil yağsın yağmur! Sen yine hayat de adına, ben dallarından ölü serçeler sarkıtan söğüt.
Bahçenin kenarından geçerek yukarıya, Arnavutköy’ün tepelerine doğru yürürken burnumuza hãlã menekşe kokusu geliyordu. Altımızda bir Mayıs gününü bırakarak Şubat ayını yukarıda kamçı gibi bizi bekler bulduk. Say:149 Sabahın 4.30’u. İnsan sesleri sessizliğin içine düşüyor. Karanlığa bol bol duman fışkırtan meşalelerin geceye yaptığı te’siri
"Bir şehir ol. Mesela İstanbul gibi. De ki; Boğazım kuruyana kadar seveceğim seni."
Reklam
Günlerden pazartesi. Yine vapurun alt kamarasındayım. Yine hava karlı. Yine İstanbul çirkin. İstanbul mu? İstanbul çirkin şehir. Pis şehir. Hele yağmurlu günlerinde. Başka günler güzel mi, değil; güzel değil. Başka günler de köprüsü balgamlıdır. Yan sokakları çamurludur, molozludur. Geceleri kusmukludur. Evler güneşe sırtını çevirmiştir. Sokaklar dardır. Esnafı gaddardır. Zengini lakayttır. İnsanlar her yerde böyle. Yaldızlı karyolalarda çift yatanlar bile tek.
Ona sarıldım. Will Traynor, parlak şehir çocuğu, dalgıç, sporcu, gezgin, sevgili. Onu yakınımda tuttum ve hiçbir şey söylemedim. Aslında sessizce sevildiğini söylüyordum. Ah hem de ne kadar çok sevilmişti!
NOT: Karakter namus bir adamken ölüm sınırına yaklaşmış kısımda olaylar gelişiyor. babası da kötü karakter özelliklerine sahip ve şehir dışında. Sonunda matainelerin hayatı kurtulmuştu. Onu tek rahatsız eden, ruh haliydi. Vicdanı sızlamıyordu; neticede babasının serveti, tüm insani ve ilahi kanunlara göre onun olmalıydı. Üstelik, ihtiyaçtan dolayı bu işe sürüklenmişti. Hayır onu şaşırtan, babasının evine düzenlediği seferlerden aldığı olağanüstü hazdı. ... ... Ölçülü bir adamın, bir gece içkiyi kaçırdığında nezih bir şarapları takdir etmesi ve karşılaştırmayı öğrenmesi gibi, Mösyö Mitaine de ikiyüzlülüğün hırsızlığın tadına varıyordu.
Sayfa 191Kitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.